Girdiği koridorda karanlığın her köşesini, ışığın her tonunu ve oturma düzeninin her yağlı boya portresini dahi sayfalarca yazdığı ve dolaştığı satırlardan bir türlü çıkamayan; neredeyse her yazdığı bütün romanlarında girdiği detaylarda boğulma özelliğini taşıyarak sanki anlatmasa suç işleyecek, kusur edecek veya affedilmez günaha bulaşacakmış gibi Ayrıntılarda kıvranıp dolanmayı uzatarak yazan ve romanın büyük kısmını ( etkin edebiyat yapmayı ancak böyle olacağının var sayımıyla) detayların kapladığı oralardan zar zor çıkan biridir Kafka.
O’ yaşadığı yetiştiği aileden gelen katı kurallı resmiyet ölçüleriyle ve döneminin yoğurduğu toplumsal çalkantılar silsilesiyle hiç tanımadığı ve yetişkin olmadığı duygusal coşkunluğa asla yer vermez romanlarında. Bazan içinden gelip yeltense dahi okuyucuda hiç bir yakınlık ve geçişkenlik uyandırmayan acemiceleri sırıtan ve formatlanmış METALİK bir soğukluk salgısı gibi iğretiden durur satırlarda. Bu yüzden hiç bir sevgi belirtisi olan imare olmaksızın tanıştığı anda yatağa girer çiftler. Veya kalıcı sürekliliği yoktur hiç bir çıkar ve hesaplaşma ilişkisine dayalı monoton dostluğun.
İki büyük dünya savaşı arasında ( sonrası ve öncesinde) yazılmış olan Dava yıllarında Berlin örnekli tüm Orta Avrupa’ da aldığı sürekli işçi göçü sebebiyle paydaş duygulardan çok günü kurtarma derdinin toplum inanç algı ve ahlaki değerlerin günübirlikteleştiği mesafeli ilişkilerini öne çıkaran; aynı odayı vardiye saatlerine göre sadece yatmadan yatmaya tutup kiralayanları aktarıp döndüren hızlı sanayileşmenin yirminci yüzyılı başında (1913-1925) hınca hınç yığınlaşmış yaşam darlığı, geçim zorluğu, barınma sıkıntısı ve somut gerçeklere dayalı acımasızlık ilgisizlik kayıtsızlık gibilerin kamçılayıp kışkırttığı kendi şahsi çıkarına odaklanma ilişkilerini herkese şart koşan değişim dönemler yaşanmaktadır.
DAVA romanı da tıpkı dönüşümde olduğu gibi bir sabah kalkar ki kendini hiç haberi olmayan ve sorgulama hakkında evine gelenlerin tek kelimelik sebebine dair bildirimde bulunmadığı kendi evinde tutuklandığının kabusuyla uyanır bankada yapılan ksek makam sahibi Josef K. Romanın sonuna kadar da Josef’ in soyadını okuyucuya gizemlilik duygusu yaratmak için ka nokta olarak markalaştırır Kafka.
En karmaşık ve kabuslu günlerinde her tanışma veya göz bakışından hemen sonra kendilerini cinsel ilişkiye teslim eden dört kadınla anlatım ara sıralarına serpiştirip ilişkilendirir Josef Ka’ yı Kafka. Bunlardan biri bütün daireyle düşüp kalkan mahkeme mübaşirinin karısı, ikincisi aynı binada oturan komşusu Bayan Bürstner, üçüncüsü dava avukatının hizmetçisi Leni ve dördüncüsüyse yarı sözlüsü ve daim sevgilisi Elsa ‘ dır
Tutulmuş avukatın dahi vekâletini üstlendiği kişiye neyle suçlandığına dair bilgi vermediği ve mahkemenin neye nasıl ne şekilde dilerse öyle kendi kendine sorguculuk oynayıp karar verdiği Dava’ nın adı vardır fakat, ( ne içeriği ne de gerekçesiyle) kendisi hiç yoktur. Gerçeği Aslı esası olmayan suçlamalarla ortak kararla gözüne kestirdikleri kişiyi içinde rüşvet tehdit korku baskı gibi her türlü kanun kural dışılığına örgütlendiği avukatlar memurlar ve yargıçlar kollektif çalışmasında ünvanlı olmaya seviye yükseltmiş avukatların ayağına kadar giderek bir sonraki aşamada nelerin yapılacağı veya avukatların isteği yönde neyin nasıl yürüyeceği konuşulup görüşülerek yapılan suçlamaya dair onların hükmü dışında ( zaman zaman sanki işe yarıyorlarmış gibi avukatlara evrak hırsızlığı bilgi alışverişi gibiler sayesinde küçük ve kısa süreli başarılıymış süsü havası vererek müşteri toplama ayar düzeni yapılarak) hiç bir sonucun çıkmadığı; ve kanuna ve yargılamaya herkesin inancını yitirdiği kokuşmuş çürümüş bir köhne düzenektir her an yeryüzünde her yerde en çok bilinen ve rastlanılan ve Dava romanında bahsi geçen süreç.
Yukardan aşağı örgütlenmiş olan ve içinde her türlü çarpık ilişkili pisliği barındıran bu hiyerarşi yapılanmasında alttaki memurların bütün gün ve hatta geceler boyu öldürücü oda kokusuna tahammül ederek dışarı çıkmadıklarıyla hiç bir sosyal hayatları olmayan; yürüyen tüm davalar hakkında hiç bir şey bilmeyen ; mahkemede tam gün mesaili memurluk yapmanın dışında en üsttekilerin avukatlarla iş bitirmesine ilişkin haber ve dosya getir götür kulu ve kölesidirler. Yani iblisle işleyen bir bütünün önünü arkasını nedenini ve niçinini bilmedikleri, sadece kendi üstüne düşeni yerine getiren düzeneğin robotu ve aksam parçaları gibidirler( aslında günümüz koşullarını ve insan ilişkilerini belirleyen sosyal travma, taaa o günlerden beri yüksek kazanç amaçlayan bütün soygun sömürü çarkı ve mekanizması her alanda böyle çalışmaktadır artık.)
Hülasa mahkemeyi yürüten memurlar yoğun baskı altında oldukları sıkışmışlıkta hep gergin ve sinirlerini ünvansız acemi avukatlardan ve davası görülenlerden çıkaran; sadece davanın kendilerine verilen iş bölümü kadar ancak bilgi sahipleri oldukları için çok daha fazla detaya ihtiyaç duyduklarında kıdemli avukatlardan alıyordur karşılıklı birbirlerini gören ve gözeten çıkar tezgahlılığın haraç mezat bedelini.
Mahkemede kalem müdürünün karısı önüne gelenle düşüp kalkmaktadır. Fakat oradaki çarpık bacaklı kendine şehvet ziyafeti çekerken yargıcı da unutmayan stajer hukuk öğrencisiyle herkesten çok mesai tüketmektedir. Sorgulama yapılacağını sandığı bir gün mahkemeye giden Josef Ka. kalem müdürünün karısıyla karşılaşır. O gün sorgulama olmadığını ondan öğrenir ve aynı zamanda şehvetli sarılışlarla cilve yapan kadınla tam ilişkiye girecekken hukuk öğrencisi dalar sahneye kadını sırtladığı gibi alır üst kata götürür. Orada yargıçla beraber ortak cümbüş yapacaklardır. Aralıkta beklerken kalem kadına kocalık eden kalem müdürüyle karşılaşır Josef Ka. Adamın karısının çevirdiği her oynak işe dair olan biten her şeyden haberi vardır, eğer hukuk öğrencisini döverse öğrenmek istediği davası hakkında istediğini öğrenmesine yardım edebileceğini söyler. Josef Ka. bu teklifi anında reddedince kalem müdürü bir daha onunla hiç ilgilenmez olur. Burada mahkemenin nasıl bir yer olduğuna ilişkin üst katların rüşvet çalıntısı eşyalarla doku bütün kirli ilişkilerin istif deposu olduğunu, kötü kokulu odalarda birbirinden kopuk uzunca koridorlardaki yan yana odaları, kendi hücrelerine kapanmış memurları ve yargı makamına giden merdivenli yokuşu Kafka’ nın dolambaçlı uzun uzadıya anlattığı çıkmazdan tamamen kaybolmak ve boğulmak üzereyken zar zor, nefes nefese dışarı çıkar kurtulur Josef Ka.
Suç uydurularak gerekçesi bilinmeyene Açılmış olan davanın kazanılacağı veya kaybedileceği baştan bellidir hep. Bu yüzden de güvenirliği ve gerçekliği olmayan; ve suç üretilerek sonucu bilinen kararda yürütülen DAVA’ ya kuşkuyla bakmaktadır hakkında soruşturma açılarak suçlanan her kişi. Ancak avukata verilmiş olan bir davayı güvensizlik sebebiyle diğer ikinci bir avukata vermek için geri çekme ihtimalinin sıfır olduğunu bildikleri için hem avukatlar hem de sorgucu mahkeme çok rahattır. Buna rağmen hep bu zayıf ( davayı diğer başkasına vermek üzere geri çekme) ihtimal korkusuyla pürdiken üstündedirler çünkü pişmiş aşa silbaştan su katılacaktır. Ayrıca açılan ve yürüyen davanın geri çekilmesi halinde dosyaya erişim hiç kimse tarafından mümkün değildir. Yani seçilmiş bir avukatla başlamış olan dümenden şey, çarkı bozuk düzenin kurduğu kirli ilişkiler ağında dönen dolaplar gereğince aynı avukatla bitmek zorundadır. Olası tercih hallerinde herhangi bir bahaneyle eskisinden vaz geçip seçilmiş olan yeni avukata her durumda davayı takip etme hakkı ve izninin olmadığı hükmü verilerek konu kökten davalı aleyhine kapatılmaktadır çünkü. Davalının kendi çabasıyla gayreti kendi eline alıp yazdığı hiç bir dilekçeyse, kirli tezgahla çalışan mahkeme nezdinde hiç bir kayda değer ve itibardan sayılmamaktadır. Bu sayede kişiye uydurulan ve olmayan suçu kabullendirmek ve davayı sanki gerçekte olmuş ve varmış gibi hiç bir aksi iddada reddetme çabasına gitmeksizin zaten savunması kişi aleyhinde sonuçlanacağı kesinliğe üstüne almak baskısı kuruluyordur.
Günler geliyor geçiyor, her uğradığında davaya ilişkin başka hiç bir açıklayıcı bilgi vermeyip çok iyi yol aldıklarını tekrar edip durur, amcası aracılığıyla tanıştığı ve sekreteriyle dairesinde oynaştığı için ona kızgın olan Avukatı Josef Ka. ya. Karara giden sonucun niye geciktiğiniyse onun kendine çok geç başvurmuş olduğuna bağlar. Leni, yani avukatın hem ev hizmetçisi hem özel sekreteri hem de yatak ilişkisini doyuran metresidir. Davayla ilgili her randevu sırasında avukatın ofisinde ele geçen fırsatta Leni ile yaşadığı küçük kaçamaklar, bütün olan bitenlerin tek tesellisidir Josef Ka. nın.Komşusu olan ve sebebini bilmediği tutuklanışının ilk gün haberini getirenlerin ilk sorguyu onun odasında yaptıkları sebebiyle tanışıp o an sarmaş dolaş olduğu Bayan Bürstner’ se artık bütün yalvar yakarışlarına rağmen -odasına Bayan Montag’ ı beraber yaşayacağı kadın kiracı olarak aldığı ve böylelikle hiç bir yakınlığa açık kapısının olmadığını pekiştirerek yüz vermemektedir KA. ya. Ayrıca Leni, sadece Josef Ka. ‘ nın değil, hem avukatın, hem de avukata vekâlet veren üstü başı ve cüzdanı gösterişli herkesin düşüp kalktığı kostak kırandır.
Bu böyle sürekli gecikmişlik açmaz çıkmaz ve zorluk vaat eden fakat her seferinde daha ilgili dilekçenin bile Dr. Huld( avukatı ) tarafından mahkeme makamlarına iletilmemiş olduğunu anlayıp gördükçe kendini ayakta uyutulan gibi düşünerek seçtiği vekilden ve davanın oumlu sonuçlanacağından umduğu çareyi yavaş yavaş yitirir J. Ka.
Artık vekâleti ondan alıp şimdiye kadarki bütün kariyer başarılarında olduğu gibi bu işi de kendi gayretleriyle belki de mahkeme tarihinde bir ilke imza atarak üstesinden gelip halletmeye karar verir. Fakat ne kadar süreceği, nasıl bitip sonuçlanacağı ve en kötüsü savunmayı kendi üstlenirse yapılan suçlamanın kendi kabulüyle tam ortasında olacağı kaygı ve karamsarlığını taşımaktadır. Bütün bu kafa karışıklığı içinde banka dairesindeki görevinde yalpalanmalar ve bozuklukluklar oluşmaya başlar. Koltuğunu kapmak için onun tepetaklak alabora olmasını her fırsatta bekleyen müdür yardımcısıysa kötü gidişatın cabasıdır. Bütün bu bulanık sarmalda kaygı kuşku endişe ve karamsarlık halleri her çare diye tutunduğu şeye olumsuzlukla karşılık bulup baskın geldikçe, ciddi ciddi korkuya ve paniğe kapılır KA.
Kafka yazarken hareketsiz durgun donuk ve her yeri koyu renklerle bezenmiş boyanmış bir duvar resmindeki gizli saklı sırların çözümünü yapar gibi kurar ve anlatır romanlarını. Adeta vazodaki hayatı sönmüş cansız duranlar gibidir ve neredeyse dışarısı içerisi geçmişi geleceği insanı eşyası tek bir durağan cisimsizliktir ve genelde ağır aksaktan alarak-durmaksızın aynı yeri kazıyıp durmaya odaklı - akıcı sürükleyici öyküsü yoktur anlatımlarının.
Derken banka müşterilerinden olan ve Josef Ka davasından haberdar bir fabrikatör, işinin icabı bankaya uğradığında pis pasak fakir perişanlık içinde yaşayan Tortitelli adındaki tanıdık bir ressamın mahkemede çalışan yargıçların resmini yaptığını, bu yüzden belki ona yardımı dokunacağı ihtimaliyle yazdığı bir tanıtıcı notla adresini verir. Oraya gittiğinde bu güne kadar daha hiç bir kimsenin suçlayan mahkemeden aklanarak çıkmadığını öğrenince İyce dibe çöker ve kaygısı ve kabusu tümden artar Josef KA. ‘ nın
Çocukluğundan itibaren tüm hayatını kaplayıp örten geniş aile duvarlarını ve babasının kendi bildiğine göre kişilik gelişimini şekillendiren katı kuralcı ve baskıcı esaretinden ancak Edebiyat sığınağında YAZI yazmakla kaçışını sağlarken, yaşadığı özgüvensizlik travmasıyla bir türlü hayata topluma çevreye ısınamayıp her şeye sınırsız endişeyle şüpheyle korkuyla kuşkuyla yaklaştığının toplam dökümanıdır Kafka’ nın bütün eserlerinde kendini aktarıp işlediği.
Esasen Alman Ekollü aşırı disiplin esaretiyle yüksek getiri ve başarı grafiğine formatlanmış her bireyin insanlıktan çıkarak, kodlanan şeyi yaşamın en önceliğinde ve üstünde tutmaya aklını fikrini iradesini özgürlüğünü duygusunu ilgisini düşüncesini hazzını hissini özgürlüğünü iletişimini ve kısacası kendine özgün topyekün hayatını kaybetmiş ve makinalaşmış Avrupa toplumunu( şimdilerdeyse global ölçekli bütün yeryüzü insanlığını) kaygıda kuşkuda endişede yaşadığı çekingenler ve travmalarla başarıya baskılanmış kabus kafesinden çıkıp kendini bulamayan ve yaşayamama sebebiyle güven duygusunu ve mutluluk kavramını ebediyyen yitirmiş; ve diğer gelişimini tamamlayamamış olumsuzluklarla beraber içinde hep korkuyu karanlığı çelişkiyi ve yavancılaşmayı taşıyan yarış ve teknoloji bireyi ve sanayi toplum tipini özetleyen kişilik bozukluğu vakasıdır Kafka’ nınki.
Bu sancılı ve travmalı morgda her yazdığı satır aralığında kendi tanıklığının somut gerçekliğini (debelenip çırpınışını) yazarken, hiç kimseye duymadığı samimiyeti ve güveni de konforda hiç bir eksikliği olmamasına rağmen defalarca nişanlanmasının devamına gösteremediği ilgi coşku haz heyecan alaka cesaret ve GÜVEN eksikliğiyle nedeniyle her başladığı işi yarım bıraktığı gibi nişanlılıkları da evliliğe dönüşmez.
Ona yazdığı mektuplarla kişiliği oluşmadan öldüren travmanın asıl kaynağının baskıladığı ve şekil verdiği gibi olmayı memnun etmek için adeta kendini hayatından yoksun bırakmaya öldürerek adresini babası olarak işaret ettiği ve çektiği sancıların iadeli taahhütlüsüdür Kafka’ nın. Bu yüzden kimyagerlik okumaya başlar, onu bırakır hukuk okur, avukatlıkta devam etmez, sigortacılığı yarıda bırakır en nihayet edebiyata merak salar ve hatta imha edilmek üzere çocukluk arkadaşına teslim ettiği edebi eserlerinden dahi vaz geçerek çoğu bitmemiş olarak dostu Drops’ un gayretiyle ölümünden sonraya derlenip toparlanmıştır.
Yapıtlarının tümü belirsizlik, saçmalık, yalnızlık, yabancılaşma, esrarengizlik, gerçek üstülük, kendini gerçekleştirememe korkusu, kabus, buhran, güvensizlik, tutarsızlık, dayanıksızlık, dışlanmışlık, dengesizlik, sıra dışılık gibi kendini elden bırakmışlığın ortak konu kalıplarıyla çerçeveli olan yazarlık külliyatında Thomas Man, Nitsche , Grillparzer, Dostoyevski, Kleist, Gogol ve daha pek çoklarından esinlenerek kendince sentezleyip karışımladığı soyut somut aralığında yazma biçimi harmanlamıştır ismini babasının ticari dükkan sembolü olan KARA KARGA’( Kafka) dan alan ve hayatının büyük bir bölümü şimdiki Çekya’ nın Prag’ ında geçen Alman Edebiyatı ünlüsü Franz Kafka..
Memurluk, bürokrasi çarkı, devlet erki ve kendi içinde kapalı hayatların bütün samimiyetsiz ve sahtekarlık ilişkilerini çok iyi bildiği alandan yazar; veya bir başka deyişle hayatı bürokrasi çarkıyla katı kuralcı geniş aile tutsaklığından bıkıp usandıktan sonra kendini tümüyle hücre yalnızlığına kapanarak dünyadan soyutlandığı izolasyonda neyi yaşayıp gördü bildiyse onu yazar. Çünkü bunların haricinde dışında ve ötesinde gerçek hayat hakkında hiç bir ilgisi yakınlığı teması deneyimi birikimi gözlemi ve tanışmışlığı yoktur Kafka’ nın.
DAVA’ dan devam edersek, dosyası kapanmış ve kesin kararla sonuçlanıp bitenlere örnek teşkil etmesin diye yargıçların dahi ebediyyen ulaşamayacağı erişim yasağı vardır. Yani , mahkeme ve avukatlar ortak tezgahı eğer öyle uygun görmüşse, suçlanan hiç kimsenin hiç bir koşulda hangi masumiyet belge yahut delilini iletip sunarsa sunsun asla aklanması mümkün değildir. Mahkeme , dava, sorgulama ve yargı sürecini böylece sefil ortamda yaşayan ressam Tortitelli’ den öğrenir KA. Çünkü Ressam da yatak odasının arkasındaki kapının mahkeme koridorlarına açıldığı kokuşmuş çarkın ortak ve gizli bir çalışanıdır.
Sözde ilerleme kaydeden davalarda yıllarca sürmesine rağmen kaygı kuşku belirsizliklerle örtülü durumda hiç bir değişiklik olmuyordur. Korku panik kabus sarmalında davanın sonunu merak etmeye kilitlenen fakat olan belirsizlik travmasını dahada artırarak soruşturma açılıp suçlananların örgütlü ve bilinçli bir şekilde hem mahkemenin hem de dava avukatların kölesi olduklarını; ve sistematik olarak da bu iblisliğin böylece dönderildiğini anlayınca yetki verdiği avukatından vekâletini geri alır Josef KA.
Gerçeküstü, sadece yağmurlu sokaktan geçip giderken yahut mecburen vasıtaya binmek zorunda kalırken dünya ile teması olan , sıkıcı bunaltıcı boğunuk köhne kapalı mekanlarda zorla hareket eden ruhsuz cansız türlere imza atmaktadır kafka. Dava romanı ise taa baştan sona kımıldadıkça her yerinden külüstür sesler çıkararak üstüne kapattığı ve bütün yaşamsal çeşitlilikten bağlarını koparmış monotonlukta mahkeme suratlılığın çirkinliğine odaklanmış ( hayalet insanların ruhu olmayan fakat ölü ve gölge ilişkilerde korkunç bir korku travmasının rüşvet baskı korku şantaj tehdit girdabında ) kesintisiz tıkanıklıkta bocalayıp dönmektedir.
Artık bankadaki işlerini kendi içinde kapıldığı Dava odaklı tıkanmışlıklarla İyce savsaklayan, bunun farkına varan iş yerininse onu her defa masasından uzaklaştırmak için dış görevlere yollayan, müdür yardımcısınınsa onun yokluğu sırasında her işi onsuz yapabildiğini kanıtladığı ve müşterilerini ondan kopardığı kısır döngüye girmiştir KA.
Başlangıçta gırgır geçip hafiften aldığı Dava’ yı gündemi yoğunlaştıkça bütün yaşamını alt üst eden ciddileşmiş duruma geldikçe hayatında kimsenin olmadığı kendine dahi ( Kafka’ nın da halüsinasyonlarla boğuşarak yaşadığının kendi hayat gerçekliğidir ) şüpheyle bakar ve yaklaşır Josef KA.
Yaşadığı hayatın yaşam kavgasını verebilme gücü gelişimi ve yeteneğinden uzak, somut gerçekleriyle yüzleşme iradesi deneyimi ve birikimi olmayan, herkese ve her şeye yabancı, yitik, aciz, kuşkulu, mesafeli, saplantılı ve soyut bir hapisliğin tutsağıdır Kafka.Bu sebeple kendi varlığına dahi saygın samimi insani yakınlıkta tahammülü ve güveni yoktur. Etrafındaki bütün duran ve hareket eden şeylere daima ihtiyatlı endişeli ve çekingen ürpertilerle huzursuz ve gergin yaşamaktadır. Hayatının bütün evreleri dokunma ve teması olmayan içe kapalılık korku ve karanlığından kendini seyreden tükenmişlik ve boşluklarla doludur. Bilhassa yazdıklarının arasında başyapıt olan gerek Dönüşüm olsun gerekse Dava, gerçek üstü sanrılarına bütünlük sağlayan gerçek yaşamdan koparılmış endişe kaygı kabus ve korkularını terzileyip kaplayarak kendini onlarla doyurup beslediği hiç bitmeyen cinnet ve dehşetin azap kuyusunu çalışır ve işletir.
Aslında dava ileri dava öte dava geri sadece soyut söylemli davanın ve mahkemenin sürekli her satırda bıktırıncaya kadar tekrarlandığı ne suç vardır, ne gerekçe, ne yargıç, ne karar, ne ilan, ne savunma, ne dosya, ne de yazışma yahut duruşma. Hep bulanık belirsiz rüyasında gördüğü akıl dışılığı aktarır gibidir bütünüyle n yaşamını kendi yalnızlığıyla konuşarak geçiren Dava’ da Kafka. Romanda sorgulamadan infaz eden, elbirliğiyle bütün hukuksuzluğun insanlık dışı çürümüşlüğünden ve ayak sesleri duyulan Nazi Reji’ minden derme çatma gerçeklikler de serpiştirir roman aralıklarına.
Roman; Tutuklanma, İlk Soruşturma, Kalem Odaları, Bayan Bürstner’ in Arkadaşı, Dayakçı, Amca ve Leni, Avukat Fabrikatör ve Ressam, Tüccar Blok ve Avukatın Azli, Katedral, Sonuç olmak üzere on bölümlüktür. Bilhassa Katedral ve son bölüm çocuklara anlatılan masallarda bile olup gerçekleşmesi akıllara ziyan uçlarda tasarımlanıp hikaye edilir. Artık dayanılmaz Korku ve kabuslarının esaretine tümüyle teslim olmuş Josef KA.’ nın her muhatap olduğu tanıdık tanımadık kişilerce kendini hangi suçla sorguladığını bilmediği ve herkesten yorulduğu mahkemenin kadrolu adamı veya kadını olarak karşısına çıktığı, giderek çirkefleşen davasını bilmeyen neredeyse kimse yoktur. Çalıştığı banka da artık bu kirli çarkın örgüt ortağı ve ortam yeridir.Bir ince ayarlı hileyle onu şehrin orta yerindeki Katedrali’ ne güya ziyarete gelen italyana turist rehberliği etsin diye yollarlar. Orda özü ve içeriği bilinmedik Dava’ ya ilişkin en sonuncu duruşması olan ve aynı zamanda tek başına yargılayarak ölüm kararını veren ve mahkemenin kadrolularından biri konumundaki papazdan başka hiç kimse yoktur.
Bir gece tam da otuz bir yaşına erdiği ( aslında bu tarih romanda kendini Dava konusu yapan Kafka’ nın romanı yazdığı yaş yılıdır Kafka’ nın) kendini almaya gelenlere hiç de şaşırmayarak; ay ışığının altından ve şehirden geçip giderek; suçu bilinmeyen Josef KA. ‘ yı yaka paça ıssız taş ocağına götürürler .
Orada, gözüne kestirdiklerine hiç bir açıklayıcı gerekçe ve nedene ihtiyaç- lüzum duymaksızın ( günümüz dünyasında da artık hiç kimsenin hiç bir şekilde yadırgamadığı ve sıradanlaştığı üzere) suçsuzluğun dahi suç sayıldığı kendi örgütlü ve kapalı sistemlerinde en sonuncu işlemi yapacak olan görevli cellatlar, yargısız infaz’ ını gerçekleştirir Dava romanı başrolünde hissedar JosefKA’ nın . Karanlığın görünmeyen derinlikleriyse davaya sebep ve etkin olanların hepsi, onun katledilişini seyretmektedirler.
Ne yahudilikte kalabilmiş ne hristiyan olabilmiş iki derede bir aradalığın kendince karmakarışık her ikisinin ortalamasından din çıkarımı yaptığı Afırizmalar başlıklı derme çatmaları da vardır Kafka’ nın. Nişanlılığını bozduklarından biri olan Milena’ ya yazdığı mektuplarsa edebi çeşitlilik olarak meraklısına okutulmaktadır.
Yirminci Yüz Yıl romancılığı ve Alman Edebiyatı’ nın ünlülerinden biri olarak kabul gören Kafka, dünyada aradığını hiç bir yerde hiç bir şeyde bulamamış olmanın umutsuzluk tükenmişlik yanılmışlık hayal kırıklığı ve derin kaybolmuşluk duygusuyla artık tamamlamakta zorlandığı yazdıklarına dahi kuşkuyla baktığı kendinden emin olmayan özgüvensizlik yenilmişlik ve şüphe kuşatmasından bıraktığı DAVA’ sını da , O’ öldükten iki yıl sonra arkadaşına bıraktığı Droph tarafından yayınlatılır.
Yahudiliği sebebiyle yaşadığı yıllarda giderek Alman coğrafyasında palazlanıp boy gesteren Faşizm’ i savunamayacağından Sosyalizm’iyse ait olduğu ayrıcalıklı zümrenin çıkarı gereğince hiç bir ilgi alaka ve yakınlık göstermediğinden, kendine siyasi manevra merkezi ve kültürel sığınak olarak doğuştan köktenci geleneklerle yetiştirildiği anlayış inanç görenek alışkanlıkları daha da ileri götürerek SiYONİZM’ le yakından ilgilenmiş, İbranice eğitimli derinliklere dalmış , Felica Bauer, ( onunla da uzun süre mektup arkadaşlığı yaptığı) Margarete, Dora, Milena adında yine Yahudi kimilerini evlenmek üzere ailesinin aracılığıyla tanıştığı kadınlarla hem arkadaşlık hem de bir arada kalma gibi Berlin, Münih, Viyana ve Prag şehirlerinde yaşarken, eğitimini aldığı avukatlık sayesinde her Yahudi gibi ticaret ve tüccarlığa heves sarmış, hem asbest fabrikatörlüğü edecek kadar kokuşmuş çarpık ve kirli ilişkili bürokrasinin açıklarından istifade etmiş, yıllarca sigortalara yüksek danışmanlık ve raportör hizmeti vermiş , ayrıca da yazdığı romanlarında kendini de acımasız kayıtsız ve ruhsuz her tür yabancılaşmaya( bu terimi Karl Marks’ ın siyasi teorilerinden koparıp araklamıştır) insanlık dışı değişimlerine BÖCEKLEŞTİREN edebi eserler vermesinde tanıdığı bildiği yerden hayatı işlemiş çalışmıştır.
Her türlü Şizofrenik derecesinde baş edilmez Kişilik Bozukluğu’ yla cebelleşirken, cinsel ilişki sorunu yaşadığı ; Müstehçem evlerde sürekli gezip dolaştığı, pornografiye yakın ilgi duyduğu fakat kadınlarla cinsel ilişkiyi iğrençlik ve hatta sapkınlık olarak inanıp gördüğünü savunduğu kendini bilip tanıyan yakın çevresinde eşcinsel şüphesi uyandırdıran Kafka, hayatı boyunca derin oyuklarından çıkamadığı köstebekçesine yaşantısının özgüvensizliği, agresif-depresif bunalımları, kaygı ve kişilik bozukluğu ezikliği ve ölümü kesin vereme yakalanmış olmasıyla defalarca intiharı denemiş, hiç bir konuda ve yerde tutunamadığı yaşamını Kudüs’ e göç etme arzusuyla( hiç görmediği ve hiç bir hayat geçmişi bulunmayan; fakat Siyonist içgüdüsel dürtüleri doyurmak için ) yanıp tutuşsa da, ona ev sahipliği edecek kişinin veremini ailesine bulaştıracağı düşüncesiyle bu talebi kabül görmeyerek sanatoryumlarda can verir, tabutu Prag’ a nakledilir Edebiyatın Sürrealist Salvador Dali’ si olan Kafka’ nın.
Böylesi fantastik, dünyadan ve insandan kopuk, tanımsız kabuslarla örgülü kurgu ve algı çöplüğünde doğduğu hayatını oracıkta yitirmiş; ve her şeyi kalın katmanlı tutsaklığın huzursuz amaçsız ve anlamsızlığı karanlığıyla örtünmüş; pasif, silik, iradesiz, kuşkulu, korkulu kaygılı ve kendine bile katlanması tahammülü olmayan kişilik bozukluğunun tür, tip ve makinalaşmış insan çeşidi olmaya yirminci yüz yıl ile uç veren Kafka’ nın tutsak olduğu sosyolojik salgından günümüz dünyasını şekillendiren duyarsızlığa sorumsuzluğa azgınlığa ve sapkınlığa değişti dönüştü ve kök saldı kızılca kıyamet.
Mayıs/25
Kayıt Tarihi : 14.5.2025 13:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!