1961 yılının Ocak ayının 1. günü olarak düşmüşler kaydımı kütüğe. 1960 yılının orak ayında doğduğumu söyler anam.
Ne ay belli ne gün yağmurlu bir günde doğduğum söylense bile.
Şiirle klasik olarak ilk okul yıllarımda tanıştım. Ortaokulu hatırlamıyorum. Ama yatılı olarak okuduğum öğretmen okulunda çok sık olarak yazdığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
Şiirde kaliteden yanayım. Şiir bir kompozisyon bütünlüğünde arzetmeli kendini. Kelimeler özenle seçilmeli vurgular ve ses uyumu ahenk teşkil etmelidir. Okuyucu şiirle özdeşleşmelidir.
...
Bir baloncu olsaydım
İflas ederdim şüphesiz,
Her gelen çocuğa
Bir balon verirdim parasız.
Bir şekerci dükkanım olsaydı
Hastahane içinde
Cadı kazanı.
Kaynar ha baba
Kaynar ha baba
Kaynar ha baba.
Gittinde sona mı erdi savaşlar,
Yok mu oldu dünya da tüm açlıklar,
Yazımız mı yaşanan ayrılıklar,
Sen sevilensin ben seven, bana dön.
Ben ve aşkım öksüz kaldık gidince
Yağmurlu bir İstanbul sabahından
Sesleniyorum sana.
Bir kaç kelime geliyor
Gönlümden dilime.
Aşkımı anlatmaya çalıştıkça sana
İstanbul ağlıyor halime.
Şiirler yazabilseydim sana
Anlatabilseydim seni güzelliklere
Güzellikler kıskansaydı seni.
Gülen gözlerini
Söyleseydim yıldızlara,
Görmek için
Bayramda havalar güzel olacakmış
Artacakmış sıcaklığın değerleri
Üstelik keşmekeş trafiği İstanbulun
Beş dakikalık yola beş saatte gidiyorsun
Oysa Ben sana gelebilmek için beş asıra razıyım..
Daha az yakıyor hasretin
Biraz olsun hafifliyor acım
Uyuyabilirsem bir an
Girdiğinde düşüme,
Varlığına muhtacım.
Diyorsun ki birtanem
İlk ve son aşkımsın
Giderken ardından bıraktığın.
Mutlumu olmalıyım
Bayram mı yapmalıyım gidişine
Yoksa gururlanmalımıyım
Bakma sessiz kalışıma
Seni unuttuğumdan değil
Seni unutmak istediğimdendir
Sessizliğim.
Unutabilseydim
Ya da gerçekten unutmak isteseydim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!