Unut diyorlar haklılar da yıllar geçti üstünden, o kız çocugundan eser kalmadı.
Saçıma düşen aklar, yüzümdeki kırışıklıklar görsen tanımazsın belki de.
İnsanı acı olgunlaştırır derler ben ise yüreğimin ortasına bıraktığın ateşte yanıp kül oldum.
Herkes kızıyor bana biliyorum.
Ama sevdim be inanmıştım o gözünden akan yaşlara, seni seviyorum derken sesinin titremesine, sıkı sıkı sarılıp kokumu içine çekişine.
Hayatımda ilk sana inanmıştım, gözüm kapalı kendimi sana emanet etmiştim.
Kimisi sizi sever. Kimisi büyütür.
Dünya telaşı mıdır? Bilinmez.
Bildiğim birşey varsa o da insan insanın şifası olmalı.
Lakin biz şifasını bulamayanlardanız.
Her gelen zehrini akıttı giderken de bir parçamızı söküp aldı bizden.
Biraz sevgi, Biraz güven çokca da vefa borçları var şu yüreğime.
Peki papatya da bir yaprak daha olsa beni sevecek miydin? Diyor ya
Hayır sevmeyecektin
Sen beni dün de sevmedin, bugün de sevmedin ve yarın da sevmeyeceksin.
Sen sadece benim seni sevme şeklimi sevdin.
İlmek ilmek ördüm, kalbime nakış gibi işledim seni.
Aşk sandığım bu yolculukta sana varmak için emin adımlarla, ağır ağır çıktım bu basamakları.
Acizsin,
Aciziz eyy insan
Söyle buldun mu ? Ölüme çare
Bilmez misin. Her canlının sonu kara toprak
Sultan Süleyman'a kalmayan dünya sana kalacak mı sanırsın.
Bilmez misin ki, sadece can verenin can alacağını, gün gelip mahşer de hesap soracağını.
Geceler ahh bu geceler, bir sen şahitsin gözyaşlarıma.
Karanlık çöktüğünde içime düşen şu sızıya.
Şimdi sende sorma bana neye ağlıyoruz diye.
Belki kendime belki de beni benden edene, ağlıyorum işte sadece ağlamak geliyor elimden.
Bugün ne farkettim biliyormusun.
Kendime geç kaldığımı, ben bile beni görmezden gelmişim.
Bugün birkez daha anladım ne çok şey biriktirmişim içimde.
Öyle özlem duyuyorum ki geçmişime.
Özlüyorum işte
Sokakta kan ter içinde kalana kadar oynadıgım günleri, karnım acıkana kadar eve gitmedigim o zamanlarımı.
Özlüyorum be
Mahalleye gelen o sütçünün sesini,
Öyle duvarlar ördüm ki insanlarla arama
Artık uzağım hem aşka hem dostluğa.
Etrafım bir kalkanla çevrili, hatta kapattım kalbimin kapılarını ve kilidi yok.
Çünkü ne zaman kalbimi birine açsam darmadağın etti.
Dikkat kırılır yazmıyor diye mi ?
Bu kadar acımasız davrandılar.
Gülmek mi?
Sizi bilmem ama bu kelime bana öyle yabancı ki.
En son ne zaman güldüğümü bile hatırlamıyorum.
Aslında gülmeyi ben yasakladım kendime
Çünkü bir gülsem sonu gözyaşı, kursağında bırakırlar acısını, sonra da sırtına vura vura kan kustururlar.
Şu yer yarılsa da artık kaybolsak dediğim dünya da ,herkese reva olan gülmek bir bana haramdı sanki.
Hiç alışamadım gülmeye hüzün vicdanıma daha uygun.
En zayıf noktamdır vicdanım, bu yüzdendir yenik düşmelerim.
Kırılgan ve yufka yürekliyim.
Ne zaman yaralı bir yürek görsem sarıp sarmalarım.
İyileşince kuş olup uçar ellerimden ben yine acımla kalırım.
Yaralarımın yarabandı yine benim.
Gün gelir de beni sorarlarsa,
Bana sevmeyi, sevginin neleri aşabileceğini öğreten.
Kanatlarım olmadan da uçmanın mümkün olduguna inandıran hayallerime, mutluluga kavuşturan dersin.
Peki sen ne yaptın derlerse.
Onu sevgisiz bırakacak kadar kalbimi kararttım, gözlerimi ona kör edip, başka hayallere kanat açtım. Hayata küstürecek kadar mutluluktan mahrup bırakıp yaşama hevesini elinden aldım dersin.
Neyse...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!