Dışarıda, gri bir perdenin arkasından süzülüyor dünya. Kış Yağmuru, camları tırmalayan sabırsız parmaklar gibi, şehrin sessizliğini bozuyor. Her damla, asfalta çarptığında binlerce küçük, hüzünlü notaya bölünüyor; sanki doğa, bizim için eski, melankolik bir caz eseri çalıyor.
Oysa biz buradayız. Bu küçük sığınağın, bu sıcacık odanın içindeyiz. Pencereye vuran her yağmur damlası, içerideki ışığın ve huzurun değerini daha da artırıyor. Sen, elinde sıcak bir fincanla, yüzünde o her zaman içime işleyen sakin ifadeyle oturuyorsun. Dışarıdaki soğuk ne kadar şiddetliyse, bizim aramızdaki hava o kadar ılık, o kadar yoğun.
Yağmurun sesi, artık sadece bir fon müziği. Bizi dünyanın gürültüsünden, telaşından ayıran kalın bir yorgan. O sesin altında, sadece senin nefesinin ritmini duyuyorum, sadece gözlerindeki o derin, dinlenmiş denizi izliyorum. Bu an, sonsuza dek sürmeli. Ne dışarıdaki sis dağılmalı ne de kapı çalmalı.
Çünkü anlıyorum ki, gerçek aşk, dışarıdaki fırtınaya rağmen içeride kurulan o küçük, sıcacık dünyadır. Bize kimsenin ulaşamayacağı, karın ve yağmurun bile kıskançlıkla kapımızın önünde durduğu o büyülü sığınak. Her damla düşerken, sana olan sevgim daha da kökleniyor, daha da derinleşiyor. Biz, bu kışın en güzel, en dayanıklı hikayesiyiz.
Kayıt Tarihi : 16.11.2025 23:58:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!