Ölünecek bir yer vardı,
toprak, artık içine çekmekten yorulmuş,
gök, sırtını dönmüş,
taşlar, ağırlığını bile unutturmuştu.
Gözler kapanmadı, ama görecek de bir şey kalmadı.
Bir şehir, sessizce yıkılmayı kabul etti.
Sokaklar artık yol göstermiyordu,
kaldırımlar, adımları unutmuş,
pencereler bir daha açılmayacakmış gibi kırılmıştı.
Gece, hiç bitmeyecek bir uykuya dönüşmüş,
soğuk, tenin altına kadar işlemişti.
Bir çocuk fısıldadı molozların altından,
bir ismi çağırdı,
ama o isim çoktan toza karışmıştı.
Bir dua yükseldi betonun arasından,
hangi dilde olduğunu kimse bilmiyordu,
ama herkes anladı.
Filizlenmeye çok müsaitti bu yer,
evet, kan dökülmüştü,
evet, nefesler yarım kalmıştı,
evet, taşlar bile küsmüştü dünyaya,
ama yine de toprak, kabul etmeye hazırdı.
Çünkü bir el uzandı boşluğun içinden,
parmaklar titrek ama hâlâ sıcaktı.
Çünkü bir damla su süzüldü çatlak taşların arasından,
kurumuş dudaklara değdiğinde,
bir hikâye yeniden başladı.
Şimdi bir kalem arıyoruz,
defterin kenarına iliştirilmiş bir sayfa,
yırtılmış ama yine de yazılmaya müsait.
Yaşamak, hâlâ bekliyor,
enkazın en dibinde,
baharın ilk filizinde.
Ahmet Serkan Mercimek
Kayıt Tarihi : 15.2.2025 23:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin 2. Yıl dönümü hasebiyle kaleme aldım, Enkazdan çıkacana kadarki süreci anlatmaktadır. rabbim bir daha yaşatmasın, âmin.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!