Ben,
sevebilen bir kalbe sahiptim.
Bana bunu neden yaptın ?
Halledemedim bak !
Üstesinden gelemedim hiçbir şeyin.
Sanki bütün dünya yıkıldı da
bir sen kaldın göğüs boşluğumda.
Çok güzeldin...
Yemin ederim ,
tüm kusurlarınla bile çok güzeldin.
Beni secdeye kapanıp
“Rabbim! al bu ağrıyı göğsümden “
diyecek hale nasıl getirdin?
Bir sana sırt dayamıştım,
Bir sana sırt dayanmazmış.
Ben seni evim sanıyordum
Ailem biliyordum seni.
Göğsümün orta yerine düşecek olan
yıldırımmışsın.
Beni hiç sevmemiş olsan anlardım.
Neden diye soramazdım o zaman.
Ama seviyormuş gibi yapman ...?
Bunun hiçbir dilde açıklaması yok.
Acının dili olmazmış zaten.
Yarası sırtında olunca,
kendi kendine saramazmış insan.
Ben olmazsam
mahvolursun diye düşünüyordum.
Ben olduğum için
rahatsızmışsın hayatından …
Senin kalbinin kör noktasına
nasıl düştüm ben bu kadar?
Sanki yıllar sonra evime dönmüşümde,
babam bana
kapıyı açmamış gibi hissettirdin.
O acıya alışmak zordu ama,
Acıyla kavga etmenin de bir anlamı yoktu.
Senden gitmek zorundaydım.
Her şeyi son bir kez daha
kurtaramazdım.…
Her savaş meydanında ilk vazgeçtiğin.
Her canın sıkıldığında köşeye fırlattığın .
Her bunaldığında ilk bıraktığın.
Gözünü kırpmadan kırdığın.
Bir kez olsun gönlünü almadığın.
Ama oynamaktan hiç vazgeçmediğin
en sevdiğin oyuncağınmışım ben .
Eskidim,
eksildim,
yittim.
Kurduğun dünyada neredeydim,
onu bile göremedim.
Kendinden ne kadar uzaklaştırdıysan,
Bir türlü günyüzüne çıkaramadın beni.
Öyle bakma şimdi ,
neyi yanlış ki anlattıklarımın?
Ne yaparsam yapayım
bir türlü yaranamadım sana.
Neyi yakıştırdıysan bana,
öylece kaldım.
Ne eksik ne fazla.
Yapar, yapmıştır,
yapacaktır oldu adım sanım.
Bir daha inmedi hiç sekize.
Kızmadım,
öfkelenmedim.
Sadece çok üzüldüm.
Ve bu senin anlayabileceğin
gibi değildi.
Ona da eyvallah dedim.
Bir milim
değişmedi bendeki yerin.
İkimizde inanılmaz bir mücadele verdik.
Ben kalmak için, sen gitmem için.
Ve sen kazandın.
Ben senden hiç vazgeçmedim.
Vazgeçmiş gibi
davranmak zorunda bırakıldım.
Her defasında
Sûra üfler gibi sayıkladım adını .
O lanet olası adını.
Herkesin,
sevilmemekten şikayetçi olduğu çağda;
sana sevilmek dert oldu.
Seninle gönül bağımı
bir dağ yaptın aramızda.
Şimdi bu yazdığım her şeyi unut.
Bilirsin,
ev olmuşluğum var sana.
Bende bilirim ki
benim için parmağını bile kıpırdatmazsın.
Bilirim sen üşümezsin sana kalan anılarda.
Bir gün olsun aklına düşmez yokluğum.
Ama buram buram
gözümde tütüyorsun halâ...
Bir kez olsun gelsen olur mu?
Kokunu unuturum diye
ödüm kopuyor.
Artık ben sana gelemem.
Anneme söz verdim…
Senin için ,
bir kez daha ölemem.
...
ESRA NİZAM
03.02.2024
06.11
Kayıt Tarihi : 22.7.2025 05:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!