Kitapların Dili-7 "dile Bedel"

Veli Bilici
178

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Kitapların Dili-7 "dile Bedel"

Şiirleri oluşturan mısraların birçoğunun altlarını çize, çize, dönüp, dönüp okudum “Dile Bedel’i”. 192 sayfadan ibaret olup içerisinde 139 adet şiiri barındıran Sokak Yayın Grubu tarafından Mart 2019 tarihinde yayınlanmış, açıldığında henüz mürekkebinin kokusunu cazip bir parfüm kokusu gibi ciğerlerime çektiğim kolektif bir çalışmanın ürünü şiir kitabı var elimde. Şiirlerin 121 tanesi baba Vahit KAHVECİ, 18 tanesi de oğul Doktor Servet KAHVECİ tarafından yazılmış ve güç birliğinden hareketle “Dile Bedel” bir baba oğul ortak eseri olarak vücut bulan şiirleri okurken içinde doğup büyüdükleri aileye ve ekmeğini yiyip suyunu içtikleri memleketlerine olan sevgi bağlarını, sadakatlerini ve vefa duygularını eserlerinin her mısrasında en yalın okuyucunun, şiir sevenlerin anlayacağı sade, arı ve duru bir dille; Dile Bedel’de dile getirdikleri inşa ettikleri şiirin kaynağı kendi anlatımları ile “yüreklerinden taşan hislerinin kağıtlarda vücut bulmuş halidir” şekliyle mütevazi bir tanımla noktaladıkları Dile Bedel aslında ana, baba, evlat, yar, vatan, millet sevgisinden yola çıkarak bir dervişlik eğitiminin farkında olmadan alındığı ve ilerleyen yolculuğun tasavvufa doğru yol aldığı, belki söylenmesi erken gibi düşüncelere dalmış olsak bile sonuçta ilahi aşka doğru yöneldiklerini, kalp gözlerinin ilahi aşka odaklandıklarını mısraların derinliklerinde sunar gibidir okuyucuya. Kitabın kapağındaki uzaklara doğru yürüyen insan resimleri de ilahi aşka yolculuğa nişane gibi ve kapakta kullanılan renkler hoşgörünün tavan yaptığı bir renk armonisini teşkil ettiği göz ardı edilemez bir çağrışıma davet eder; Dile Bedel…
Haksızlığa karşı durmak ruhunda vardır şairin…
“Karşı durmadınsa zulüm edene
Bir de dilin ile demeyi dene
Ona da yüreğin yetmiyor mu ne!
Hakk’ı söylemene koktuysa engel
Kitabın haykırsın diline bedel”
Diyerek daha ilk şiirden başlayarak haksızlıklara karşı duruşu “Dile Bedel” adlı şiiriyle dile getirirken, bu haykırışı kafi bulmaz/yeterli görmez ilerleyen sayfalarda;

“Bu zillet edemin onurun kırdı
Esir olmak ona namustu ardı
Sabah namazında kararı aldı
Kurtuluş destanın yazdı Maraşlım”

Diyerek tüm edeleri harekete geçirir haksızlığı bertaraf etmek için… “Maraşlım” adlı şiiriyle
Yavaş yavaş aşka, sevgiye dair duyguların harman olmaya başladığı şiirlere doğru ilerlerken sayfalar arasında yolculuk ne kadar da berrak bir insan olduğunu sezersiniz şiirlerinden. Açık sözlüdür. Davetkardır. Varsa daveti alenidir…
“Hiç çalma kapımı açık bıraktım
Gönlümü gönlüne açtığım gibi
Gölgen düşsün diye kandiller yaktım
Ayın on dördünde olduğu gibi”
Der, “Gönlümü” adlı şiiriyle... Adeta geleni herkesin görmesi için ve geldiğinden rahatsızlık duymaması, karşısındakine verdiği değerin ölçüsü gibi gelir.
Sayın Kahveci’nin dizelerinde, zaman içerisine aşk, sevgi yolunu tasavvufa giden şoselere doğru çıkarır okuyucusunun yolunu, sorgulamaya başlar. “Dönmüyor Neden” adlı şiiriyle.
“Yüksekler, enginler, sıcak ve soğuk
Renkler çok karışık açık ve donuk
Dünya insan için bir garip soluk
Gidenler bir daha gelmiyor neden?”
Sonra bu duyguyu, yolculuğu “Gaiplerden Gelen Bir Ses” adlı şiiriyle pekiştirir de… ve;

“Dün gece kendimle baş başa kaldım
Dondu gözyaşlarım yanaklarında
Bir varmış bir yokmuş anladım
Dediler kurtuluş Allah yolunda”
Diyerek tasavvuf yolunun yolcusu olarak yola devam eder, katıksız ve riyasız. Bir derviş edasıyla yollara/dağlara vurur kendini sırtında cübbesi, elinde asasıyla tasavvuf yolculuğu “Amaan” şiiriyle de devam eder. “Nasip Ederse” adlı şiiriyle yolundaki hedefi gösterir…
“Kalbim kıpır kıpır sanki düğün var
Helallik almaya toplansın dostlar
Geçmişten bu güne çok günahım var
Dökeceğim Mevla’m nasip ederse… Der.
İlerleyen sayfalarda “Gardaşım, Doktor Bey, Annem, Anama Ağıt, Baba…. “ gibi şiirlerinden aile ve aile bireylerine verdiği önemi sergiler,Koca Çınar’ına baktıkça ahret yolculuğuna çıkacağını hissede… duysun ister gönlünden geçenleri tüm aile bireyleri… bu kavramların ulvi bir değer olduğunu vurgular, her bir dörtlüğün, her bir mısrasında…
“Az Kaldı, Bahar, Çoban Çeşmesi,Erciyes… “ gibi şiirleriyle doğaya selam verir, el sallar, dertleşir…
Gönlünün sultanına/gönlündeki çiçeğe dair şiirler söylemesi, ataerkil bir aileden gelen üstadın ne kadar da mütevazi, yüce gönüllü ve sultanına karşı hoşgörü ve kıymet beslediğinin işareti olduğunu görülür, alenen şiirlerinde… “Hanıma” adlı şiirler demetinde. Yine bu şiir demetinin birinde;
Benim sevgim sana bir de vatana,
Seyret cemalimi doy kana kana
Sen bir yana olsan dünya bir yana
Şüphesiz yanında olurum hanım”
Diyerek safını açıkça belirtir. Vatan ve dünyayı tercih etmek durumunda kalsam; tercihim sensin hanım diyebilmek, ne güzel bir ifadedir, ne güzel bir beyandır. Bu beyana mazhar olmak ne güzel bir bahtiyarlıktır. Ataerkil toplumdan gelen her şairin harcı değildir. Bu şiirinde içinin dışının bir ve berrak olduğunu ifade eder.
Doğup büyüdüğü, ekmeğini yediği suyunu içtiği Geben’e dair duygularını içeren şiirlerinde de hasretini, özlemini, sevgisini, aşkını dile getirerek o beldeye olan vefasını sergiler “Geben Benim İçin Sevdadır, Geben, Köyüm, Özledim” adlı şiirlerinde…
Merhaba Dostlar adlı şiiriyle seslenir, dostlarına merhaba der ve köyüne döneceğinden söz eder ve köyünün şehr-ül emini olarak hizmet edeceğinden bahseder şiirinde ve nasip olur şehr-ül emin olarak hizmet eder, ortak olur Geben talihine, derdine…
Elbette bir ortaktan bahsedip diğerine değinmeden geçilmez Dile Bedel’de… Oğul Servet Kahveci’nin kaleminin mürekkebinde eğitimden nasibini aldığına dair bin bir çiçeğin rehasını duyar gibi olursunuz, bu duyguyu koklarsınız mısralarında….Uyarır insanlığı,
“……………………
……………………
Ölüm muhakkaktır, yok ondan kaçma
Elini vurmaya diz bulamazsın

………………………
………………………
Ger gayretin yok ise O neylesin
Şaşar kalır öyle iz bulamazsın”
“Bulamazsın” adlı şiiriyle;
Goca Anam, Goca Babam adlı şiirleriyle yine ailenin dinamiklerine, birlikte oluşlarının köşe taşlarına seslenir…. Sesinin geri kendisine dönen yankısını fark eder ve her şeyim sisin oldun olursa malım mülküm, olmazsa dilim duacın olun der yüce bir gönüllülükle…..
Teveccüh-ü Nas ve Hav-i Nefs şiirleriyle merdiven dayar tasavvuf duvarına daha ilk şiirlerinde.…. Dostluk ve arkadaşlığı kaybettiği bir dostu üzerinden paylaşır Dostluk şiirini okuyucuları ile … ve Ayrılık şiirinde, şiirin derinliklerinde yine tasavvuf sezilir şu güzel beyit de;

“Giden ol ya da kalan, önemsiz ayrıntılar
Hep seven yürekleri yandırır ayrılıklar” Der ve noktayı koyar, yüreğinden taşan hisleri dostlarla paylaşarak, Dile Bedel.

Veli BİLİCİ/ADANA

Veli Bilici
Kayıt Tarihi : 9.4.2022 01:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Dile Bedel, bir baba-oğul ortak eseridir.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Veli Bilici