Kibirli insan, gölgesine bile hor bakar,
Öğle vaktinde bastığı çizgiye dahi dar bakar.
Zanneder ki dünya onun nefesiyle döner,
Oysa ilk rüzgârla devrilir, akıbeti söner.
İnatla birleşirse o zehirli gurur,
Kendi elleriyle yazar sonunu, uğur.
Sanır ki dağdır; fakat içi boş bir kaya,
Bir taşla yıkılır, paramparça, kolayca.
Büyük görünmek hevesiyle yürüyen nice kişi,
Bir aynada kaybolur, silinir iz düşüşü.
Oysa büyüklük başka: kalpte merhamet taşır,
İyilikle yoğrulan insan ebediyen yaşar.
Gerçek yücelik, makamla, şöhretle değil,
Bir gönül kazanmakla, kırık kalbi onarmakla bilinir.
İyinin adı göğe yazılır kalemle,
Kötünün varlığı silinir bir nefesle.
Oku, öğren, dinle; ilimle büyür insan,
Ne kadar dolarsa o kadar eğilir baştan.
Dal, meyve verince eğilmez mi yere?
İnsan da böyledir, alçaldıkça yücelere.
Kibirle yürüyen yolun sonu uçurum,
Tevazuyla yürüyen adım adım bulur huzurunu.
Bir bilge der ki: “Bildiğin arttıkça sus,
Sus ki gönlün ışısın, gözlerinde nur olsun.”
O halde ey insan, unutma şunu sakın:
Kibir ateştir, yakar hem kendini hem yakın.
Tevazu sudur; serinletir kalpleri,
İyilikle büyütür en çorak tarlaları.
Kayıt Tarihi : 12.9.2025 21:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!