'Şiir' konuşmak gerek
Coşa coşa
Düşe kalka
Güle ağlaya
En çok da
Şiir olup akmak gerek
çan eğrisi tersten işlemekte
tümlüğe eksik zamanlara kucak;
kırka iki kala keşfim
bir dehliz, beynimin çıkmazında...
uzaktan bakan benim
Devamını Oku
tümlüğe eksik zamanlara kucak;
kırka iki kala keşfim
bir dehliz, beynimin çıkmazında...
uzaktan bakan benim
şiir konuşmayı hiç haddime göre bulamadım bu zamana kadar... elbette şiir üzerine bir sürü cümlem var kurulacak , konuşacak ....saklamayı tercih ediyorum ..belki bir gün hazır cümleleri bulmadan üzerinde düşünülen olurum ....ya farklı olurum ....ya hiç olurum
yorumunda yazdığın gibi üzerinde düşünülmemiş düzbastı yazılarımla doyurdum ruhumu ....ve dönüp ardımı niye böyle yaptım demedim...demek istemediğim için de bilmediklerimi öğrenmekten kaçıyorum .....ya benim içimde oluşan kurgu ile şiir olacağım ...ya da hiç olmayacağım !
çünkü .........dediğin gibi şiir olup akmak gerek..........kopya çeken bir öğrencinin içindeki tatminsizliği yaşamaktansa , kopya çekmeyi suç sayan bir öğrenci gibi sınıfta kalmayı tercih ederim...
ki bu cümleden çıkaracağın yorumu sana bırakıyorum ! yakın bir geçmişte yaşadın ruhunun tuş edilişini
..............
..............
hani son mektuptaki gibi .......... tek pencereli hayattan dünyayı seyredenler gördükleriyle sonsuzluğu içerken nasıl gururlanıyorsalar , daha koltuklarımı kabartacak çok pencere açarım hayata ... ve yazdıklarımız açlığımızı bastırmadıkça daha çok derin cümlelerimiz olacaktır anlayana...........
......bak bir kucak saçmalık yazdım sana aynur :) kendime dair , düşündüklerime dair bir şeyler bulduğum içindi sanırım ......
sevgimle
Tan Edebiyat Dergisi’nin son sayısındaki (şubat 2006) bir yazıdan alıntı yapacağım.
Önce Arif Damar’la yapılan bir söyleşiden bir cümleyle başlıyor yazı: “ Az şiir yazarım, fakat şiirlerin üzerinde çok çalışırım. “gitme kal” şiiri için altı ay çalıştım” demiş Arif Damar. Şiirde üretici değil yaratıcı olma temasını aktaran Ali F. Bilir’in şu sözleri ise anlamlı:
“ Dergi ve kitaplardaki günümüz şiirine baktığımızda bunların çoğunun yaratılan değil, üretilen şiir özelliği taşıdığını görürüz. Bu yüzden, yalnızca dil oyununa ve tekniğe indirgenen bir şiir anlayışının egemenliği söz konusu ükemizde.Usta (!) şairlerimizin pek çoğu bilgiye gereksinim duymadan, yalnızca ad ve yeteneklerine güvenerek şiir yazmayı yeğliyorlar nedense. “Derin yapısı” olmayan , neredeyse dile indirgenmiş, emek verilmeden üretilen bu yalapşap ürünler hiç eleştiri süzgecinden geçirilmeden sanat dergilerinde yayımlanma, gözde yayınevlerince kitaplaşma olanağı buluyor. Böylece genç şairlere ve şiir yazmaya yeni başlayanlara kötü örnek oluyorlar.Kanbarut dünyanın, etnik ve dinsel bağnazlığın kıskacında kıvranan ülkemizin şiiri değil bu yazılanlar. Şairlerimiz de gerçek olmayan, başka bir dünyanın insanı. Belki de bizler kör ve nankörüz.Yaşadığımız dünya ise barış içinde, ama biz göremiyoruz.ortada ne savaş var, ne terör, ne kıyım, ne sömürü! Her şey yolunda! Ne işsizlik kalmış , ne açlık !İnsanlarımızın sırtı pek, karnı tok! Çağdaş eğitimin olanakları her yurttaşımıza sunulmuş! Sağlık sorunlarımız çözümlenmiş! Ah bir de şu kuşlar, grip, ve göçmen kuşlar olmasa!
Elbette insanı tanımalı, hayatı bütün çelişkileri ile görebilmelidir sanatçı, şair.Gördüğümüz çevre yaşadığımız yer ile sınırlı değildir hiçbir zaman. Yirmi dört saat şiiri düşünen , duyargaları açık olan biri için sınırsız bir dünyadır yüreğimizi titreten, yazma dürtümüzü uyandıran.Bu dürtüsel uyanış, anlamlı bir yapının yaratılmasında ilk adımdır. Sonra , yaratma sürecinin en zor, en sancılı evresi gelir. Zihinsel ve derin bir yapının oluşmasıdır bu.”
Bu alıntıdan sonra söyleyeceğim bazı konu başlıkları var benim de, kendi adıma;
Edebiyata neler etkir diye düşündüğümüzde kabaca aklımıza ilk gelenler;
-İçinde yaşanılan dünyanın var olduğu koşulları ile edebiyat sürecine etkisi
-İçinde yaşanılan toplumun dünya içinde öznel bir parça olduğunun bilgisi ile bu sürecin o döneme denk gelen edebiyat sürecine etkisi
-Medyanın etkisi
-Edebiyat dergileri ve edebiyat çevrelerinin edebiyata etkisi ( Dergi içerikleri ve düzenledikleri yarışmaların dolaylı etkisi vb. )
-İnternet ortamında edebiyat koşullarının bu sürece etkisi.
-Cinsiyet koşullarının değişen kültürel değerler eşliğinde edebiyata etkisi
Sorumluluk elbette bu alanların pek çok yerinde bulunduğumuz konum üzerinden yapabileceklerimiz noktasında hepimize düşüyor. Ancak internetin payına düşen bölümü genelde sitelerde yaşananlar ve buradan doğumlu şiirlerin edebiyata olumlu ya da olumsuz katkısı olarak düşünürsek bu alanda oluşacak pek çok sağlıksız yaklaşımı izlerken, bir yandan da inadına bizzat niteliklilerini yaparak, sürecin güzele dönüşmesi yolunda bu anlamda direk işle müdahale ederek bu kültüre olumlu yönde katkımız olacağı açıktır.
Sevgilerimle
Aynur Özbek Uluç
Ne kadar verimli geçiyordur kimbilir orada olmayı çok isterdim. Sevgilerimle...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta