Köygerçeği / Bölüm 3: Ahırda Sabah
Sabah, ahır kapısının gıcırtısıyla başlardı. Henüz güneş doğmamışken, içerideki sıcaklık dışarıdaki serinliği örterdi. İneklerin burnundan çıkan buhar, dualarla karışırdı. Kimse yüksek sesle konuşmazdı; çünkü burada sabah, önce huzurla başlardı.
Çocuklar uykulu gözlerle keçi sağarken, dedeler tütün sarar, neneler kandil duası mırıldanırdı. Her hareket yavaştı, ama anlamlıydı. Kimse acele etmezdi çünkü zaman burada takvimle değil, gökyüzüyle ölçülürdü.
Ayakkabıların ucundaki çamur bile bir geçmiş taşırdı. Kim, ne zaman, ne hisle bastıysa—toprak unutmamıştı. Ve ahırın içinde, sadece hayvanların değil, insanların da sessizliği beslenirdi.
Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Devamını Oku
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta