Soğuk ve ıssız sokaklarda yürüdüm…
Bir gece yarısı tek başıma…
Gecenin taa! Bilmem kaçıydı hatırlamıyorum?
Ama, el ayak çekilmişti etraftan…
Gece yarısından çok sonraydı besbelli.
Yağmurdan ıslanmış sokak taşları...
________İnliyorlardı sanki.
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...



HİSSİYATINIZA VE DERİNLİĞİNİZE KURGUSU VE VURGUSU GÜZEL ŞİİRİNİZ İÇİN TEBRİK EDİYORUM...SAYGILARIMLA...VELİ SAVAŞ
Kimsesizler MEZARLIĞI –I (Sokak Taşları)
Soğuk ve ıssız sokaklarda yürüdüm…
Bir gece yarısı tek başıma…
Gecenin taa! Bilmem kaçıydı hatırlamıyorum?
Ama, el ayak çekilmişti etraftan…
Gece yarısından çok sonraydı besbelli.
Yağmurdan ıslanmış sokak taşları...
________İnliyorlardı sanki.
Kimbilir…
Kaç yitirilmiş sevdanın sırlarını saklıyorlardı içlerinde de…
Dile gelip söyleyemiyorlardı, acep neden ki?
Konuştum sokak taşlarıyla...
Issız ve sessiz yağan yağmurun gözyaşlarıyla.
Anlattım onlara...
Ölümsüz sevda masallarını,
Ferhat ile Şirin'i…
________Aslı ile Kerem'i
__________Arzu ile Kamber'i
Ve daha nicelerini…
Derinden___ derine ah! lar işittim…
Kaldırımlar sesleniverdi birden bire.
“Bize anlatma” dediler…
Başkalarının görmediğini görmek yaşarken farkında olduğu güzellikler başkalarının gözünden kaçanları bebek büyütür gibi ninni söyler gibi avutmak
Her insanın harcı değil yaşadığımız bu ortamda
İçimden sizi alnınızın ortasından öpmek geçerdi Yanlış anlaşılmazsa tabiiki
Saygılar sunarım Hasan gültekin
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta