Kıyıda Yaşayanlar”
Bazıları için hayat,
anahtar deliğinden bakan kör bir bekçidir.
Koca bir sarayın kapısında nöbet tutar,
ama hiçbir odaya girmez.
Gözleri delikten geçen ışığa alışır,
karanlıktan aydınlığa adım atacak cesareti olmaz.
Her şey onun için gölge oyunudur:
birinin ayak sesleri,
ötekinin omuz silkişleri.
Ve o, gerçek sandığı gölgelerle
bir ömrü tüketir.
Bazıları için hayat,
at gözlüğüyle yürüyen bir mahkûmdur.
Çevresinde çiçekler açsa da,
çocuklar kahkahalarla koşsa da,
onun gözleri hep aynı patikaya zincirlenmiştir.
Dar bir yol,
sonu olmayan bir çizgi.
Ve o mahkûm, zincirlerini fark etmez,
çünkü zincirler göz kapaklarından örülmüştür.
Bazıları içinse hayat,
kıyıda sessizce ağ atan bir balıkçıdır.
Denize açılmaz,
çünkü dalgaların yuttuğu isimleri duymuştur.
O yüzden sahilden ayrılmaz,
ufku seyredip durur.
Ağına düşen üç-beş küçük balıkla yetinir,
ama derinlerdeki sürülerden habersiz kalır.
Çünkü bilir,
denize açılmak cesaret ister—
ve cesaretin bedeli çoğu zaman yalnızlıktır.
Ve sonra,
hep aynı cümle düşer dillerine:
“Aman etliye karışmayayım,
sütlüye bulaşmayayım.”
Yangın çıkar meydanda,
onlar kapısını sürgüler.
Bir çocuğun ağlaması yankılanır sokakta,
onlar kulaklarını tıkar.
Yaşarken yokluğun provasını yaparlar,
usul usul, göze batmadan.
Ama ben bilirim:
kıyıda yaşayanların en büyük korkusu
fırtına değil,
kendi içlerindeki denizdir.
Çünkü o denize bir kere bakarlarsa,
gördükleri dalgalar
sahildeki sessizliklerini parçalayacaktır.
Hayat—
anahtar deliğinden izlenecek kadar dar değil,
at gözlüğüyle yürünecek kadar tekdüze değil,
sadece kıyıdan seyredilecek kadar sığ değildir.
Hayat,
kapıları kırıp ardına geçmek,
gözlüğü çıkarıp gökyüzünü selamlamak,
kayığı denize sürüp
kendi fırtınasına göğüs germektir.
Ve ben diyorum ki:
kıyıda yaşayanlar,
aslında hiç yaşamamış olanlardır.
Kayıt Tarihi : 21.8.2025 04:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!