Bir adam ki tam meczup sırtındaki ceketle,
Kararmış suratıyla mütevazı tipiyle…
Karınca görse basmaz köpek görse ürkütmez,
Dilinde duaları kendine de gelemez…
Elde taşınır tezgâh yol kenarında durmuş,
Otoparka sığınmış yerini oluşturmuş…
Hani şu kokulardan cami esanslarından,
Enjektörle basılan şu hacı yağlarından…
Zenginin iğrendiği iğde kokularından,
Misklerden, amberlerden o cennet yağlarından…
Sosyetenin kaçtığı kibirlinin ürktüğü,
Vicdansızın ittiği zalimin öğürdüğü…
Fakirin abandığı meleklerin koştuğu,
Şahsımın da sevdiği hak ile buluştuğu…
İşte onu satıyor caddenin kenarında,
Herkes tezgâh ararken o, parkın alanında…
Otoparkçı acımış zararın olmaz, demiş,
Çitlerinin dibinde tezgâhına yer vermiş…
Çok yerde zabıtadan millet kaçışır iken,
O, namazlarıyla geçmiş zikirlerinden…
Biri tezgâhı çalsa Rab’be havale eder,
Hiç kazanmasa dahi Rab’bimize şükür, der…
Biz, bol maaş alırken o, nasıl kazanıyor?
Kurduğu o tezgâhla nasıl yetiştiriyor…
(2011)
Mehmet Tevfik TemiztürkKayıt Tarihi : 7.11.2016 17:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!