Bir pencere kenarında unuttum kendimi
Rüzgârın taşıdığı hatıralarla
Her ışık, biraz daha soldurdu beni
Her gün, biraz daha eksildim sessizce…
Konuşamadım aynalara
Ne anlatsam yarım kalırdı.
Baktım, ama o eski kadın yok artık
Gözlerimin içi yorgun, içimde birikmiş suskunluk
Kendime bile anlatamadığım bir yalnızlık.
Zaman geçmedi aslında…
Ben geçtim üstünden, iz bırakmadan
Takvimden düşen her yaprakla
Bir hayal daha gömdüm sessizce ranzama.
Geceleri uzun uzun özlüyorum
Ne bir ses, ne de geçmişi
Kendimi özlüyorum .
İnanamadığın kadar derin bir kayboluşun ortasındayım.
Kalabalıklar içinde görünmeyen
Gülüşlerin ardında gizlenen
Bir kadın var hâlâ burada ,
Ne tamamen kırık, ne de eskisi gibi sağlam.
Ve belki de efsane olmadım kimseye
Ama her gecenin sonunda
Yastığa başımı koyduğumda
İçimde susturamadığım o kadını dinliyorum hâlâ…
Yalnız, yorgun… ama hâlâ ayakta.
Zamana rağmen, gidenlere rağmen…
Kendimle baş başa,
Kendime sadık kalan son parçamla…
Ve öğrendim sonunda:
Bazı kadınlar kimsenin efsanesi olamaz...
Çünkü onlar,
Kendi hikâyesinde
Kendine bile yabancı kalan
Bir destandır aslında.
> “Ben sustukça kelimeler konuştu…
Bu, içimde saklı kalan kadının hikayesi.”
🖋 SİLEZYA
Kayıt Tarihi : 21.8.2025 14:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!