Ulaşılmaz gibi görünse de,
Çok uzak sanıp geri dönme...
Ufukta bir küçük nokta,
Olsa da kızıl dağın tepesinde.
Umudun görüntüsüdür:
Meğer ne çok leş kargası varmış ülkemde
Her şeyi leş yerine koyup saldırmışlar
Hiç dikkate almamışlar vebali, eğriyi - doğruyu
Tüm haramları helal kılmışlar batıl fetvalarıyla,
Şaştım - kaldım bilinçli yapılan bu aymazlığa
Kanım çekilir oldu, içim yandı doğrusu.
Zamanla yarışırdı sular,
Dolu dizgi boz bulanık,
Aakar da, akardı dereler
Bir kara saban gibi yararak toprağı,
Sarıp sarmalar, bahara hazırlar.
Tabiatın koynunda börtü böcekler
Bu otlaklar, bu çayırlar yanıyor...
Sorumlu olduğun bütün canlılılar
Bundan sonra neler yiyip, ne içecekler.
Sanki yaşam gelip geçici;
Sen miydin gecenin bu saatinde kapımı çalan
Lirik şiirler okuyup, yanık şarkılar söyleyen
Acı çektiği halde yakınıp inlemeyen
Sen miydin vurgunlara uğrayıp da derdini söylemeyen
Sen miydin dağ başlarında yanız kalan?
Evet Cumuhuriyet bayramı törenlerini, yürüyüşlerini iptal etmek, Cumhuriyet karşıtlığını bir kere daha açıklıkla ortaya koymuştur. Cumhuriyet sevdalıları bunu şiddetle kınamalı ve protesto etmelidirler. Deprem olgusu buna sebep ve neden gösterilemez. Deprem her yerde, her zaman vuku bulabilir. Bundan dolayı duyduğumuz üzüntü ve acı elbette sonsuzdur. Ama Cumhuriyet bayramı keyiflenmek, çalıp oynayıp, içip kendinden geçmek değil, bir devlet ve Türk varlığının dinamizm içinde var olup yaşadığını kanıtlamak için kutlanır. Gürül, gürül yetişip gelmekte olan genç neslimize TÜRK nesli olduğunu hatırlatmak ve onlara sorumluluklarının bilincinde olmalarını, hissettirmek için kutlanır. Bu bayram CUMHURİYET rejiminin pekştirilmesinin töreni ve simgesidir. Türk milletinin yaşamını düzenleyen yasalarımızda da yer almıştır. CUMHURİYET bayramının onur, şeref ve övünçlerle resmen kutlanması bir zorunluktur. Bu zorunluğu görüp hissetmemek tam anlamıyla bir aymazlıktır. Türk milletinin ve özellikle de genç neslimizin bu aymazlığı yenmesi, gölgesini dahi üzerinden silkip atması gerekir.
Genç Türk Cumhuriyetine, onun karşıtları soluksuz, durmaksızın saldırıyorlar. Saldırganlıkları ile her gün sağından, solundan çekiştirip parçalar koparmak suretiyle onu yıkıp yok edeceklerini sanıyorlar. Oysa Cumhuriyetimizin temelleri sağlamdır, kazanımları, getirdiği çağdaşlık, yaşattığı özgürlükler pek çok topluma ve devletlere örnek ve onların sonsuz beğenilerine mazhar olmuştur. Bakmayınız içimizdeki menfaat şebekelerinin çıgırtkanlıklarına. Onlar şahsi çıkar ve ikballerinin peşindedirler. Onlar için milet olma şuuru söz konusu değildir.Çağdaşlık, gelişmişlik örnek insan, sayılan ve gıpta edilen birey, özgür ve saygın bir devlet, millet olma gibi asla bir dertleri ve düşünceleri yoktur. Varsa - yoksa saplandıkları yanlış, birey gelişimini engelleyen kör inançları vardır. Hiç düşünmezler ki, o kör inançları yüzünden, ALLAH ın gerçek ve sonsun imkan ve nimetler dolu rahmet ve ihsan kapılarını kendi elleriyle kapatırlar.
Bu yörelerde duraklamak
Konuk olmak ve konaklamak
Şu tepe üstünde yıldızların
En parlağını seyretmek,
Çok şanslı insanlara nasipmiş.
Sana sığınsaydım, aralayıp tül perdelerin ucunu
Bakar mıydın fesleyen kokulu pencerenden
Hani o eski demelerde kalan bakışların
Onca yıllar geçmiş olsa da,
Hala tadındaydı küf kokan sokakların.
Hep bir kopya kağıdı olsun isteriz üstümüzde.
Hoşumuza gidenleri kopyalayalım diye üst, üste.
'Neden gereklidir acaba ' diye düşünmeden
Önceliği en sevdiğimizin yüzü alırdı herhalde.
Dertlenmeleri durdurabilir miydi, kopyalar bilemem,
Uzayıp giden yollardayız
Yıllardan beri de hep böyleymiş,
Böyle de sürecek sanırım
Hiç kimsenin derdi olmamışız;
Yorgunluğumuz ve bitkinliğimizle varız! ..
Toplumcak vurgun yemişiz de,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!