Kitaptan Kitaba 17 Şiiri - Seyfi Karaca

Seyfi Karaca
5240

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Kitaptan Kitaba 17

Yordugu yazdigi ve paylasima sundugu sanatsal eser ister sinema, ister tiyatro, ister resim, ister müzik isterse roman destan öykü deneme gibi edebi türlerden hangisi olursa olsun, anlatimin icinde gecen bütün karakterler yapip yönetenin veya yazip yayimlayanin kendi kisilik yansimasindan baska bir sey degildir. Bir baska deyisle gercekci gözlemlere dayali olsa dahi kurgunun icinde dönüp dolasan herkes ve her seyin neredeyse tamamina yakini, kurguyu yoran ve anlatanin kendi karktristik özelliklerinden imareler kapsar ve tasir. Iceriksizligi dahi esirgenmeyen emeklerle aklin fikrin duygunun düsüncenin özenle harmanlanip islenerek sergilenip sunuldugu ince isciligin ve genis kapsamli seyin alani ve adidir cünkü sanat.

Oradaki insan karakterinde dogustan mevcut olan iyi kötü sapik katil kaltak dönek kahpe cesur yigit kaypak cirkef atilgan merhametli vicdansiz entrikaci dümenci kalles firlatma pisirik güzel cirkin zalim gaddar fitne fettan kostak azgin mert ikiyüzlü oynak soytari dayanikli zayif sahtekar gammaz bozguncu dümenci dalavereci zeki dangalak yahut yere göge sigdirilmayan kahraman, hep sanatini yapan yazan yöneten ve son seklini veren eser sahibinin KENDiNDEN TANIDIGI degisik durumlari ve hallerinin disa vurumudur.
Elbetteki bu genel gecer kapsamda Gabriel Garcia Maraquez`in cinayet romani ( aslinda bu türdeki hic bir eseri severek ve isteyerek izleyip okumadigim ) olan Kirmizi Pazartesi`si de, tüm digerlerinde oldugu gibi yukardaki satirlardan dogar gelisir ve sunulup sergilendigi son nokasini bulur.
Yazdigi romanlarda yasadigi cografyanin ( Orta ve Güney Amerika toplumlarinin ) hem yasayis tarzina hem de kültürel özelliklerine iliskin adeta haritasini cikrircasina anlatimlarda bulunan Marquez, adeta insan onun sayesinde bu topluluklarla yakinen tanismis gibi oldugu Kirmizi Pazartesi`de onlardan her hangi biridir.

Göz göre göre gelen bir cinayeti herkesin bildigi halde ve hatta cinayeti isleyenlerin dahi haber salarak öldürülecek kisinin kendisini korumasini adeta yalvardiklari veya önleyebilecek her kim varsa onu araci koyduklari, fakat her seye ragmen hic kimsenin kilinin dahi kipirdamayip cinayeti kiskirtircasina bütün engelleri hep beraberce ortadan kaldirarak, kolaylastirici ne varsa onu devreye koyarak ve yol vererek bagira bagira gelen ölüm, en vahsice ve hunharca herkesin trübünden seyirci durdugu merakta kesime götürülen kasaplik mezba isi gibi kesenlerin bicagi altinda can verir romanin acikli kahramani Santiago Nashar.

Santiago Nashar Arap cografyasindan daha yasanilabilir hayatlar icin Bolivya`ya göc etmis, sahil kiyisi kasabalarindan birinde ev bark yurt ve kendilerine hizmetli usaklar tutacak kadar orta halliligin üstü varliga kavusmus; ava gitme, silah tasima, törensel günlerde isin usulüne göre giyinme ve hatta evdeki hizmetciyi metresi olarak kullanma gibi bütün özelliklerini ölmüs olan babasindan kopyalamis, köklü feodal baglari ve her kutsanmaya deger ayin gününde sadece sahildeki rihtima ugrayip herkesin onun gelisine sundugu adaklara aldiris etmeksizin vapurdan hic inmeye tenezül bile etmeden uzaktan uzaga papazin yaptigi alel acele törene büyük bagliligi olan biridir .
idaresinde olan hatirli mülkte Placida Linero annesiyle birlikte yasamaktadir. Viktoria Guzman babasi döneminden hem babasinin metresi, hem de kizi Divina Flor`la birlikte ( Divina ise Santiago Nashar`in her buldugu firsatta orasini burasini kurcalayip yataga atma derdinde oldugu hizmecinin kizi ) evin her isinden sorumlu hizmetcileridir. Nashar yakinda evlenecegi ve hayatinin en sonuncu gününde onlarin evlerinde katledildigi Flora Miguel ile nisanlidir. Ama hayatindan hic cikaramadigi, kara sevdasindan ölmeden önce babasinin zoruyla vaz gecirilerek nisanlanmaya zorlandigi ve nisanli olmasina ragmen her firsatta onun koynunda geceledigi herkesin kadini kadini Maria Alejandriana Cervantes`e tutkuyla baglidir.
Mesele esas olarak bundan kelli ve böyleceden ibarettir ki…

Kizlarla erkeklik oynasirken büyük bir ihtimalle kizligini ( bekaretini ) kaybemis veya kendini gerektiren hangi etkinlik olursa olsun kasabaya hic ugramama sebebi kuvvetle ihtimal dinine cok güvenilen kilise papazinin tecavüzüne ugramisliginin sebebini okuyucunun mantiksal cikarim cözümlemesine birakan Gabriel Garcia`nin Kirmizi Pazartesi`sinde iki büyük kiz kardesi coktan evlenmis ve halen evde birlikte yasadigi iki erkek kardesi olan kizin adidir Angela Vicario.
Angela Vicario bir gün vapurlarin yolcu getirip götürdügü rihtima satafatli ve sira disi giyimiyle inen kasabanin yabancisi Bayardo San Roman`in bir cirpida carpilip büyülendigi güzellik abidesidir. Yüklü mal mülk ve servetin sahibi olan Bayardo Roman, evlenmek icin diyar diyar gezip kendine uygun kiz bakinip aranmaktadir zaten. Bütün kasaba Kolombia geneli gibi koyu gelenekci kökenlere sarsilmaz bir sekilde bagli bir ailenin sonuncu kizi olan Angela`nin ikiz erkek kardeslerinden birinin ismi Pedro, diger ötekininse Pablo`dur. Anneleriyse Pura Vikario`dur.

Derken aracilar ulaklar bol keseden sacip dökmeler sayesinde Angela`nin basina gelecekleri ildigi icin evlenmeye razi gelmemesine ragmen annesinin bundan daha bereketli kismet cikmayacagi baskisina boyun egerek evlilik sabahlara kadar herkesin yiyip icip eglendigi görkemli merasimle gerceklesir. Ana babasini da dügüne bol ceyizle davet eder, ev olarak dünyanin servetine dul Xius`un satafatli villasini satin alir ve en gösterisli esyalarla donatir damat Bayardo. Lakin…burdan sonrasi tam bir felakettir.

Gerdege girdigi kizin coktan bakir olmadigini anlayinca daha üstünü bile giyinmeden gecenin zifir zindan karanliginda ve insanlar halen kutlama yaparken ( zil zurnadan kutlama yapanlarin arasinda Santiago Nashar`da vardir ve ihtisamina imrendigi dügünün aynisini kendisi de yapacagini söylenip durmaktadir ) terlikler ve pijamalarla babasinin evine geri götürür. Kapiyi calar. Disari cikan annesine `bu kiz bana yaramaz benden önce baskasiyla düsmüs kalkmis ` diyerek kizi adrese teslim eder ve bir daha ondan haber alinmamaya ceker gider. Anasi, babasi, erkek kardesleri bu kirli isin cürüm sahibinin kim, kim, kiiiiiim..? Sorgusu ve baskisi sonucunda kizin agzindan bir cirpida aklina geliveren Santiago Nashar cikar. O dakkadan sonra olup bitenden zerre kadar haberi ve ilgisi olmayan Nashar`in ölümüne karar verilir. Kasap Santos Faustino`dan öküz dogramak icin özenle bilenmis bicak alirlar. Yolu cinayete giden durumdan haberdar olanlar komutana haber verirler komutan bicagi ellerinden almakla konuyu bitirir. Fakat kardesler gider ikinci bicagi carka verdirirler, sonra sabaha kadar meyhanede icerken kimi nerde ne zaman nasil kesip öldüreceklerini herkese bagira cagira duyururlar ki, biri ciksin da cinayetin önüne gecsin die. Birileri tekrar komutana laf olsun dye gitse de , adam bicagi onlarin elnden aldigini ve durumu coktan cözdügünün yaygarasini yaparak gelenleri umursamaz.

Cinayeti isleyecek olan kardesler Santiago`nun yakin tanidiklariyla onu öldüreceklerinin haberini yollarlar fakat hic bir sebep yokken böyle bir seye ihtimal vermeyen Nashar hic bir tedbir almaksizin zaten yorgun geldigi dügün eglencesini sabah erkeninde Maria`dan kahve ister, kizini minciklar ve papazin gelisini karsilamak icin evden cikar. Yeni evlenen cifti giyaben vapurda el kol isaretleri yaparak kutsayan papaz gittikten sonra nisanlisina ugrar. Bütün kasaba öldürülecegi kesin Nashar`in pesinden törenle kesilecek olan sirk bogasi gibi oluk oluk akarak gittigi her adimina takipci kesilir. Evde nisanlisi bütün nisanlilik boyunca takilanlari geri vererek yüzüne tükürür ve artik nisanliligin bittiginin haberini verir. Onun agzindan ilk defa nicin öldürülmek istendiginin sebebini ögrenir.
Günlerden pazartesidir. Sabahinsa uyku sersemliginin erkenceleri..
Kapiya ciktiginda artik dünyanin bütün cikis yollari ve masumiyetini anlatmanin caresi kalmadiginin kiyamet kalabaligi ortasinda hapis kalarak, her dönse veya nereye yönelse aninda kapanip tikanan ve adeta trübün tezahüratini andiran kiskirtmayla cemberin gitikce daraldigi , cildirasiya bagrisan cigliklar arasindaki kurtulusu olmayan yönünü tayin edemedigi cinnetin cirpinislari icerisinde yalvarircasina tutunacak careler aranirken Nashar, parlayan bicaklarin öfkesinden siyirilmis cellatlarinin eline düser. O dakkadan sonra bütün caddeyi kann götürecek derecede delik desik ettikleri gibi, ikiz kardesler dograr bicerler Santiago Nashar`i. Düse kalka eve vardiginda kapiyi yumruklar fakat annesi oglunun evde oldugunu ve onu öldürecek olanlarin kapiya dayanmis oldugunu sanarak kapiyi icerden sürgüler. Ona yetisen ikizler burada da cinayetin kalan kismini tamamlayarak son yasam nefesini ve gücünüde nashar burada tüketir. Nashar.

Sonraki günlerde tüm bunlara sebep Angela Vikario, onu bir türlü aklindan cikaramadigi ve yeniden bir araya gelmek icin bir cogu yalvar yakarislarla dolu sayisiz mektuplar yazar adresini bir sekilde ögrendigi ve gerdek gecesinde bakire olmadigi sebebiyle ailesine teslim eden Bayardo San Roman`a. Uzun süre cevap alamadigi metktuplarsonrasi bir gün hic beklemedigi ve artik tamamen umudunu yitirdigi sirada pencerede yaz rüzgri eseren, yorgununu dinlendirdigi ramakta sallanirken Angela, bir de bakar ki cikip kendi gelmistir mektuplari cevaplamak -kanina girdikleri insanin ölüm pahasini hice sayarak ve artik Angelina`nin bakire olup olmamisini da hice sayarak - yerine mal mülk ve servet sahibi Bayardo.
En basta ne demistik :
Oradaki insan karakterinde dogustan mevcut olan iyi kötü sapik katil kaltak dönek kahpe cesur yigit kaypak cirkef atilgan merhametli vicdansiz entrikaci dümenci kalles firlatma pisirik güzel cirkin zalim gaddar fitne fettan kostak azgin mert ikiyüzlü oynak soytari dayanikli zayif sahtekar gammaz bozguncu dümenci dalavereci zeki dangalak yahut yere göge sigdirilmayan kahraman, hep sanatini yapan yazan yöneten ve son seklini veren eser sahibinin KENDiNDEN TANIDIGI degisik durumlari ve hallerinin disa vurumudur.
Elbetteki bu genel gecer kapsamda Gabriel Garcia Maraquez`in cinayet romani ( aslinda bu türdeki hic bir eseri severek ve isteyerek izleyip okumadigim ) olan Kirmizi Pazartesi`si de, tüm digerlerinde oldugu gibi yukardaki satirlardan dogar gelisir ve sunulup sergilendigi son nokasini bulur.

Böylece noktalanir biter Gabriel Maruez`in Kolombiya gelenekselini özetleyen kirmizi Pazartesi`si. Ilerki günlerde Dostoyevski`nin Beyaz Geceler`ini ve Gabriel Marquez`in Yüz Yillik Yalnizli`gini desip didiklemek dilegiyle.

Seyfi Karaca………Mayis / 25

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 8.5.2025 17:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!