İrbeğem ve Deste Sayımı”
İrbeğem gözünü ilk açtığında, tek yorganın altında annesiyle babasının ayak parmaklarının müstehcen bir halay çektiğini gördü. Ne olduğunu anlamadı. Ama göz kırpmadan izledi. İlk defa, gözlerini değil—sabrını kırpmayı öğrendi.
İlk ayını ezilmeden geçirince bebek meclisinde “zoru olmayan şanslıdır” diye kayda geçti. Ağlamayı da unuttu; çünkü halının üstünde annesiyle babasının birbirine sürtünmeli ront dansı varken kim ağlamaya vakit bulurdu ki.
Bir gün, öğle vakti, annesinin “ohh be hacım” deyişini işitince jeton düştü. Anne farklı, baba farklı; ama ritim aynı. Kendi kendine mırıldandı:
Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Devamını Oku
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta