Karanliga Hükmeden Aristokrasinin Robot ...

Seyfi Karaca
5263

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

ARİSTOKRASİ, düşünceyi karanlığın içinden dolandırarak felsefenin seçkinler zümresine hizmet garantisi ve ganimeti olarak kendi adıyla tekelleşmesinde pay sahibi ARİTO’ nun “her şey kendini yeniden doğurur ve çoğaltır “ diye savunduğu deney, bilimsellik, kıyaslama,sorgulama ve gözlem dışı Dogma mantığıyla savunduğu iddasından üreyip türeyen değişmezlik ve durağanlık ilkesine kökten bağlıydı….

Evet yani, ARİSTOKRASİ, düşünceyi karanlığın içinden dolandırarak felsefenin seçkinler zümresine hizmet garantisi ve sabit ganimeti olarak kendi adıyla markalaştıran ARİTO’ nun “her şey kısır döngüdeki kendine yeniden doğurur ve çoğaltır “ diye savunduğu, deney, keşif, araştırma, tanımlama, anlama, bilimsellik, kıyaslama,sorgulama ve gözlem dışı Dogma mantığıyla devletsizleşmeyi ve kimliksizliği savunduğu iddasından üreyip türeyen değişmezlik ve durağanlık ilkesine kökten bağlıydı….

Böyle olduğundan dolayı düşünce ilminin daha saygın, nitelikli, özgür, özgüvenli, gelişmiş, huzurlu, anlamlı, kültürlü, bilgili akıllı, vicdanlı hayatı ve insanlığı özümseyip kavramada felsefenin Aydınlanma Çağı’ na büyüyüp yetişinceye kadarki süreçlerin ilk ve emekleyen adımları olan dünyayı olayları insanı ve insan ilişkilerini tanımlamadaki gerçek hayattan uzak soyut İDEA’ larla ( ruh alemiyle) erdemli insan ve İDEAL toplum yaratma fikrinin baş mimarları olan Sokrates ve Platon’ dan akıl fikir bazında devre mülk devşirmeliği olan Aristo, “ kainatta hiç bir şey değişmez, zaman ve mekan kavramı nasıl yaratılmışsa öylece durağandır, toplum hiyerarşisindeyse erdemli olanlarsa yaşamın her hakkını yöneten yapan ve denetleyen üstün imtiyazlı etkin ve seçkin olanlardır, erdemli olmayanlarsa seçkinlerin yönetimine uymakla ancak saygınlığını ve yaşama hakkını kazanabilecek alt zümre tebalarıdır” diye Ortaçağ dahil binyıllarca gelmiş geçmiş dünya ve insanlık tarihine damga vuran akıl fikir ve mantık yürüttü.

Yani sorgulaması iradesi gözlemi katılımcılığı etkisi yetkisi ve özgürlüğü okuma yazmadan nefret edecek derecede yitik yorgun yılgın kayıp bitkin hasta esir güdümlü bağımlı ve karanlık insanlığın yeniden Ortaçağ’ ın bile gerisine düşen medya magazinciliğin ekip biçtiği dizi afyonlarıyla, donuk ve bulanık sanat sinema bakışıyla, yozlaştıran popüler kültürüyle, imrenti uyandıran pisiko sapkın rol modelleriyle, sefaleti acıyı çileyi ve sabrı kutsayan magazin markalı medyatik tarikat hurafeleriyle yapay zeka robotlaşmasıyla günümüzün soygun sömürü baronları ve imtiyazlı seçkin ARİTOKRATLARI, “yoksulluk dahi tıpkı varsıl üstünlerinki gibi kaderi değişmez kalabalıkların kutsal mirasıdır” diye İdealize ettikleri hak hukuk onur ahlak emek adalet saygı sevgi vicdan tanımayan ve paylaşma duygusundan yoksun vahşiliğe ilkelleşmiş balına buyrukluğun Neo Liberal soygun vurgun sömürü haram yalan dolan rüşvet kin nefret ve talan sistematiğini en erdemli insan ve İDEAL toplum türü olarak esaretini kutsayan yığınlara yedirip yutturup sindirtirken, her repliği ve prototiplerinin rol model sosyal travmalı cinnete kaynaklık eden dizilerde afyonlanan üst başlıklarla tüm uyumsuz hukuksuz yanlış sapık zorba şiddetini masum doğal olağan ve en İDEAL erdemlilikten göstererek, sorarak düşünerek davranma yetisini çoktan yitirmiş zorbasını tanrı bilen kalabalıklara yalnızca mafyavari pisiko manyaklığın villa gösterişli konfor görgüsüzlük ahlaksızlık eşya fetişisti ve nefret duygusunu örgütleyip şiddette sınır tanımayan diyaloğunu damardan giren tüketim piyasası borsasından istikrarsız düzensiz toplumsal bozguna toptancı aristokrat kafasıyla insanlığı enayi yerine koyan “ güldür güldür veya kim milyoner olmak ister ’” ağrı sızı uyuşturucu ve kesici dopingleri şırıngalanıp pompalanmakta.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta