KIZILBAŞLIK NEDİR?
— Rızanın, sevginin, adaletin ve aklın yoludur.
Eline, beline, diline sahip ol, koymadığını alma, görmediğini söyleme, incinsen de incitme; döktüğünü doldur, ağlattığını güldür, yıktığını yap!
Yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.
I. Kavramın Kökü ve Tarihi
Kızılbaşlık, 13. yüzyıldan itibaren Anadolu, Azerbaycan, İran ve Mezopotamya’da şekillenmiş, özellikle Safevîler dönemiyle kurumsallaşmış; ama kökleri Yesevîlik, Melamilik, Hurûfilik, Bektaşîlik ve Şiî-Alevî geleneklere dayanan bir inanç, ahlâk ve yaşam biçimidir.
"Kızılbaş" adı ilk kez Safevî tarikatına bağlı dervişlerin kırmızı başlık giymesinden (12 dilimli tâc-ı kırmızı) dolayı ortaya çıkmıştır. Ancak bu isim zamanla, salt bir tarikatten çok daha derin, hakikat merkezli bir ahlak ve insanlık yolunu simgeler hâle gelmiştir.
II. Kızılbaşlık Bir Mezhep Değil, Bir Ahlâk Yoludur
Kızılbaşlık, yalnızca inanç sistematiğiyle değil, esasen ahlakî ve vicdanî bir duruşla tanımlanır.
- Kızılbaşlık bir dindir denemez.
- Kızılbaşlık bir mezheptir denemez.
- Kızılbaşlık bir halk irfanıdır yani kültürüdür,
vicdan felsefesidir.
Şu dört temel sütun üzerine oturur:
Akıl – Körü körüne değil, sorgulayarak inanır.
Vicdan – Her davranışta içsel onayı arar.
Rızalık – Kul hakkı gözetilir; rıza olmadan iş yapılmaz.
Edep – Ahlâkın, edebin ve adaletin üstünlüğü esastır.
III. Kızılbaşlıkta Tanrı ve İnsan
Kızılbaş inancı, Tanrı’yı gökte bir güç olarak değil, insanın özünde, sevgide ve vicdanda tecelli eden bir hakikat olarak görür.
“Hakkı görmek istersen, insana bak!”
“Yaradanı yaratanda ara!”
Bu anlayışta Tanrı ile kul arasında bir hiyerarşi değil, bir özdeşlik ve sevgi birliği vardır. Bu yüzden Kızılbaşlar,
- ibadeti camide değil cem'de yapar,
- kurbanı rızalıkla keser,
- Kâbe’yi taşta değil, gönülde arar.
IV. Kızılbaşlığın Temel Ahlâk İlkeleri
Kızılbaş bir insan;
✅ Aklını kullanır,
✅ Bilime ve öğrenmeye açıktır,
✅ Kul hakkı yemez,
✅ Sevmeden inanmaz,
✅ İncitmez, incinse de incitmez,
✅ Tazmin etmeden helâllik istemez,
✅ Yalana, riyaya, gösterişe düşman olur,
✅ Kadını, çocuğu, doğayı mukaddes bilir,
✅ Her cana “can” diye bakar.
V. Kızılbaşlıkta “İkrar” ve “Yol”
Kızılbaş olmak, doğuştan gelen bir kimlik değildir.
Kızılbaşlık bir ikrar meselesidir.
“Dilimle değil, kalbimle ‘Evet’ dedim bu yola.”
“Ben rıza yoluna talibim, ben cana kıymam, ben hak gözetirim.”
İkrar, sadece bir cümle değil;
bir ahlâk sözü,
bir davranış yemini,
bir insanlık beyanıdır.
VI. Kızılbaş Kime Denir?
Kimin başında tâc var, kimin dilinde dua var demekle olmaz.
Bir kişiye "Kızılbaş" denmesi için;
- Aklı,
- Sevgisi,
- Vicdanı,
- Emekle yoğrulmuş lokması,
- Rızalıkla alınmış affı
olmalıdır.
Yani:
- Maddi-manevi zarar verdiği kişiden helallik almış,
- Emek vererek, alın teriyle yaşamış,
- İnsanlara zarar vermemeyi şiar edinmiş biri Kızılbaş olur.
VII. Neden Kızılbaşlık Hâlâ Gereklidir?
Bugün, insanlığın yeniden
✔ vicdana,
✔ rızalığa,
✔ akla ve
✔ adalete ihtiyacı varsa;
Kızılbaşlık bir tarih değil, bir gelecek öğretisidir.
SON SÖZ
Kızılbaşlık, yalnızca geçmişin mazlumlarının değil,
bugünün ve yarının da onurlu insanlık yoludur.
Rütbeyle değil,
gönülle kazanılır.
Yazıyla değil,
yaşayışla yaşatılır.
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 24.7.2025 08:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!