Kitaptan Kitaba 8 Şiiri - Seyfi Karaca

Seyfi Karaca
5240

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Kitaptan Kitaba 8

Herkesin kendinden sakladığı düşüncesinin dahi izleyip gözetleyen cihazlarla farkedilerek baskılayan hapis altında tutulan Büyük Birader sisteminin acıklı zavallısıdır bu zehirli kirli zifiri zindan .(Orwell’ in ütopyasından esinlenerek provası reklamını yapan Biri Bizi Gözetliyor türü ve buradan çoğaltılmış dizi furyası medyatiklik mamülleriyle maksada özel verimliliğin hususi stüdyolarından ölümü gerçekleşen yapay zeka çağı robot insanına nasıl tasarlandıysa öylece türedi üredi kundaklandı ve evrildi dünkü döküntülerden molozlaşan yarın)
‘ Her şey haksız kanunsuzluk hükmünde olup bitince, yani yasa kural kaide ahlak onur itibar saygınlık ortadan sökülüp kaldırılınca, hiç bir şey yasa dışı değildir. Yani her yasa dışı olan ve sayılan şey yerleşik hayata sıradanlaşarak çökmüş çullanmış alışkanlığın rutin ve doğal vazgeçilmezi olmuşsa, kaçak zorba haram ve insanlık dışı sayılan her şiddet saldırı dayatma baskı korku taciz ve tecavüz, sosyal hayatın normallerinden olmuştur ‘ diyor Georg Orwell , küresel Globalizm’ in kozmik karargah merkez metropol örgütlenme hücrelerinden biri olan ve giderek denetimli metal kapanmışlığa hayatını kaybeden insanlık cinayetinin ‘ 1984 Londra ‘ sı ‘ üzerine odaklı fakat asıl gizli öznesi Troçkist yanlılığını ortaya koyan Sovyetler’in muhatap alındığı ancak toplam gerçeklikteyse Orwell’ in bile farkında olmayarak günümüz tek kutuplu vahşi kapitalizminin esaret çarkını ve çarmıhını işleyen bilim kurgu ( onca kayıplarla geçmişini hatırlamayan, geleceği olmayan ve bugünün yeri ve tarihi bilinmez her dokunuşu kımıldayışı sesi düşüncesi hareketi peşin proğramlanmış ve bütün insancalarını yaşama yetenekleriyle birlikte yitirmişlerin irade hükmünün değer kıymeti dikkate alınmayarak konulmuş yasak sınırlar dışına çıkma şansının olmadığı ve orası artık Savaş Barıştır, Özgürlük Esarettir, Cehalet Güçtür ahmaklık emrine uymayanların dünya dolaşımında barınamadığı dijital diktatorya eseretindeki amansız takip altında insanlıktan çıkmışlığı anlattığı ) türünde yazdığı 1984’ te.
Burayı şimdilik daha ilerdeki Kitaptan Kitaba’ başlığı altında sıradaki rakam sayısıyla daha detaylı bakmaya bırakarak…dediğimiz yerden devamla..
Düzenli olarak bir kaç başlıkta toplanan parti devleti idaresinde görevlendirilmiş memurlar hem talıyıcı hem yükkenici hem de kullanıcı kukla köleleri olarak düşmanlaştırılmış olana karşı sorgulamasız ve itirazsız sıkı bir nefret aşılama programları vardır. Amaçta ilkede üstünlük hizmetine asla kusur işlenmeyecek olan öncelikli parti ve yönetenlerin çıkarı vardır, onun dışında herkes bu kutsalın araç gerecidir.
Eyleme dönüşmemiş bile olsa düşünmesi bile suç sayılarak zaman aşımının dahi söz konusu olmadığı ; Düşünce Suçu gibi bir kavramın kulu köleliğine sinmiş susmuşluğun herkesin birbirini azap kuşkuları ve korkularıyla tedirgin olduğu mesafelerden izleyip hiç bir yakınlaşma ilgisine ve cesaretine bulaşmadığı karanlığı derin bir kıyamet kuyusudur 1984 ‘ de bahsi geçenlerin Orwell imzalı romanı.
İnsanların hep gece karanlığında derin dalmış uyku sersemliğine tutulan baskın ışıklarıyla yatağından sürüklenip götürüldükten sonra bir daha kendinden haber alınmamaya yargısız sorgusuz ortadan kaldırılarak imha edilmeye buharlaştığını anlatır parti devlet yöntem ve sistemlerini anlatan 1984.
Zorla dayatmalarla yokluğu acizliği sinmişliği acıyı kederi kaygıyı endişeyi susmuşluğu eciri sabırı hastalığı gericiliği eğitimsizliği iradesizliği ve her şartlandırılmış güdümlü bağımlılığı ve tutsaklığı yaşamayı kurumsallasan kronik bir kalıcılıkla güdülen kalabalıkların dolaşımına sürmek; hem insanlığın hem tabiat doğallığının hem de evrensel düzeneğin karakterine aykırıdır. Çünkü bekletmeye asla gelmeyen hayat insan ve sonsuz evren, zoraki baskılar ve dayatmalarla da özgünlüğünü yitirerek bozulur dağılır değişir kendi olmayan işlevsiz ölüm enkazına çöplüğüne dönüşür.
Çünkü her dayatılan her zorunlu başkalaşma değişim ve dönüşüm eğilimi, yaşam kavgasını akıldan huydan akışkanlıktan ihtiaçtan elden dilden gayretten kaygıdan ve sorumluluktan bırakarak yenildiği teslimiyete karakteristik özelliğini , kendine özgün bilinenlerini, dönüm dolaşım doğallığını, aidiyet duygusunu, özgür iradesini ve yaşamsal bağışıklığını kaybeder; kullanıcısının hükmü keyfiyetine evrilir.
Böylelikle her güdülen kalabalıkların yaşama hakkına dayatmayı zorunlu mecbur muhtaç kılanlar, kullanılanların kulluk köleliğe değişmiş kabullenmiş bütün özgün haklarına çöker ve istifadelenir.
Bu yönüyle Oniki Eylül’ ün proje sahipleri adına Türk Toplumu’ na dayattıkları karşı konulmaz zorunlu bağımlılığa köklü değişim dönüşümleri sürecinde özgür iradesi elinden alınmışlığın eğitimsizliğini, cehaletini, sefaletini, endişesini, korkusunu, sindirilmişliğini, duyarsızlığını, yoz kültürünü, sarı sendikalaşmalarını, siparişe göre kiralık ilim bilim edebiyat ve sanatını ve bütün toplumsal çürümüşlüğü baskılayarak şiddetten beslenen istikrarsızlığın imar ve imalatını onbir ocak kararlarıyla emperyalleyin buyurduğuna işgal hammaddesi kılan dayatma ve baskılarla, akıl fikir deneyim üretim birikim duyarlılık ve dayanışma zenginliğinden kopmuş sinmiş susmuş kendinden terkedilmişliğin tümü ve toplamıyla; burayı olduğu gibi sürekliliğe devre mülkleyen Bop Eşbaşkanlığı, Oniki Eylül gibi ( kesintisiz devamlılığa bütün yapısal özellikleriyle sivilleşmiş) proğramlı projelerin Türkiye eksenli formatlanmış yağma yıkımları tamamlamadıkça hiç bir koşulda gitmek için gelmemiş olan yuro amerikan markalı ürün çeşidiydi.
Buradan Orwell’ in 1974’ üne dönecek olursak, çağrışım imaj benzeşmesi Londra merkezli isimler, sokaklar, köprüler ve binalar dışında her şey Sovyetler’ i hedefe amansız bir eleştiri tufanına koyarak Parti Diktasının hayatın her alanına dayattığı kötülüklerin herkesin aklından ve gönlünden geçen düşüncesini duygusunu ve hatta alıp verdiği nefesini, nabzının kalp atışlarını dahi takip edip denetleyen cihazlarla ve örgütlenmiş kadrolarla nasıl açık hava hapisanesine yoğun bakım toplumuna dönüştüğünü kompozisyonlayıp hikayelemektedir.
Her romanın yahut başka daldaki sanat eserlerinin baş roldeki figürü kendidir malum, buradaki Orwell ‘ se , sovyet blokuna anarşist Troçkizm’ le bakıp yaklaşan; ve yalnızca okumsuzlukları arayıp tarayıp deşip didikleyen akıl fikir kafayla dilediği gibi kendi açısından bakan oynatan Stalinliğe karşı duruşluluğu içinden köpürüp kabaranlarla birlikte dilediği gibi hakkılık payı çıkardığı yapısal arızalardan sanki tanık olduğu olumsuzlukları özellikle ve bilhassa odaklandığı mercekten aranırcasına kusan militanlaşmış Weston ‘ dur.
Her yapıt, ilgili sanatın hangi dalından olursa olsun uzun, kısa, büyük, ağır, hafif, iri , renkli, süssüz, yahut sayfalarının az veya çokluğuna göre değer itibar görmez. Şiir makale deneme toman manzume gibilerle Edebiyat kollarında da bu böyledir. Aslolan ne niyetle niçin hangi içerikle ve alıntı çalıntı devşirmelerinden uzak ne cesaret ve emeklerle ve ne zaman alımına uğratmaksızın hangi hayati gerçekliği irdeleyip sorgulayabilen katılımcı gözlemledikleriyle het soyutluktan ve saplantılı ön yargıcılıktan uzak ortaya konmuş olmasıyla ilgili ve alakalıdır.
Bu yönüyle her baskısında romanların sayfası ya arttığı ya da eksildiği, yaklaşık 354 sayfalık olan Oreell’ in 1984’ ü.. Vatikan Papalığı ve Avrupa’ da doğumu gerçekleştirilerek bütün siyaseti vahşi kapştalist- neo liberal sisteme entegre edilecek modern kullar ve köleleri hadımlaştıran Yeşiller’ i Amerikan Cia servisiyle aynı operasyon ortaklığında savaşma seviş, mutlak barış, atomsuz dünya, çevreci doğa severlik, kıyasıya özgürlük gibilerin kolayca yönetilebilen güdümlü kalabalıklara emperyal cikleti olarak afyonlandırıldığı ve halen bugünü de esir alan ; asıl derdi sömürülenlerin tüm dünyada hiç bir kitlesel veya bireysel itirazı olmamaksızın tek kutuplu küresel globalimin açık hava hapisanesinde sefaletinin sevicisi olmayı ve kendilerini bu sefaletin patron tanrısı kılmayı dayatan çıkar ortaklığına dayalılığın derin devletinin milyarlarca servet harcayarak Sovyet blokunun açık verdiği gediklere tetikçi kadrosundan biridir.
Çünkü Orwell’ in kendine sınır koymayan ve yek gözenekten bakan eleştirel bakışlı 1984’ ünden sonra ve yıkımına tetikçilik ettiği Sovyetler’ in hataları yüzünden çöküş ve yıkılışından sonra be Cia kapandı, ne Nato dağıldı ne de yıkılanın yerine daha mutlu güvenli ferah refah özgür insan ve toplum ve dünya inşa edildi . Tam aksi tersine artık yeryüzü bütün muhalefetsizliği ve tepkisizliği eline geçiren yer yüzü emperyal sülükleri, işgal tecavüz yağma katliam vahşet kuşatma istila şiddet nefret çatışma cehalet yozlaşma ve yıkım dehşetlerine günden güne daha da azgınlaşan sapkınlıkta hız artırımları kazandırarak bütün dünyanın kopmuş olan kıyametini ruhu ve vicdanı alıştıkça kabullenen; dayatılan bağımlılıklarının kulu kölesi insan sistem ve toplum tipi üretmekten başka hiç bir iyileşme veya insan onuruna yaraşırlık inşa edilmedi. Bu yönüyle de daha kitabın henüz ilk sayfalarından beri Sovyet tipi Parti Devleti’ nin Hitler’ inkinden farkı olmadığını vurguladığı ve insanların sosyal zihin dolgulamasını alttan alta kapitalist şovenliğin çöpüyle dolgulayıp kapitalizm dışında her şeyi yeren ve kendilerini haklı çıkaran batı toplumlarının da bu tür yazıları okumaktan büyük mutluluk duymasına okur sayısını artıran pazar ihtiyacını karşıladığı Parti Devleti despotluğuna karşı çıktığına dair üstüne basa basa yazılımlarını kitabın sonuna kadar dozunu çoğaltarak tek taraflı bakışla sürükleyerek, herkesi hiç kimse olmamaya izleyen zırlayan şartlayan yöneten sefalet ve baskılamalar arkasını döker saçarken, aslında oradan kopup gelen bu günü sadece herhangi bir ülkede yahut coğrafyada değil; O’ nun görmezden geldiği ve hatalı kusurlu Sovyetlere karşı Kapitalist vampirlerin haklı olduğu imajını insanlığın zaten yönünü yolunu yitirmiş bilinç altına pazarlayarak tüm dünyada istisnasız herkesi karşı konulmaz esaretine alan; Yeni Dünya Düzeni adıyla açılışı yapıldığı Globalizm diktatoryasını tarif edip anlatmakta.

Otuzlu yıllarda imar edildikten sonra hiç bir arızası onarımı çürüğü tamiriyle uğraşılmayan devlet konutlarında oturmaktadır Winston. Partinin denetim organlarından birinde muhalif düşüncelerini belli etmekten titreyerek korkan saklayan ve temas ettiği herkesten aklından geçenleri okur kuşkusuyla şüphelenen ürkek bir hücre hayatı yaşamaktadır. Alt komşusu Parson’ da evinin durumu pis pasak dağınıklık içinde yaşayan, kendisiyle devlet aygıtında aynı yapı birimdendir fakat çocuklarına dahi parti başkanın adını koyacak derecede bağlı, sistemin hainlerine karşı militanlığın her türlü kinini aşılamış donatmış adanmışlardandır. Aslında sistemin yutup içinde kaybettiği herkes bu katı kurallı ve sıkı denetimli disiplinin sıfır maliyetli, kendiliğindenmiş gibi kulu kurbanı ve kölesidir.

Burayı böylece noktalayarak bir sonrakindeki Kitaptan Kitaba’ da devem etme niyetindeyim.

Seyfi Karaca…. Nisan/25

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 9.4.2025 15:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!