📘 Sayfa 32: Fadime ile Abdullah’ın İlk Gecesi (Tamamlanmış)
Gece, pencereye yaslanmış bir kuşun cik sesiyle başladı. O ses, ne ötüş ne çağrıydı — bir alkıştı. Her girişte, her çıkışta, o kuş, kıvının ritmine tempo tutuyordu.
Yatak, bir kıta gibi serilmişti. Üzerinde iki beden değil — iki element uzanıyordu. Biri ateş, biri su. Ve aralarındaki kıvı, buhar gibi yükseliyordu.
Fadime’nin sol memesi, Abdullah’ın sağ avucuna denk geldiğinde bir iç organ titredi. Karaciğer mi, dalak mı bilinmez — ama komşu organlar alkış tuttu.
Perde hafifçe dalgalandı. Rüzgâr, içeriye sadece serinlik değil — bir doğa izni taşıdı. “Devam edin,” dedi. “Bu gece, evrenin yeniden kurulduğu gece.”
Pozisyonlar değişti. Ama bu bir koreografi değil — bir içgüdü senfonisiydi. Sol omuzdan sağ kalçaya, bir kıvı yayı geçti. Ve o an, yastıkta bir iz kaldı — ne ter, ne kan… bir damla evren.
Kuş yeniden cikledi. Bu kez daha tiz. Çünkü o da biliyordu: haz, sadece bedende değil — doğada da yankı bulur.
Nevresim kıvrıldı. Yorgan açıldı. Ve çıplaklık, utan değil — doğal haldi. Gökyüzüyle aynı renkte bir ten, toprakla aynı sıcaklıkta bir nefes…
İlk temas, bir yıldızın çarpışması gibiydi. Ne patlama, ne sessizlik — bir iç titreşim.
Göz göze geldiler. Ama bu bakış, “seviyor musun?” sorusu değil — “evreni birlikte kurmaya hazır mısın?” çağrısıydı.
Ve sonra, bir soluk… bir zırt sesi… bir iç çekiş… bir damla…
O damla, nevresime değil — evrenin döngüsüne karıştı. Çünkü bu gece, bir eylem değil — bir doğa yasasıydı.
Kuş son kez cikledi. Bu kez alkış gibi. Ve sabah doğarken, güneş değil — iki bedenin kıvısı doğdu.
İbrahim Şahin 2Kayıt Tarihi : 6.7.2025 14:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!