İnsan bazen farkında olmadan kendi kalbini başkalarının ellerine teslim eder. Sevgi sandığı şey aslında bir tür kendini yok sayma biçimidir. Birine fazla değer verdiğinde, ona seni tanımlama gücünü de verirsin. Zamanla o kişi senin sınırlarını silmeye başlar, sen de “anlayışlı olmak” ya da “sevgi göstermek” adına buna göz yumarsın. Ama farkında olmadan en büyük zararı kendine verirsin: Kendi benliğini sessizce tüketirsin. İnsanlara fazla anlam yüklediğinde, seni anlamak yerine senden beslenmeye başlarlar. Sanki senin duyguların onların konfor alanı olur. Sen verirken tükenirsin, onlar alırken büyür. Bu döngü devam ettikçe bir bakarsın; kendine ait hiçbir şey kalmamış. Ne sesin, ne sabrın, ne de iç huzurun...
Ama işte o an, kendine dönmen gerekir. Çünkü kendini kaybeden, dünyayı kazansa ne olur ki?
Kendine değer vermek bencillik değildir, aksine ruhun için en büyük iyiliktir. Öz saygı, insanın ruhunu ayakta tutan gizli bir iskele gibidir. Ne kadar fırtına olursa olsun, öz saygısı olan insan yıkılmaz. Çünkü bilir ki, sevgi önce içeriden başlar. Kendini sevmeyen biri, başkasının sevgisini doğru şekilde kabul edemez. Kendini sevmek; hatalarını inkâr etmek değil, onlarla barışmaktır. Acılarını yok saymak değil, onlardan güç almaktır. Ağladığın geceleri, kırıldığın anları, sustuğun zamanları... Hepsini bir bütünün parçası olarak kabul etmektir. Çünkü seni sen yapan, sadece güçlü anların değil; düştüğün, pes ettiğin, ağladığın anların da toplamıdır. İnsan kendini sevmeye başladığında, etrafındaki pek çok şey değişir. Artık kimsenin onayına ihtiyaç duymazsın, çünkü kendi varlığının onayı sende saklıdır. Artık kimsenin sevgisine muhtaç hissetmezsin, çünkü sevgi zaten içinde yeşeriyordur. Artık kimsenin sana zarar vermesine izin vermezsin, çünkü artık kendi sınırlarını korumayı öğrenmişsindir.
Ve o zaman fark edersin ki: “Hayır” diyebilmek de bir tür özgürlüktür. Sevgi adı altında yapılan yanlışlara boyun eğme. Gerçek sevgi, seni küçültmez; büyütür. Gerçek sevgi, senden vazgeçmeni değil; kendin olmanı ister. Makyajsız halinle, ağlamış gözlerinle, kusurlarınla... Hepsiyle sen bir bütünsün. Ruhunun kırık yerlerinden ışık sızar, yeter ki sen o ışığı fark etmeyi öğren. Bir gün aynaya baktığında, karşındaki yüzü gerçekten sevmeyi başardığında anlayacaksın:
Kurtuluş, başkalarında değil; kendine sarıldığın anda başlar. Ve o zaman, seni yıkan değil; seni yeniden var eden bir hayat kurmaya başlarsın.
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta