10 Ağustos Körkuyu Festivali – Silabuluşması
Güneş ilk ışıklarını Aybağam Yolu vadilerine serperken, Körkuyu Mezrası’nın taş beşikli patikaları üstünden akıp gelen serin rüzgâr, 10 Ağustos sabahını adeta alkışlıyor. Kültür Silala Gurbet Buluşması’nın ilk notaları, Abonoz Akpınar’ın esintisinde yankılanan saz telinden yükseliyor. İbrahim Şahin’in tasarladığı ana kıvrımlı festival alanı; Dinek Toros Çeşmesi’nin yanı, Kartal Tepe Göğüş Tepe Burnu, Burçak Alanı ve Kuzey Cephe Ermenek Köprüsü arasında, sanki bir tablo gibi kurulmuş durumda.
Festivalin açılışı, saat 09.00’da “Sıla buluşması Merasimi” ile yapılıyor. Festival çadırlarının birinde Ömer Trım'ın yoladığı "Taşeli Edebiyat dergisi" afişi selfi çekriren çaktirene..
Geleneksel keşkek kazanlarıyla düzenlenen kazan kazan ritüeli, ilk taneler dağıtılmadan önce tüm katılımcıların ellerine tahta kaşıkları teslim ediyor. Bol köpüklü mizahın ilk baloncukları, “Keşkek Komitesi” mensuplarının çocuklarla oynadığı yiyecek-top oyunu sırasında patlıyor; her kazanan çocuğa çılgın renkli ıslıklar hediye ediliyor.
Saat 11.00’da sahnedeki sazın ucundan süzülen ezgiler, “Sazda Etem Atay” olarak bilinen davulcu Ömer’in kornet refakatinde dans eden kadife şalvarlı kadınları çağrıştırıyor. Durmuş Usta’nın düdüğüyle başlayan “Kızlar Gerdan Kıvırsın” sahnesi, gençlerin içindeki coşkunun dışa vurumuyla birleşiyor. Bir anda herkes kendi çapında bir küçük dansözlük yapıyor; pamuk şekeri gibi yumuşacık, köpük kadar hafif adımlar etrafa neşe saçıyor.
Öğle arasında “Tuluktan Yayık” atölyesi kuruluyor. Misafirler, eski gelenekleri yeniden canlandırmak için tereyağını el yordamıyla çırpıyor, ardından “Batırma” tabaklarında yoğurt-biber karışımının içine ekmek parçalarını daldırıyor. Bu eğlenceli buluşma esnasında, “Göksü Şelalesi” adı verilen mini su perileri, katılımcıların ellerini serin su fıskiyeleriyle ıslatıyor. Bol köpüklü mizah tam burada doruğa ulaşıyor; kimisi kendini zeytin ağacına, kimisi de deve maketi önünde gondola benzer minyatür sepetine atıyor.
15.00’te “Deve Oyunu Gösterisi” başlıyor. Toros Çeşmesi’nin arkasındaki alanda düzenlenen parkuru tamamlayan minyatür develer, yetişkin seyircilerin kahkahasına karşı boyun büküp eğiliyor. Jüri heyeti arasında yer alan “Komşu Güzergahı” temsilcileri, kazanan deveye altın renkli nazar boncuğu takarak ödüllendiriyor.
Akşamın en beklenen anı ise saat 19.30’daki “Kazancı Aybağam Yolu” yürüyüşü. Katılımcılar, el fenerlerini ellerine alıp Anamur Kuşkonmaz Geçidi’ne doğru tek sıra ilerlerken, sayısız yanan fener topu, sanki gökyüzüne sıralanmış küçük bir hilalin halkalarını oluşturuyor. Bu mistik yürüyüş sırasında, festival mimarı İbrahim Şahin’in ses kayıtları, bölgenin eski efsanelerini anlatıyor: Körkuyu’nun yitik kuyusunun sırları, “Silala” adlı efsanevi bir sazın hikâyesi ve meşhur “Silabuluşması”nın kökleri…
Devamında sizi; gece yarısı köpüklü konser, tülbentli halk oyunları, ve sabaha kadar sürecek “Saz Söz Sohbet” bölümü bekliyor. Birbirinden renkli çadırları, aşkla yoğrulmuş sofraları ve gönülden çalan davullarıyla Körkuyu Festivali, tam 2.500 kelimelik bu anlatıda bile sınırları zorluyor
İbrahim Şahin 2Kayıt Tarihi : 13.7.2025 06:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!