RÜZGARLI BAHÇE
Anlaşılmaz bin dert ile,
Yine tarumar olmuş o bahçede
Yıllanmış bütün o zaman geçişleri
Sanki hiç yaşanmamışlar gibi
Çok çaba harcıyorlar çok…
Öz benliklerimizin değişmesi için.
Çünkü öze bağlıydı sözlerin, erdemlerin değişmesi.
Özünü kaybeden, sözünü de, us ve erdemi de kaybederdi.
Acılar, matemler olmalıydı hep,
Egemenin yaptığı hesaba göre;
Sarı bir balon gibi
Ufukta hep salınırdı
Ona bazen Ülker,
Bazen de sabah yıldızı derdim.
Seher vaktinden biraz önce
Hiç durup dinlenmedin
Hep koştun çağlayanlar gibi,
Yıldırmadı bin bir zorluklar seni
Pesetmedin, oturup ağlayanlar gibi.
Irmak olsa yorulurdu,
Bilinmeyen pek çok gerçek
Bilinen, söylenen yalanların önüne geçti.
Bir diktatör hala tepinip duruyor
Tepemizde, anlamsızdır hep söyledikleri.
Ama belli oluyor, birilerine tutsaklığı
Nice baharlar yazlar geçer
Geriye kalan mevsim tortuları,
Zaman geçer, gün rengini soldurur
Ne anlaşılmaz bir sorundur
Bu toplumsal değişimler
Günler geçer, soluklar kesilir de,
Kimse aldırmaz, farkında bile olmazlar,
Siz istediğiniz kadar dengeleseniz de kefeyi
Zaman kendi penceresinden değiştirir her şeyi
Duyar gibi olduklarımız değil,
Bizzat duyduklarımız önemlidir
Çünkü bizleri onlar güder, onlar yönlendirir.
Bir şafağın ilk şavkında
Gonca gül harelerini öptü
Gamzeli yanaklarından.
Zaman geçişine fırsat vermeksizin
İlk şafağın ışıklarında parlayan tebessümler
Öyle bir çınar ağacı ki, memleketim
ölümsüzlüğü yakalamış gibi kökleri,
Tek dalına ve yaprağına dokunulamazdı
Kadim toprağına sorgu yapılamazdı.
Şimdiyse karlar yağmış dağlarına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!