O kadar çoktu ki işleri çocukların,hiç işleri bitmezdi.Usulen gelselerde bazen,onu mutlu etmezdi.Bir gün hastalandı bizim zahit yatak,döşek.Otursa oturamaz,kalksa kalkamazdı.Biliyor du işte zahit,bu ölüm yoklaması.
Koşup geldiler sağdan soldan çocukları,Her yanı ağıt sesi kapladı.Ben iyi baktım yarışına girdi çocukları.Ölüyordu zahit,hiç kalmamıştı hali.
Son bir hamle yaptı koca zahit.Bir şeyler anlatacaktı.Lakin hiç yoktu takatı.Zorlandı,bir çift söz çıktı ağzından nice sonra"Ölüyorum evlatlarım,lazım değil bu ilginiz,bu ilgi bana yaşarken lazımdı".
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem