Kitaplar Ve Portreler Şiiri - Durdu Şahin

Durdu Şahin
994

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Kitaplar Ve Portreler

'Yahya Kemal'in de söylediği gibi: Anadolu ve Balkanlar Türkiye'sindeki Türk milliyetini İslam imanından ayrı bir milliyet olarak düşünmeğe imkan yoktur' (s. 10)

'Türk vatanı, bu ülkede yüzyıllarca şehid olmuş; vatanda minareler yükseltmiş, gök kubbeye ezan sesleri salmış, inanmış bir milletin vatanıdır' (s. 10)

''Büyük şairler, milletlerinin dillerindeki güzel sesi duyanlardır' (s. 16)

'Türk İstiklal Marşı, büyük bir milleti ebediyen ayakta tutacak kadar sağlam ve tarihi mısralarla örülmüştür' (s. 19)

'Türk milleti, değil Akif gibi milli lisana ve milli imana hamle yaptırmış büyük şairini, Türk diline hatta en en küçük emeği dokunan fani bir sanat adamını dahi unutmayacak kadar vefalı bir millettir' (s. 22)

'Şu muhakkaktır ki İstiklal Marşı şairi, dini lirik şiirleri, vatan şiirleri yurt ve iç hicranlarımızı dile getiren şairler vadisinde 20. asır edebiyatının ölmez mahsullerinden bir kaçını vermiş büyük bir şairdir' (s. 23)

'İlletli insanlar bir iyilik tedavisine tabii tutulursa, mesele kalmaz' (s. 24)

'Çalı Kuşu romanını okuyanlar, eğer bu kitabın sathında kalırlarsa Reşat Nuri'nin romanını bir avantür roman sanmak hatasına düşerler' (s. 31)

'Reşat Nuri'nin, tiyatroları vasıtasıyla edebiyatımıza kazandırdığı en güzel eseri, onun, tam bir temiz lisan halinde kullandığı Türk sahne lisanıdır. Onun her eserinde güzel ve temiz olan Türk dili, bilhassa bu sahne eserlerinde örnek bir dil derecesine varmıştır' (s. 42)

'Yaban'ı okuyan, her sayfada derin bir iç ezikliği duymaktan kendini kurtaramaz' (s. 75)

'Refik Halit Türkçe'sinin ilk devirlerine ait sıcak bir dille yazılan 'Memleket Hikâyeleri' Türk edebiyatında Anadolu'nun ilk hakiki hikâyeleridir' (s. 81)

'Sanatkâr atalarımızın, üzerinde yedi yüz yıldan fazla işledikleri 'Türkiye Türkçe'si' Yahya Kemal'in büyük bir zevk ve ihtimamla işlenen mısralarında tam ve pürüzsüz bir 'musiki cümlesi' olmak derecesine ulaştı; modern ve tarihi Türk dilinin dehası, bu mısralarda eşsiz bir başarı ile te¬rennüm edildi' (s. 87)

'Yahya Kemal, Türk edebiyatında bu büyük milletin mazisindeki bütün hatıraları, bütün kıymetleri derin bir kavrayışla toplayarak ve bunları ken¬di zamanının zevk ve ihtiyaçla¬rıyla birleştirip güzelleştirerek terennüm edebilen şairdir. Türk ve Avrupa şiirleri hakkındaki geniş kültürü, milli tarihimiz, milli miraslarımız üzerindeki engin bilgisi ve heyecanıyla gerek Türk lisanına, gerek aruz veznine en kuvvetli mızrabı vuran şair de odur' (s. 88)

'Yeni hecede, başta Faruk Nafiz, Orhan Seyfı, Halid Fahri ve Yusuf Ziya olmak üzere, muvaffak olan bütün şairler, bu zaferlerini Hece'ye Aruz'dan geçmiş olmalarına borçludurlar. Bu hadise, onların, aynı zamanda Türkiye Türkçe'sinin güzel sesini duyan şairler oluşlarının da açık ifadesidir' (s. 96)

'Orhan Seyfi'ye göre şiir, bir sanat şekli, bir vezin kalıbı ve bir ritim içinde söylenirse şiirdir ve nesirden böyle vasıflarla ayrılır' (s. 98)

'Orhan Seyfi Orhon, Türkiye tarihinde hayli şiddetli bir içti¬mai romantizmin hüküm sürdüğü buhranlı bir devirde yetişmiştir. İnsanların aşktan ve Al¬lah'tan başka hiçbir şeye inanamaz haller yaşadıkları, bir ıstırap çağında şiirler söylemiştir. Bu yolda aşk şiirleri söylemişti, fakat onun aşk şiirlerinde bile, yer yer gizli bir iğne, ince hiciv ve romantik bir sızı vardır' (s. 99)

'Orhan Seyfi Orhon'un en büyük fazileti, Türkçe'sinin güzelliğiydi. Dilinin beyazlığıydı. Bu Türkçe, her türlü şaşkınlıktan, her türlü aşırılıktan arınmış, uydurmacaya tenezzül etmemiş, sağlam, temiz, bilgili ve beyaz bir Türkçe'ydi. Onun şiirinde ve nesrinde, sanatkar atalarımızın, bir tarih boyunca işleyerek hem ses, hem de mana bakımından, Türkçe kelimelerden daha çok Türkçeleştirdikleri her kelime, dilimizin en saf ve işlenmiş bir mücevheri gibi yer alıyordu' (s. 106–107)

'Faruk Nafiz, şiirin ancak asırların dilinde işlene işlene incele-şen ve musikileşen Türkçe veya Türkçeleşmiş kelimelerle söyle¬nebileceğine inanırdı. Kelimelerini, günün türedi sözlerinden seçmeyecek kadar köklü bir dil zevkine sahipti' (s. 114)

'Herhalde milli kültürümüzüü, günün her an değişen politika oyunlarına ve yabancı ide¬olojilere göre değil, milletimizin ve memleketimizin muhtaç olduğu ciddi, milli ve istikrarlı bir kültür programı içinde yürütmeğe mecburuz' (s. 123) .

'Yahya Kemal'in kendinden sonra yetişen şairler arasında en beğendiği, Faruk Nafız'di' (s. 131)

'Muntazam söylemek, okuyanın zevkine hürmet etmektir, tarzında düşünen, eski ve çok büyük bir şairimizin, hakiki bir Türkçe aşıkının bu anlayışı, edebiyatımızın her hakiki şairi gibi, Faruk Nafiz'in de sadakat ve saygı gösterdiği bir dil ve şiir anlayışıdır' (s. 133)

'Faruk Nafiz'in sanatında çok mühim bir vasıf, onun şiirlerinin ne Doğu, ne de Batı edebiyatlarının özentisinde olmayan yerliliğidir' (s. 152)

'Abdülhak Şinasi Hisar, Türk-Osmanlı medeniyetinin bilhassa son asırlarına ait güzel hatıraları canlandıran bir ruhtur. O kadar ki, hemen bütün ömrünce bu hatıraları dile getirmeğe bir haz ve saadet bilmiştir' (s. 160)

Nihat Sami Banarlı, Kitaplar ve Portreler, Kubbealtı Neşriyatı, İst. 1985

Durdu Şahin
Kayıt Tarihi : 12.9.2007 15:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Durdu Şahin