Kostagi Kirik Hipetonus Şiiri - Seyfi Ka ...

Seyfi Karaca
5277

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Kostagi Kirik Hipetonus

Chilhanede sessiz bir akşamüstü
Herkes
Kısa filitreli mesken mozaik
Akrep nalan tüdenya kısa filitrecisi
Ve özcannalişan mahsun mahmut küçüklü büyüklü ibo ceylo uzun çalarından
Değilse bile
Kahır nizah
Fakir guraba
Baroş birhoşşşşş
Nokta atışını ve fukara fişekleşmesini damarda dolaşan kirin zehrin sinir uçlarına sıkarak
Ezilen buğday taneleriydi hınç nefret ve kin ufalayıp öğüten insanlık değirmenlerde
Seken kötülük tohumlarıyla azaldıkça soyu tükenenler arasında herkesten bir parça ölüsünü bularak hayat
Birbirine bulaşan
Birbirine karışan
Birbirine yabancı
Birbirine bilenmiş
Ve birbirinden parçalanıp kopmuş kırık çürük balyalardan çoğalma istif ve ambalaj kostümüyle
Güneşin bu aralar keyfi kaçık
Zevki kilitli şifreli zulada asabı bozuk morali yok gibilerde sallanıp duruyor galiba
Işığı kara bulutlara saklayıp gömen
Sarkacın varıp dokunduğu uçlardaki
İnsan mı dersin artık
Yaban bayırı mı
Kent güzergahı mı, çakıl taşları mı, parklar mı, herkesin kaçak ve kayıp izine rastlayan kaldırımlar mı
Gün sıcaklığı mı
Dağ serinliği mi
Akşam karanlığı mı
Su yüzünde kıvılcımlanan ılık yakamozlar mı
Bozkır mı
Çakır dikenleri mi , gülistan tarlası mı, ekin saçın gül bağı mı
Kuytu köhnelerin kalabalık kimsesizliği mi
Ay çiçekleri mi , her nedense
Her kimeyse gayrısı ötesi günün güneşin morali yok bugün..
Afra tafralardan hüzün tezgahında çarşısı bozulmuş ve hızla senesi eskiyen iflahı kesik kumaşlar dokuyup satıyor
Yalnızlığından başka kimseyle paylaşamayıp sineye çektiği saklanmış gizlenmiş paslı zehirli acılarını
Kaygılarını
Üzüntülerini
Umutsuzluklarını
Katlanılmaz yüklerini ve iltihap birikintilerini döküp saçacak boşluklar sataşmalar ve bahaneler arayışına girerek
Rastladığı her huzuru yerindeki yuvayı ve yapıyı yıkmanın cinnetiyle
Nar çiçekleri
Kuşların kanadına sığınan gökyüzü
Otobüs durakları
Çalınan kapıda selamsız sabahsızlığın paslı karanlıkları
Çiçeğe durmuşken aşk..
Ilıklara boğulmuş ıslak bir şehir
Hasret tütüyorsa soğukluğun kucakladığı ayrılıklar
Sıyrıklarla kurtulamayan
Bu korner bu oyunu bozar
Adın bahtın gövden kara yere gelesice diye diye
Dibimizde bitti
Halimizde dolaştı
Elimizde büyüdü bunca dertler belalar illetler sorunlar
Gökten dağa
Dağdan toprağa suya ve akşama akıp inerken güneş
Hasat mevsimi Zeytin bahçelerinde tükenen günü tamamlayıp birer ikişer anca yetişmiş sonbahara bitiriyor ırgatlar
Ölen gömülüyor
Öleni gömüyorlar
Ölmeden bile
Eksisi artısına Eşittir okulundan yetme bitme mafya meziyet eziyetiyle
En önde gideni daha kolay cukkaya oturtuyorlar dşye
Kim milyoner olmak ister filana yakın yüksek lşsanslı terfiyesi ile öldüye sayılanı oyundan hizadan çıkarıyorlar
Kırmızı kapak
Sarı conta
Siyah cant
Işıldaklı pilaka
Mantar tıpa
Murdar fiyaka
Yap şu alfabeden bir kaç değişik numara
Kat
Karıştır
Ver ayarı, giy şu gıcır acıları galu belayı sorunu stresi ne
Git gel
Git gel
Her ne yaparsan yap kur şu sesin kesik kırpık cümlesini ortalık yere
Kahvecinin çay ocağındasınmış gibi
Dünyanın yarısından çoğunun gelip geçtiği bu çöplükten mal mülk hesabına bölük pörçük
Kasnağı avareden
Kostağı kırık hipetonusun

Kasım/25

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 15.11.2025 14:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!