KONUK
I
örselenmiş sözlerdi aramızda
bizden önce kanayan
eskisine gölge düşüren acı, git
sinmiş duvarlarına akşamın
veda vaktinde bir konuğun telaşı
geçmiş ilkyazın son bir ışıltısı
banmış serinliğini kirpiklerinin burcuna
dalgın, kederli bir serçe gibi susmakta
geride kirli yüzüyle bıraktıkların
küstüm çiçeğinden, o yalnızca esefle gülen
zamansızdı belki henüz vakitli diyemem
zor dilimlere bölünmüş
şu suskun günümün yorgun vardiyasında
kağşamış bir mumum
gecenin üstünden sessizce geçtiği
sisli peronların kalabalık yalnızlığına karışan
içimde bir göçmenin yaban hali
koşması gibi aksak bir çocuğun
gizlice eksildiğim bu istasyonda...
II
dilsiz bir dalgınlığa dönüştü
uzak bir boşlukta
geceye anlam veren sesindeki kuşku
varla yok arası
sinsi bir aykırılık bu, sendeki sana rağmen
dindi, yorgun yağan karın sesi
işte sevgilim onlar da sustu
ardıç ağacına çakmak taşıyla yazdıklarımız
orda, yanık gazel kokan
nasır bağlamış sağır anıların orda
sustu, ölümlü bir gerçeğin önünde
yakamozlanmış sularda dinlenen ay gibi
ah! kimliksiz acılarla dinginleşen yüzüm
mahsur kaldığım aynalarda
aksine vuran eylüldür genişleyen soluğum
içinde sönmüş arzuların kederini yansıtan
git de parlak bir yalan bul kendine
Kayıt Tarihi : 8.8.2000 16:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

kağşamış bir mumum
gecenin üstünden sessizce geçtiği'' ...
Tam şu dizeleri göğüslemeye çalışırken...
''sinsi bir aykırılık bu, sendeki sana rağmen'' geldi...
Sıkı...Sımsıkı bir şiir...
Kutlarım.
TÜM YORUMLAR (2)