Kitaptan Kitaba 21 Şiiri - Seyfi Karaca

Seyfi Karaca
5233

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Kitaptan Kitaba 21

Aslinda niye nasil nerde kimlerle ve hangi maksatla gibi soru zamirlernini ve tümcelerinin karsiligini bilmemis ve bulamamis olanlar, OT GiBI bile yasamamis olmaktan dünya hayatinda kayda deger varlik gösteremedikleri sebebiyle dogduklari günden itibaren kendi prangalarinin corak boslukta sürünerek kendilerini ölüm siparisli mahrumluga mahkum ederek hic bir yasamsal farkindaligi gelismemisligin müebbet gardiyanligini tarih ve takvimlestirirler.
Sifirla baslayip sifirla biten hiclik ve sonsuz karalik hücresidir böylesinin burasi ve bir sekilde her sabika dosyasini müeyide karsilii olan anlamlandirilabilen bütün cezai ilslemlerin yaptirimini en sapkin yahut acimasiz infazini türlü gerekceler kabuguyla üstü örtülüp kapatilabilinirken, kendi sahsi itibarinda ve hayatinda anlam degeri, kisilik öznesi, yasama sevinci, gereklilik sebebi, iliski cevresi, aidiyet bagi ve farkindalik bilinci olmayip, kendi kendinin idam kararini her gün ve bütün hayati boyunca ölüp ölüp dirilerek azgin kötülüklerin sürükledigi cöplüge kayitsiz ilgisizlikle var mi yokmusu belirsiz kokusmus cürümüslük birikintileri yigarak, bataklik akintisina cesetlesmis cürümünü terketmis olanlar icin hic bir gerekceli ve aciklayici sicil ve künye kaydi yoktur. Cünkü her yasam döngüsünde en kötüsünün kötüsü, kendi varligina katlanamayacak ve tahammül edemeyecek derecede hic bir seye ilgi merak samimiyet sicaklik sevgi saygi cosku sorumluluk yakinlik istek arzu haz tutku ve heyecan duymayacak derecede kendini intihar günlügüne esir eden degersizlige mutsuzluga yenilmislige farkindasizliga hüküm giymis olmasidir insanin.
VIKTOR HUGO….
Edebiyatta klasikcilerin monoton sig yüzeysel soyut mahremli -yasakli örtülerle etraftan dolanarak hayati ve insanlari birbiriyle iliskilendiren; beklenileni yazmanin ötesinde her seyi yasak günah haram gecersiz degersiz ve kusurlu görenlere karsi tabir yerindeyse insani hayati toplumu ve sonsuz evreni bir ve beraber görebilen ucsuz bucaksiz DUYGUDASLIK hissiyle sorgulayan ve yolunda gitmeyen her türlü sapmalara akil fikir mantigiyla cevaplar arayan ROMANTIZM, akiminin kale isimlerinden biridir.
Fransiz dDevrimi`ile sloganlasmis olan Özgürlük, Esitlik ve Kardeslik söylemlerini sembolik soyutluktan cikararak bütün ONDOKUZUNCU YÜZYIL arastiran kesfedenleri gibi gercek deger karsiligindaki sosyal siyasal ve kültürel hayatin yaygin yerlesik ve somut dolasim degeri haline gelmesinde en büyük katkiyi sunmustur. Öyle ki siirle basladigi Edebiyattan önce, Napolyo`nun en seckin generallerinden biri olan babasinin görev yerleri sayesinde Fransiz Kralligi`nin -bugünkü Fransa`nin sinirlarini asan -hükmündeki bir cok yeri gezdigi sirada insanlari, yasamlari, kültürleri, olaylari ve iliskileri yerinde gözlemleyip hayat ve bilgi birikimi sahibi olmus, Oradan biriktirdikleriyse yazdiklarina alt yapi kaynakligi etmis. Yasadigi OnuncuCharles, Ücüncü Napolyon dönemlerinin agir baskici zorba ve keyfine buyruk acimasizligini, sorunlarini ve celiskilerini isleyen Tiyatro Oyunlarinin cogu klasikcilerin de aleyhte dalkavukluguyla sahneye konmadan yasaklanmis. Bir Idam Mahkumunun Son Günü, Notr Damin Kamburu ve Sefiller`i yazmasi ülkede büyük sosyal calkantilara ve ilgiye sebep olmus. Bu ilgiden dolayi gördügü yogun takip ve baski yüzünen bir ara Ingiltere`de yasam sürdürmüs. Ücüncü Cumhuriyet`in ilaninda törenlerle karsilanarak geri dönmüs fakat Karl Mark`sin Sosyalist Devrim provasi olrak arihin sahnesine koydugu PARIS KOMiNi´ni yendikleri Fransiz Krali`yla isbirligi yaparak bastiran BiSMARK`in Prusya Birligi`ne karsi cikarak Ingiltere dönüsü secildigi milletvekilliginden istifa ederek Viktor Hogo, yeniden Fransa`yi terk etmis.

Kalkinma büyüme ve gelismisligin uygarlik kaynagi, altyapi dokusu, veri cesitliligi, saglayici unsuru ve her türlü en temel besleyen zenginligi olan KÜLTÜR- SANAT gercekliginde birbirini tamamlayan yazdgi bütün eserleriyle sayesinde, kisiligini inandigi degerlere özdesmis olan Hugo, sadece Fransa`da degil inandigi ve savunduklariyla tüm dünya insanligi adina daha saglikli güvenli refah adaletli onurlu özgür esit egitimli bilncli ve saygin yasanilabilir DUYARLILIKLA inanan ve savunan sosyallesmeyi, gelismeyi, toplumsallasmayi ve cagdaslasmaya tüm hayatini vakfetmistir. Onun yazdiklari arasinda olan Bir Idam Mahkumunun Son Günü en basta Fransa`da Giyotin cellatliginin tarihe karisarak Idamin kalkmasini saglamistir.

Bir Idam Mahkumunun Son Günü`nde saat dördü buldugunda dünya bitttigi sifir noktasidir Giyotin`e carptirilmislrin son duragi. Romanda hikayesi gecen mahkumun ne adi vardir ne de hangi sucla nicin bu cezaya carptirildigi. Bu yönüyle KAFKA`nin DAVA`sina ayni anlatin icerigi ve gelisimiyle esin kaynagi niteligindedir.
Sadece devlet bürokrasisindeyken gösterisli evde verdigi davet sirasinda yavas yavas bol lüks gösterisli sofradan el ayak cekildigi sirada orda istenmeyen yasli ve hursizliga geldigi sanilan bir kadinin kovulma sirasinda itilirken yere düsüp öldügü, her tarafi les kokan pislik icerisinde günden güne ölüp tükendigi ve delirme noktasini coktan gectigi hücrede idamini beklerken gördügü kabuslarin her hangi birinde bellim belirsiz hatirladiklariyla, idam kararinin suc gerekcesini cikariyor insan.
Kralin Adalet sistemindeki bütün itiraz merkezlerine oa göre yanlis karardan dönülmesi icin yalvarislar dolusu rica minnet bas vurdugu halde, kararda kesin hükümlü geleneksel rutin bozulmaz fakat bu süre zarfinda alti haftalik lagimda yasar gibi her yerinden pislik fiskiran hücrede yasama firsati kazanir. Ona Avukatlik edenin Giyotin hükmünü KÜREK MAHKUMLUGU`na cevirttirme girisimini reddeder, cünkü her gün geminin halkalarina ve prangalara bagli köpek yaliyla ölene kadar ölümden beter sartlarda kürek cekmektense, bir anda Giyotin`e kafayi koparttirip kndine son verdirtmek daha tercih edilebilir kurtulustur. Ayrica Kürek mahkumlarinin dizilmis siralar halinde, avluda, yagmur soguk altinda dizden topuga ve boyundan kasiga kadar tasinmasi agir kalin zincirlere baglanarak herkesin seyirettigi sirk soytarilari gibi tiiir tir titretilerek mapushaneden gemilere yollanisini görmek, onu bir an önce ölmeye kesin karar kildirmistir.

Böyle böyle artik Giyotine gidecegi son güne kadar baslangicta sanki normal hayatinda hangi kisilikle yasiyorsa öylece basina gelecekleri aldirmayip umursamazken , gün yaklastikca artik yasaminda bütün kötülüklerin kök salip kusattigi ve hapsoldugu hücrede er sey sadece ölümün cellat sehpasini hatrlatir. Kabuslar görür, cirpinir, her seyin sadece kabus ve azap sancilariyla asarip bogdugu anlamsiz öldürücü karanlikta, caresizligin eslim aldigi ve hic kimsenin kendi yerini degismedigi ve artik her saat cellada giden yolun saatten saate dünyanin sonunu getirdigi yapa yalnizlik hücresinde onu avutmak icin gelen papaz bile cehennem celladi görünür.

Cok yüksek korunakli BiCETRE ( idam ve kürek mahkumlarinin yattigi hapisane ) ile GREVE ( Paris`in en genis sehir meydani) arasinda gecip bitecek sona varincaya kadar kafesli atlarla cekilen simsiyah ölüm arabasina bindirilisi, durmaksizin yagan yagmura ragmen eski GLADYATÖR ölümlerine merakli insan izdihami ve kalabaliginin lanet edip küfürler yagdiran linc girisimlerinin bütün yol boyunca daha da artarak cogaldigi, köprülerden gecerken ölümün hangi noktasinda oldugu ve cellada daha kac adim mesafe kaldigini, papaza kendini affettirmesi icin tanriya yalvarmasi sanrilarina kaybedisi, meydana gelisi. Atlarin durmasi. Ölüme götürdügü insan sayisini hatirlamayack kadar cürümüs arabanin kapi gicirtsiyla acilmasi. Sehpaya basarak zincirlere bagli güc bela idam sehpasina yürümesi. Kendinden gecmis kalabaligin beynini yerindenkoparan ugultulu sanci sizilari ve zonklayislari…bireer birer ve her adim daha cok cehennemin ta kendisi olurken..gecmiste defalarca giyotini inip kalkmasina ragmen gövdesinden kopmayan baslari nasil cellatlarin üzerlerine oluk oluk kan fiskiran satirla bogazlama isini yaptiklarini hatirlayarak…
Boynundakileri cözen celladin ayaklari dibindeki ortasi oyuk mengeneye ve koparildiktan sonra basi düsecek olan sepetin yanina kilitleninceye kadar kendi kabusunu yasayanin tarafindan idama giderken neler yasadigina dair anlatilanlarin saat dörtten sonrasi olmayan toplam öyküsüdür yazdigi her eserde insan kalbiyle hayaa dokunan Viktor Hugo duyarliligiyla ele alinmis Bir Idam Mahkumunun Son Günü.

Haziran / 25

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 4.6.2025 15:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!