Kemal Okumuş Şiirleri - Şair Kemal Okumuş

Kemal Okumuş

Kış olsa gönlümde, lapa lapa yağsa hüznüm kederim.
Bahar ilk çiçekleri serdiğinde yeryüzüne o karlar eriyip gitse.
Oluk oluk aksa göz pınarlarımdan, tuzu cildimi yaksa.
Can suyu olsa yeni yetme çiçeklere her bir damla.
Toprak yeşerdikçe içim kurusa, çekilse tüm irin yüreğimden.
Eski bir türkü çalınsa kulağıma, titresem.

Devamını Oku
Kemal Okumuş

Şu yağmurun bolca yağıp, insanların aşk peşine düştüğü mevsimdi.
Tüm nebatatın ölümden uyanıp da yaprağa, çiçeğe büründüğü; bahar mıydı neydi?
Sanki omuzlarımızdan her yükümüz eksilmiş, ekmek bedava, et bedava olmuş gibi,
Görmemişin baharı olmuş da deli gibi aşkın, meşkin, sevdanın peşine düşmüştü sanki.
Yine de güzel şeydi vesselam, hissetmesi ve hatırlaması göğsünde bir kalp olduğunu.
Tabi es geçebilirsek eğer gözlerin kör olup da duyguların, akla değil de kalbe fikir sorduğunu.

Devamını Oku
Kemal Okumuş

Belki yetmedi hiçbir şeye takatim ama bir gönül öğütleyip büyüttüm, mecnunluğa namzet.
Dağlar oynamadı yerinden daha, güneş de yerinde, gelecektir vakti sen sadece sabret.
Nedir bilmem, çözemedim de düşünmeme rağmen onca gece, bu aklımın gönlüme garazı.
Dile yük olmaz, söyle o an geldiğinde söylenmesi gerekeni; söyle olmaz çoğu ya da azı.
Duymazdan gel aklını, yitik zaten o nicedir; mesele aşksa yürektir bu mevzuda nesep.
Üzerine değil de içine düşeni yap, aldırma kimseye, bekleme de asla davet ya da talep.

Devamını Oku
Kemal Okumuş


Gel silelim gözlerimizi, apazımızla ovuşturup ayaklanalım.
Haydi tut elimden; bırakıp her şeyimizi ıssızlığa kaçalım.
Dağlarda, yeşillerde, kırlarda uyuyup, mavilere uyanalım.
Türkülerden gayri ne tını varsa dimağımızda silelim.
Kim neyi isterse onu hatırlarsın, biz bir tek "biz"i unutmayalım.

Devamını Oku
Kemal Okumuş

Ölümün kardeşinden bu sabah da sıyrıldım hayret.
Gözüm kapalıydı o kadar saat de bir tek rüya görmedim!
Yıpranmış bedenim bırakma beni az daha sabret!
Ben daha adam akıllı kimseleri sevmedim.
Bir yokuş daha kaldı bilemedin bir koca dağ; ha gayret!
Bu kadar ızdırap çektim de yılgınlık nedir bilmedim.

Devamını Oku
Kemal Okumuş

Bir hallacın pamukları savurması misali savruldu hayallerim gözümün önünden bir kaç nefeslik bet sözün hışmıyla. 'Neden? ' diye başlamak sorulara vakit kaybından öte bir eylem olmaz. Vakit geçtir artık sorular için, hele ki cevaplar muallakta kalacaksa... Ehli kubura dahil olmuş gibiyim. İçine sığındığım her dört duvar baş taşı olmayan birer mezar gibi. Nasıl da yabana atmışız sözlerin hainliğini ve de zalimliğini. Bir hançer, dilin tetikçiliğinde yola koyulmuş hissiz bir bir mermi, tam kalbine saplanan ucu soğuk bir ok gibi... Ah ne insafsızmış meğer şu dil. Nasıl çizikler atarmış gönüle o kemiksiz et ki her bir acı unutulur da hep kanarmış onun yarası...

Geceyi yıldızlarını söküp de perde ederken kendime, tüm dünyadan beni ayıran, nasıldı tadı mutluluğun unutmak işten bile değil. Sesim kendimi ayaklandırmaya yetmeyecek kadar bile cılız çıkıyor. Hal böyle, sözlerim içime böylesi düğümlenmişken, kime serzenişe gücüm yeter ki? Bir Rabbin kapısından ayrılmadım. Elim hep o kapının tokmağında. Yok bir sitemim isyanım. Sen kurtar beni diyorum yarattıklarının zulmünden.

Bakın geçiyor zaman bir 'tik' bana, bir 'tak' size. 'tik', 'tak', 'tik', 'tak'... Akrep sizde, yelkovan bende dönüyor diye sevinmeyin. Siz ağırca alasınız diye o yolu nefes nefese koşuyorum ardınız sıra da itiyorum sizi. Elbet buluşacağız zembereğimiz tam 12'de boşaldığında. Saniye aynı, dakika aynı, saat aynı, gün aynı, ay aynı, yıl aynı... Zamanın ölçü birimlerinin toplamından ibaret değil mi ömür dediğimiz? Nasıl yaşarsanız yaşayın o ömrü elbet duracak bir gün saatlerimiz. İşte o gün... Ne de olsa bir 'tik' bana, bir 'tak' size...

Devamını Oku
Kemal Okumuş

Çaldı yine kara tren düdüğünü ve saçıldı buharlar dört yana.
Gitti son tren de bakakaldım gidenin ardından ağlayana.
Garın dört bir yanına dağılmış onlarca hüzün kırıkları var.
İnleyen raylar, üzülmüş bir bank, derdi çatlaklara dolmuş bir duvar.
Zemine döşeli taşların rengi sanki bilerek kan kızılı seçilmiş.
Bu taşların üzerinden Allahu alem nasıl da efkarlı geçilmiş.

Devamını Oku
Kemal Okumuş

Ölmezden evvel doğar insan, gülmezden evvel ağlar insan.
Ne doğum ölümü örter, ne göz yaşı tebessüme set olur.
Tut akılda yürümezden evvel düşmeyi öğrenir insan.
Ne düşen ebed yerde kalır, ne de yürüyen daim dik olur.

Devamını Oku
Kemal Okumuş

Cismin önemi yoktur kimi isimlerin yanında.
Öyle isimler vardır ki insanın hamurunda.
Misal "Umut" bir bak her yanında.
Hayat dediğin hepsi hepsi bir umut aslında.
Bir sonraki nefese niyet bile umut değil mi ha?

Devamını Oku
Kemal Okumuş

Üşüyorum…
Sızarsam yine kanepede, üstümü ört anne.
Biliyorum soracaksın yine 'neden suratın asık? ' diye
Bu akşam sorma anne...
Sen sorma ben de anlatmayayım boş yere.
İçimden kendime anlatıp duruyorum zaten.

Devamını Oku