Kerem Yüce Şiirleri - Şair Kerem Yüce

0

TAKİPÇİ

Kerem Yüce

Beyazlar içinde garipten bir çocuk
Gecenin karanlığında sessizce gezinmekte
Etrafını dalgın dalgın izlerken
Çalan telefonunun sesiyle irkilmekte
Peşine hızlanan o küçük adımları
Sessizliği geceye hüküm sürerken

Devamını Oku
Kerem Yüce

Taşınıyordu mevsimler başka kıtalara
Gözümde geziniyordu ıslak kelimeler
Dönerken düşlerim kuru bir dala
Git demek gelmiyor sana içimden...
Ayrılıklar sıkışırdı günün yirmibeşinci saatine
Patlıyordu veda düzeneğine kurulu bomba

Devamını Oku
Kerem Yüce

Bir gece yarısı sahil kenarında geziniyordum
Gökyüzünde bir martı dolaşıyordu karanlığın içinde
Sonra durup diyordum ki kim şaşırmış yolunu
Dönüp bir ona bakıyordum bir de kendime.
Peki ne işim vardı gecenin vakti burada
Dalgalardan şarkı dinlemeye mi gelmiştim

Devamını Oku
Kerem Yüce

Tepeden bakıyordu şehre,beyazlar giyinmiş o yüksek tepeden...Yirmi dört saat o beyaz elbisenin üstünde otururken kenti izliyordu o siyah lekeyle.Kucak açmıştı kimsesiz bir dağ,sarmıştı kollarıyla,unutması için bir daha hatırlamaması için basmıştı sımsıkı bağrına.Kenti dinliyordu kızaran kulaklarına aldırmadan,o kulakları sağır eden insan kalabalığının sesini.Herkes birbirine benziyordu yukarıdan bakınca,aynıydı herkes farklı renklerdeki,farklı şekillerdeki kıyafetlerin içinde.Farklı olanlar ağaçların altına toplanmış beyaz mermerlerin altında toprak çekmişlerdi üstlerine.Anlatamadığı derdiyle kenti anlamaya çalışıyordu o beyaz tepenin göğsüne başını yaslamışken.Koşuşturuyordu insanlar durmaksızın bir yerlere; kimi elele,kimisi elinde poşetlerle.Bir çocuk oturmuş ağlıyordu sırtında çantası,üstünde önlüğüyle fakat görmüyordu kimse,belli ki bir mendilden daha çok ihtiyacı vardı birazcık sevgiye.
Ve yıldızlar geliyordu bir bir,izliyordu kentin tüm tepelerini.Gözgöze geliyordu bir an ve kaçırıp gözlerini susuyordu utancından en tepeden bakarken şehre.Saklanıyordu insanlar duvarlarla çevrili bir ışığın altına.Yüzleşiyordu geceyle ama aldanmıştı bir kere yıldızların ışığına ve geri almıyordu hediyesini o kara gece.
Şehri süzüyordu en tepeden,çekerken bulutlar gölgesini ıslanıyordu kan kırmızı kiremitler ve ayağa kalkıp ilerliyordu adım adım,artık süzülüyordu şehre en tepeden,lekesi daha karaydı çünkü o karanlık geceden.Aynıydı herkes,farklılar toplanmışken ağaçların altına,hercai menekşelerin açtığı toprakları çekerlerken üstlerine gidiyordu verdiği sözden dönmeden.Ne geceler geçti hediyesinden ne de döndü gidenler,herşey başladığı yerde bitermiş,o tepede başlamıştı herşey ve yokluğunda isyandı aslında kente inen ve şimdi gidiyor işte,tepeden inme tıpkı o karanlık gece gibi üstelik bir elveda demeden...

Devamını Oku
Kerem Yüce

Bir tek uykumda sevemiyorum seni,gözümü açar açmaz resmini arıyorum yatağımda,önce alıp göğsüme basıyorum sonra sayısız buseler.Ayaklarım değiyor yere,iki ayağım birden; o an anlıyorum seni daha da sevebilmek daha da yaşatabilmek için hayata direnmişliğimi...Duvardaki saate takılıyor gözlerim; akrep kaçarken yelkovan kovalamakta,her altmış beş dakikada bir buluşmaları.O buluşmadaki hasretle sarılışları,akrebin başının yelkovanın omuzlarına değmesi,altmış beş dakikada bir kendilerini kaybetmişlikleri.Elimi yüzümü yıkayıp sofraya oturmuşluğum; bardağımın çayını bekleyişi,o bekleyişte parmaklarıma yansıyan soğukluğu ve buluştuklarında saydam teninde buzulların eriyişi.Öyle çok ısınırdı ki içi kavuşmanın verdiği sevinçle dakikalarca kendine gelmesini beklerdim.Sofrayı toplarken yerde gördüğüm karınca; yolunu kaybemiş gibi bir sağa bir sola çaresiz gidişi.Bir süre sonra anlıyordum aradığı yol değil kaybettiği sevdiğiydi.Buluştular ama çok kısa sürdü sohbetleri ve yine ayrıldılar.
Seni,beni,bizi görüyordum herşeyde,göremediğim yerde cebimden çıkardığım resmin; resminde büyüyordu gözbebeklerin.Boşlukta salınan ellerin beliriyordu birden ve uzanıyordu boynuma.Sen bana sarılıyordun ben resminde büyüyen o gözbebeklerini öpüyordum.'Gözümden öpme,hasret girer aramıza' derdin hep.O kadar büyümüşki hasretin ben seni inatla gözbebeklerinden öpüyordum ama yine de uykumda sevemiyordum seni.Bazen dayanamaz gelirdin rüyalarıma, tam birbirimize sarılacakken biterdi rüyalar,bense gözbebeklerini öpüp boynuna sarılamıyordum,hasretini dindiremiyordum düşlerimde.Birbirimize anlıkta olsa kavuşmalarımızı herşeyde görürken bir uykumda göremiyordum.Bu yüzden sevdiğim uyumak istemiyorum artık çünkü uykumda sevemiyorum seni...

Devamını Oku
Kerem Yüce

Bir kere hasret girmesin yüreğe; bir bulaştı mı izi kalır ve gönül her gidenin peşinden hasret gelecek sanır.
Bir hasret taşıyorsan yürekte o yürekten daha hayır bekleme.Evvel diz çöktürür sonra yerlerde süründürür zamanla karışırsın toz toprağa,topladığın herşey dağılır bir kenara.
İki hasret girerse yüreğe,iki parçayı bir araya getirme çabasıyla akıp gider hayat.Birine yetişirken birine geç kalırsın.Ters yönlere giden araçların tam ortasındasındır,kendinden vazgeçmek ağır geldiğinde bir yarınla yetinmeye çalışırsın.İçinde bulunduğun duruma artık ''keşke bir hasretim olsaydı da dağılanları toplamayla uğraşsaydım'' gözüyle bakarsın.
Üç hasret girdi mi yüreğe gönül aha alışır.Felç inmiş gibi öylece kalırsın.Kımıldayamamanın verdiği o hicran kımıldayan yer olan gözlerinden akar yerlere.Durgunluğun hayatın yükünü kaldıramaman zannederlerken sen bir-iki hasret neymiş ki diyen yüreğinde üç hasret taşırsın.Ektiğin üç gül toprak tutmayıp düşerken yere önce dikenleri batar sonra rengi karışır yüreğine.
Evet işte böyledir,bir kere hasret girmesin yüreğe.Ey benim gözükara,yüreği göğsüne ağır,diz çöküp yerlerde sürünürken bana isyan eden sevdiklerim:Siz dağıttıklarınızı toplama çabasıyla geçirirken hayatı ben gönlümdeki bu dört hasretle neyleyeyim?

Devamını Oku
Kerem Yüce

Hesabını tutmadım sana olan aşkımın
Ne zaman başlamıştı bu sevda
Ya da hangi gün sona erecekti
Kaybetmeyeceğim ihtimaliyle sevdim hep
Ben pay,sen payda; bölüpte gittin beni.
Yeni bir ev inşa ettim hücrelerimden

Devamını Oku
Kerem Yüce

Anahtarlarım elimde çıkıyorum binadan
Bir yaralı karşılıyor beni elleri kan içinde
Üstelik kendisi de farkında değil yaralarının
Kan kaybından ölmüş cesetler ve yaralılar dolaşıyor sokaklarda...
Herkesin bir yanı kanıyor için için
Bir genç biniyor minübüse omzunda kan lekesi

Devamını Oku
Kerem Yüce

Yıldızlar uçuşuyor fitursuzca başımda
Gözlerimin önünde simlerden parıltılar
Dağılıp gidiyorlar basit salınımlarla
Önce bir sağa,bir sola sendeliyorum
Peşine bir karanlık sarıyor etrafımı
Düştüğümü hatırlıyorum en son yere

Devamını Oku
Kerem Yüce

Ben seni sevdim ama keşke sen beni sevmeseydin.Belki alışırdım o zaman,varırdım unutmanın tadına,daha çok severdim kırçiçeklerini,korkmadan bakardım insanların gözlerine; keşke sen beni sevmeseydin ama ben seni sevdim işte...
Herkesin sevgililer günü olarak kutladığı on dört şubatın anlamı olmazdı o zaman,binlerce kere ölmezdim bir gecede,sokakta caddede adını her duyduğumda seni aramazdı gözlerim,ne de anlamı olurdu karşıdaki evin en üst katının; keşke sen beni sevmeseydin ama ben seni sevdim işte...
Uzaktan uzağa tertemiz bir sevdam olurdu,yalansız el değmemiş,uğruna şiirler yazıp adına akrostişler yapardım,önce bir kalp çizip içine başharflerimizi yazar sonra o kağıdı sen gibi basardım bağrıma,belki yıllarca yaşardım platonik,özleyerek değil düşünerek; keşke sen beni sevmeseydin ama ben seni sevdim işte...
Gök gürlediğinde içime düşmezdi şimşeğin fotoğraf çeken görüntüsü ve toplanmazdı kara kara kümülüsler yüreğime,humus kokardı topraklarım el değmemişçesine,ne de çekerdim üşüyen ciğerlerime bir duman; keşke sen beni sevmeseydin ama ben seni sevdim,kendimi kendime muhtaç edecek kadar çok sevdim işte...

Devamını Oku