Bulutlar geçerken düşer,damlalar yere.
Bazen bir ağacın yaprağında,takılır kalır.
Umudun beşiğinde,düşerek yürüyenlere.
Sanki bitmeyen,bir sevgi deryası bırakır.
Dallarda yapraklar canlanır,bu yağmurla.
Yandım gönül hârından,eridim mum gibi.
Düştüm zaman yârından,dağıldım un gibi.
Sordum yorgun rüzgara,hani gülün sahibi.
Giden her bulutta ağladım,yağmur misali.
Dağ başında bir garip olsan,
Giden bulutlara ağlar mısın?
Gül dalında açmadan solsan,
Seher vakti yine çağlar mısın?
Divane aşık çaldıkça sazını,
Ruhumun yaylasında gezdikçe,vahşi rüzgarların sesi.
Düştükçe tozlu gölgelerimde dağıldı, damlalar misali.
Hayallerimin siperlerine saklandıkça hep kayboldum.
Ayaz gece yamacında öten.sanki yorgun bir kuştum.
Sitemlerimle kuruttum dertlerimi,ıslanan düşlerim gibi.
Tozlu rüyalarımda,
sallanan hayallerime,
durmadan dolanan,
gönül sarmaşığımın,
yapraklarını kurutan,
arzularımın rüzgarları,
Sebeplerin sallanırken,yaşadığın zamanda.
Kavuştuğun hayaller döğülür,bu meydanda.
Çilelerin rüzgarlarında,savrulur hep taneler.
Sabır gölgesinde,kuruyan hayattır bu terler.
Kaşların gölgesine,çökünce acının dumanı.
Nerede masmavi gökyüzünün sisli saçları.
Uzaklarda mı kaldı,beklenen kara bulutlar.
Rüzgarın mı dağıttı,sisli yüreğimdeki yolları.
Cama düşmüyor artık,ağladığım karanlıklar.
Dualarım,sallanan elekten düşen kar tanesi.
Öfkeyle kanattığın yaraları sarmadan.
Hep hayal peşinde koştun,durmadan.
Dinlerken gönül sohbeti,bitmedi yârın.
Bugün de akşam oldu,gitmedi efkârın.
Dertli gönül,acıların dağında gezerken.
Gördüğün her hayalin,sanma gözlerinde çürür.
Gönülde yorgun hasretler,gölgende yürüdükçe.
Sanma ki akan göz yaşların,her alevi söndürür.
Ağladığın her gecenin,gölgesinden döküldükçe.
Sönmüş volkanlar gibidir,hep gönüllerin yarası.
Dostluğun sureti olmaz,aslı hiç bozulmadan.
Gönül muhabbet arzular,karanlıklar olmadan.
Zaman sarnıcında yorulur diller,konuşmadan.
Yalnızlığın şafağına sarılır gönüller uyumadan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!