Çobana bak çobana,güvenir kavalına
Heybesinde ekmek yok, dolanıyor boşuna
Dağ başında duman çok, sürüsünde kıran yok
Yakarış kavalında, aldıran bir güzel yok
Kuzular meleşiyor, koçlarda vuruşuyor
Kavalında dört mevsim, kelebekler uçmuyor
Duman bacadan çıkar, kuşlar yuvadan uçar
Asılda kavalına, sürüyü köyden çıkar
Sürünün neşesi çok, karabaşın sesi yok
Kavalın ağlaması, derde çare ilaç yok
Davar girer ağıla, bak bacada dumana
Kaval hala susmamış, çobana sabır Mevla
Dereler çağıl, çağıl, oluklar harıl, harıl
Kavalın gür sesine, aldırmaz oldu gönül
Çamlar çamla yarışır, çobana yar yakışır
Kavalın nağmeleri, yar peşinde çoğalır
Çoban çayır içinde, kemer o ince belde
Kaval elde değil ki, sürü dağılmış yine
Yağmur yağar ovaya, yıldırım düşer dağa
Kavalı eğri büğrü, ateş düşmüş yanmışa
Ankara 10 Ocak 2005
Bekir GedikoğluKayıt Tarihi : 14.1.2005 09:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Selamlar.
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
Saygilar.
TÜM YORUMLAR (7)