Nöbetlerdeyim;
Zifiri karanlık, ay tutulmuş, bilincim kapalı nefesim daralıyor matem kusuyorum, saat 12:00 yine daldım dipsiz kuyulara ipsiz.
Sahi neydi gerçekten yaşamak?
kirli kalabalıklara inat lunaparkı hayal edip zindanlarda çürümek mi, yoksa tenha bir sokakta yürürken, gecenin zifiri karanlığında serseri birisine yenik düşüp boğularak can vermek mi?
Git gide yabancılaşıyorum bu evrene,
uykularım iltihaplandı ve ben; gözyaşı kusuyorum, kimse bilmez, ne metaforlar dönüyor beynimin içinde.
Bir ses yankılanıyor, gittikçe hüzün kokuyor bu evren.
Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Devamını Oku
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta