Gözlerimde sönen kıvılcımlar var,
bir zamanlar güneşin parçasıydı onlar,
şimdi karanlığın kuyusunda
çırpınan solgun ateşlere döndüler.
Belki hiç doğmadı sabah,
belki gün dediğimiz şey
gecenin yorgun yüzünden ibaretti.
Sen gidince anladım,
ışık sandığımız şey de
yalnızca bir hayalin kırılgan suretiymiş.
Toprak, ışığın mezarıdır şimdi;
üstünde açan her çiçek
bir anının küllerinden filizleniyor.
Ne kadar koklarsam,
o kadar yanıyor içim.
Her adımda biraz daha kararıyorum.
Gözlerimdeki ışık
çoktan gömüldü sana,
bende kalan yalnızca
gecenin acımasız soğuğu.
Rüzgâr, boş sokaklarda
senin adını taşıyor,
her uğultusunda
yüreğimden bir parça koparıyor.
Gökyüzü bile unuttu parlaklığını,
bense unutamıyorum sende kalan ayrılığımı.
Aynalara bakmaya korkuyorum;
çünkü yüzümde gördüğüm
yalnızca küllenmiş bir hatıra.
Ne ben kaldım eski bende,
ne de dünya eskisi kadar aydınlık.
Ve bil ki,
karanlığın bağrında bile arıyorum seni;
ama bulduğum tek şey
bir mezar taşı kadar sessiz,
bir yokluk kadar ağır.
S.GÖL
Kayıt Tarihi : 11.9.2025 15:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!