Seninle müşterek her şey zail oldu
En belli tek bir şey kaldı vâr
En girift manaları en fasîh lügatler gibi söylemeye muktedir gülüşün
Ve onun izdüşümü nevbahâr
Seni görmemecesine ayrılış gibi kış
Ta köklerinden sarsılış gibi kış
Arada bir gördüğüm günler hezan
..
Can dedim cana bana can olsun diye
Gönlümden istemedim el olsun diye
Hep bekledim gönlümde yaz olsun diye
Boşa beklemişim mevsimim kiş oldu gitti
İsterim gönlülde ruzgar serin serin essin
Gönlümü yakan haşın lodosta dinsin
..
iz kalır mı tortusu gelir göçer mi kocana
baharla kış olmadan umar kalır hoşuna
vazgeçse de sevdası baki kalacak gördü
zaman içinde gider ağlar gözyaşında giz
ıradıkça dünyadan yeni dünyalar seçse
iz kalır mı tortusu gelir göçer mi kocana
..
Hava bulutlu,
Sert esiyor rüzgâr.
Görmedim ilkbaharı,geçti yaz,
Şimdi mevsim sonbahar…
Kış yakın…
Vakit az.
Hücum ediyor anılarım akın akın!
..
İnsanın en güzel çağlarıdır hiç kuşkusuz..Eşimle nişanlandığımızda o 20, ben ise 25 yaşındaydım.Askerden geldikten 1.5 yıl sonra Gökçeada’da, bir devlet dairesinde şimdiki işime başlayabilmiştim. Adada sahile yakın bir köyde kalıyordum, annemde beni 15-20 günde bir dolaşmaya geliyordu.Annemin en küçük oğluyum.Benden büyük iki ağabeyimi görücü usulüyle evlendirmiş ve şimdi sıra bana gelmişti.Gurbette tek başına kalan son oğlunuda evlendirene kadar gözüne uyku girmezdi.
Allah'ın izni ve anamın dualarıyla devlet dairesinde bir işe girebilmiştim hayırlısıyla.O zamanlar henüz cep telefonu olmadığından 3 km. yürüyerek yakındaki köye gider, ankesörlü telefondan jetonla annemi arayarak hal hatır sorardım.Yine bu görüşmelerimiz esnasında annem bana görmem için kız bulduğunu söyler, yeni memur olduğumdan ve kanuni iznim olmadığından dolayı, müdürümden dilekçeyle idari izin alarak anneme gelir ve beraberce annemin bana uygun gördüğü nasiplerimi görmeye giderdik.Annem şimdiki eşimi bana göstermek için beni çağırdığında yine idari izinli olarak gelip gündüz eşimin köyüne onu görmeye gitmiştik. Görüşme olmuş ve biz beğendiğimizi ima ederek akşam tekrar geleceğimizi söyleyerek kapıdan ayrılırken eşimde beni beğenmiş olacak ki dış kapıya kadar güler bir yüzle bizi uğurlamıştı.
Benden önce iki tane oğlan evlendirmiş, bu işlerin piri olan babam akşam eve geldiğinde durumu ona anlatmış ve hazırlığımızı yaparak o zamanki arabamızla eşimin köyüne tekrar onu istemeye gitmiştik.Eşimin ailesi çiftçilikle geçiniyordu.Eşimden başka o zaman 4 - 5 yıllık evli olan bir ablası ve 18 yaşlarında bekar bir oğlan kardeşi vardı.O gece aileler tanışmış, kahveler ve çaylar içildikten sonra, babam büyük bir ustalıkla daha önce iki evladında da olduğu gibi lafı ustalıkla toparlayarak eşimi ailesinden istemişti.Şimdiki kayın pederim de aslanlar gibi damat adayını görünce hiç tereddütsüz olumlu cevap vermiş ve iş tatlıya bağlanmıştı. Ben ertesi gün Gökçeada’ya gideceğim için, tekrar görüşmek üzere onları bize davet edip ayrıldık.Eve döndüğümüzde sevinçten sabahı zor etmiştim.
..
Çiçekler solmuş -zamanda yorulmuş
Artık son kış -son kuşları da öldürdü anne
Karadağdan bakınca,yaylaların rengi çalınmış
Ala geyikler kışa doğru giderken
Sevdiğimi de eller almış
Yas tutacak zamanı bana vermişler anne
Şimdi her yer yağmur-her yer sis
..
Dağlarına kar mı yağmış memleketimin
Bu kar her zaman ki kar değil mi?
Dolu mu vurmuş ilkbaharın çiçeklerini
Bu kış her zamanki kış değil mi?
Dün benim için ölen
Bugün beni mi satmış?
Ben her zamanki ben
..
Erken doğum yaptı bahar
Karçiçeği doğdu,
karların altından
Artık bahar yakın derken
Erken doğum yaptı bahar
Kış bahara gebe
..
şiirim de olmasa avucumda sımsıcak
nasıl geçer o kış geceleri
doldur istediğin kadar sobaya
odunu kömürü
ne işe yarar
beni ısıtan kış gecelerinde
üç beş satırlık
..
Ayrılıklar kara kış gibi kapıları çevirdi, her yanım ayrılık kokuyor..Giden zaman mı, senmiydin bilmeden yüreğinden öptüm ayrılıkların..Sonu başı olmayan engin bir boşluk hayatımı dolduran..Oysa ne çok şey var yaşatımı dolduracak, ben gidip imkansızlıkların içinde seni arıyorum..Sen diye biri yok olduğu halde, sen diye dolaşıyorum yana, yana..Kim olduğunu bilmeden yüreğimin içinde yaşadığını bilerek, her nefesimde sensizliği öpüyorum..Sen diye birisi yok ve olmayıcakta..
eCe
..
Adamın biri her gün sahile gelip, ellerini ensesinde birleştirerek bir şeyler düşünüyormuş.Bunu gören kırlangıç merak edip adama neyi olduğunu sormuş.Adam ''hiç bir şeyim yok, git başımdan'' demiş.Ama adam her gün aynı yere gelip elleri ensesinde uzaklara dalıp gidiyormuş.Kırlangıç sorduğu zaman hep ''hiç bir şeyim yok, git başımdan'' cevabını alıyormuş.Saonra bir gün kırlangıç gene gelmiş adamın yanına.Ve yeniden her gün seni burada görüyorum neyin var demiş.Bak benim burada son günüm kış geldi artık, sıcak ülkelere göç edecem ben, hadi anlat derdini belki sana yardımım dokunur demiş.Adam bu sefer dayanamamış ve uzaktaki bir sevdiğinden, onu terk ettiğinden bahsetmeye başlamış.Ve kırlangıç gideceği zaman elini kalbine sokmuş.Çıkardığı yüreğini kırlangıcın gagasının arasına sıkıştırmı.''Al bu yüreğimi sevdiğime götür'' demiş.''Ona benden bahset, o olmadan bu kalbin bir işe yaramadığını anlat ona'' demiş.Aradan aylar geçmiş.Sert rüzgarlar yerini ılık dalgalara bırakmış.Kırlangıçlar yeniden adamın diyarına gelmeye başlamış.Adam kırlangıçtan haber bekliyormuş.Ama adamın beklediği kırlangıç bir türlü gelmemiş.Sonra bir gün sürünün arasından bir kırlangıç süzülerek adamın yanına gelmiş.Adamın yüreği kırlangıçın gagasının arasındaymış ama bu kırlangıç o kırlangıç değilmiş.Adam diğer kırlangıcı ve olanları sormuş.Kırlangıç anlatmaya başlamış.Senin yüreğini verdiğin kırlangıç sevdiğini bulmuş.Ama başka birinin kolları arasında kahkahalar atarken görünce, bu temiz kalbi ona vermeye kıyamamış.Ve son nefesinde bu kalbi sana geri vermem için bana verdi demiş.Ve adamın titremekte olan ellerinin arasına kalbi tutuşturduktan sonra sürünün yanına dönmüş.
..
Yapma
Önümüz kış! ..
Canıma bir bahar düşer
Yeniden bebek teri kokabilir saçlarım
Yeşerebilir yeniden ayaz yemiş rüyalar…
Yapma
..
Hadi git, sonbahar git, bırak artık peşimi,
Sarılarda gözüm yok, seviyorum yeşili,
Bilmiyorum benimle, sorunun nedir senin,
Pes edeceğim sanma, sıkmaktayım dişimi,
Sonbaharı kış yener, kışı da ilkbaharlar,
..
Baharı gördüm kış ortasında
Deniz kenarında
Aşkıma takıldı sevdan
Adın, aşkımın oltasında...
Baharı gördüm gülen yüzünde
Seyre daldım ben baharı gözlerinde
..
Bir başka geçiyor bu kış.
Soğuğu bir başka soğuk.
Gece karanlığına diyecek yok zaten.
Hep karanlık ve soğuk…
Karanlık bir çenberin içindeyim.
Çıkmak istiyor ama çıkamıyorum.
..
Ağustos... onbeşi Yaz onbeşi Kış
Bu da Ağustos’a bir böyle bakış
..
Sonbaharın ardından madem ki kış olmalı,
Günaha tevbe eden, elbet alkışlanmalı..!
..
Bu kış kurak geçecek yağmur ne mutlu ne şen
Eylül bulaştı suya gülsüz kalacak gülşen
..
Mana yoksa hayatın Sibirya'da kış gibi,
İmansızın ölümü idama bakış gibi.
..
Bir zaman gelecek, ağlamayacak çocuklar;
Üşütmeyecek onları, kış aylarında soğuklar...
..