İlk cemre yüreğime düşmüştü, sonra heryer ısınıverdi birden... İliklerime kadar hissettiğim bir sıcaklık ve içimde kaynayan bir duygu...
Sonra acının soğuk terleriyle gece uyanıp, kuruyan dudaklarıma serpeceğim bir damla su arıyorum ve sana koşuyorum.
Dışarıda bir yağmur başlıyor, karanlık, dar, loş sokaklar ve üzerine sinmiş umutsuzluklar...
Kaybediyorum en özel yerinde saklı kalmış parlak umutlarımı yüreğimin...
Yine sana koşuyorum nefes nefese, titrek cümlelerle seni anlatıyorum sana...
Biliyor musun sevgilim, suskunluktur en iyi bildiğim şey, tebessüm yalın iner çehreme, şaşırıp kalmışım beni sevme bu kadar deyişine...
Sonraaaa! ağırıdır sevmelerim her yürek taşıyamaz diyen Can Dündar gelir aklıma birden, büyük umutları olan, güçlü omuzlar arayan Dündar...
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta