1. Uyanış — Köklerin Fısıltısı
Kadın, geceye adım attığında,
Kendi karanlığının sınırlarında yürüyordu.
İçinde esen rüzgar, eski köklerin fısıltısıydı;
Bilinmezlik ve korku arasında bir tereddüt…
“Ben kimim?” diye sordu kendine,
Ve rüzgar cevap verdi:
“Sen, toprağın ve göğün çocukusun,
Özgürlükle teslimiyet arasında sallanan dal.
Korkuların, seni koruyan duvarlar;
Ama cesaret, o duvarları yıkacak ilk rüzgar.”
Kadın, bu sözle yüreğinde kıvılcım hissetti,
Ve yavaş yavaş korkusunu kucaklamaya başladı.
2. Mücadele — Gölgelerin Dansı
Ay yükseldiğinde,
Kadın kendini gölgelerle çevrili buldu.
Kendi içindeki karanlıkla yüzleşmenin sancısıydı bu;
Yalnızlık, hüzün, geçmişin izleriyle bir dans.
Ay fısıldadı:
“Ben, senin gölgelerindeki ışığım.
Karanlıkla barışmadan, aydınlığa ulaşamazsın.
Her gölge, bir sırdır;
Onları çöz, kendini bul.”
Kadın, gözyaşlarını sakladı,
Ve karanlığın içinde ışığın doğuşuna tanıklık etti.
3. Kabul — Sonsuzluğun Kucağı
Yıldızlar belirdiğinde,
Kadın artık yalnız olmadığını anladı.
Sonsuzluğun sessiz bekçileri,
Her biri umut ve rehberlik dolu.
Yıldızlar dedi ki:
“Yolun uzun, ama yalnız değilsin.
Biz, senin içindeki ışığın dışarıdaki yansımalarıyız.
Bize bak, yolunu bul,
Ve sonsuzluğa yürü.”
Kadın, yıldızların rehberliğiyle,
Kendi sonsuzluğunun kâşifi oldu;
Ve evrenle bütünleşti.
4. Aydınlanma — Birlik ve Özgürlük
Sonunda,
Kadın rüzgarla, ayla, yıldızlarla bütünleşti.
O artık biriydi:
Kendi karanlığında ışık,
Kendi fırtınasında sakinlik,
Kendi yolunda rehber…
Fısıldadı:
“Ben, evrenin nefesiyim,
Karanlık ve aydınlığın dansıyım,
Özgür ve teslim olmuş bir varlık.”
Ve gece onun adımlarını kutsadı;
Kadın yürüdü,
Sonsuzluğa doğru…
Kayıt Tarihi : 29.7.2025 20:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu dört aşama, kadının ruhsal dönüşümünü doğa ve evrenle kurduğu mistik diyaloglarla birlikte anlatıyor.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!