Hic kuskusuz toplumlarin köklerini direklerini dayanaklarini ve damarlarini besleyip doyuran ve ayakta tutan kilcal kökenler milyonlarca metropollere hayati hic bir güvencesi olmaksizin kazanma korkusu ve kaygisiyla kapisip yarismaya toplanmis birikmis insani tüm celiski ve sorunlariyla cebellestikce daha soguk daha ruhsuz daha acimasiz daha bencil daha cikarci daha siddete yönelik daha duyarsizliga aliskin daha harama yalana yanlisa itibarli daha igreti daha degisken daha kaypak daha dekorcu daha maddi ganimete düskün daha gösteris ve servet budalasi daha hesapci daha düzenbaz daha doyumsuz daha güvensiz daha günübirlik sahte soyut ve samimiyetsiz yalnizlasma ve yabancilasma kopukluguna ayri gayri uzak ve paramprca KENT YOGUNLASMASI degil, kirsal kesimlerde olabildigi ve direnebildigi kadar özgün ve dogal bagisikligini nispeten de olsa yasatip tasiyabilen yerlesik anlayis ve kültürel zenginliktir.
Cünkü oradan tüm tarihi gelisimi ve dokusuyla beraber arabulucusuz tarifini ve tanimlamasini yapar, merkezi yerlerde milyonlari toplayip biriktirerek en zahmetsiz ivedilikle insanlari güdüp yönetmeye dair maksadi ne olursa olsun her alinmis kararin yahut hükümranlik bildiriminin kolayca, aninda hemen ve hic uzakta olmayan rahatlikta metropol kozmopolit belirsizliklere iktidarlik eden irade gücü ulasip erisirken, merkezden her durumda ve her yerde erisim ulasim masraf emek ve zahmeti gerektiren ve kimi hallerde bu sebeple paylasim pastasindan eksik yoksul kalma pahasinin bedelini ödeyerek; fakat kendine müstakil özgün degerleri koruyup kollamaya her türlü hazir kalip etkilesimden uzak kalmanin sag ve saydam toplumsal zenginlik sadeligini elinde tutan sag saydam yapi ve kisisel karaktrliligin kendine özgün kent harici kirsal ve kilcal damarlari.
„ Varolan tüm hayatimi ülkemin varligi ve gelecegi icin feda edecegim „ diyerek talihin okuyup kaderin cilvesiyle cekme kutusunda dogup cekme kutusunda ölerek dünyayi terkeden; tarihin hali hazirlardan kurgulanmis pürüssüz örgüsü ve dokusuyla, Viktorya ve Ikinci Eisabeth `ten devraldigi uzun soluklu tacin tahtin ünün ünvanin gösterisli hanedanlik hükümranliginda hic bir dünya derdin dert kaygi endise sorun etmeye dokunup bulasmayan ve Britanya ADALARI ETRAFINDA CEVRELENMIS üllkeler tamamini dünyanin tümüne yakinini soyup sömürüsü tanri katindan hak tayin edilmisligin dogal düzenegi kabulüynde bilip inanarak, kendini gören ve gösteren heryerin herkesini hizmette kusur etmeyen garantiden sadik yalaka,mükemmel hizmetci, hareketi tavri ve itaati kusursuz usaklari olarak emredip buyurdugu,ayni kilisede vaftizlenmeye dünyaya gelmis dogmus, ayni kilisede evliligi en tantanali törenle yeryüzüne en basta sömürgelerine iletilip ulastirilmak üzere naklen yayinlanip kutlanmis, ayni kilisede kraliceligi kutsanmis ve ayni kilisede…vitrin ve cekmece icinde buzul dokuk sönük ve artik Burjuva devrimlerinden beri sadece entrikali modali servetli sarayli kokusmus cürümüs cag ötesi ve zaman asimi lüksün, magazin matraginin,neo liberal emperyal kapitalist serbest piyasalar vurgun soygunlarini yoksul sefil insan yiginlarina faturalamayi sorgusuz sinirsiz örtbasa oyalayip avutmanin market ürünü ve afyon aygiti olarak yordugu düzen ayarlama karsiliginda sahsina müstakil zevki sefasina tav olmaktan baska hic bir islevi kalmayanceyizi pahal carsindan ve tasinmasi agir bavuldan kendini toplayip ölüme teslim oldu gitti Ingiltere Kralicesi ve yirmibirinci yüzyil digital garnitür etiketli ve serisinin iki numaralisi Elisabeth..
Elisabeth son tahlilde babasi ölmeden tahtin taci varisi olmaya büyük gezilerin büyük capli Avusturalya`dan Güney Amerika`ya..nerden nereye kadar üstünde günes batmayan INGILIZ imparatorlugunu en konforlu kstüm ve tedarikler icinde renkli renksiz resimlerle cerceveleyip mühürlerken, ordan devraldigi konforu hic degismeksizin LONDRA gibi metropollerden kolay hemen ve hic zahmetsiz erisen buyruklari emreden fermanciligin noter mühürüne en ihtisamli ve en gösterisli ve milyarlarca sterlin yükünde kamyonlarin dahi tasimakta motor bozup su kaynattigi en pahali giyim kusam ve takilariyla; -zaman zaman gittigi yerde küflü yumurta da atildiysa üstüne basina- ona sunulan ve herseyi paranin gücüyle ölcütleyen sanayilesmis serbest piyasa toplum ayarlama ve uyarlama sektörcülügü sinirsiz konforun gücüyle tüm ayibini sucunu günahini silip süpürüp düzgün insanmis gibi göstermeye hududu olmayan insanligi satin alabilen en ucuz yollarla aktard asiladi köpürttü ve kustu.
Buradan SEKSPIR her ne kadar her yüzyilda hic degismeksizin irade ve hüküm merkezinin en yakini ve her an ulasilabilen kontrol cevrim capinda sarayvari metropolcülügün `olmak ya da olmamak, iste bütün mesele bu `cikarimini HAMLETLEYIP merkeze direnk dolaysiz bagli ve ana damardan girisli cikisli bagimligin eksen etrafinda kurcalayadurdugunun tam tersine aksi, merkezin ulasamadigi ve INGILIZ toplumunun kilcal damarlarinda yasayip dokunan en temel yerden kasabalari köyleriyle sinirli toplumsal kimlik ve kültür bildirimi adina INGILTERE kirsalini yazar JANE AUSTiN.
Böylece onsekizinci ve ondokuzuncu yüz yillar araligina damgasini vurdugu ve yazdiklariyla Wieginia Wolf yahut George Orwell gibi kendinden sonrakilere yazim dili anlatim teknigi ilham kaynagi veya takdir övgüsünü rehberleyen Ask ve Gurur, Umut Parki, Northanger Manastiri, Sagduyu ve Duyarlilik, Emma gibi onsekizinci yüzyil sonunda ilkini ( Ask ve Gurur ) yazmaya baslayarak tamamlanip yayinlanmislar yanisirasina Wastonlar adli yarim kalmis eserlere satir yorup kalem tüketmis.
EMMA neredeyse her romaninda sinirlari ve iliskileri ismi duyulmadik köy ve kasabalarda yasanip gecmekle sinirli olanlarindan biridir.Yazdigi konu yogunlugu kirsal ve kent merkezi yogunlugundan uzak, herkesin coskulu sehvet cinsel arzulari kiskitip kamcilayan ask baslikli ve kolayca basim yayin ve dagitimi engelsiz pürüzsüz söhrete ulasmanin yolu bildigi birbirinin benzerlerini satip sundugugunun aksine kasaba köy veya nahiyelerde yasanan sakin sessiz yerinde yapmaciksiz sahtesiz ve dogal olani duyurmaya ve ortaya koymaya egilip yöneldigi sebebiyle ilk romanlarini yazdigi tarihten bir hayli sonra bastirip yayinlatabilmis.
Yazma konularini bir papazin yedi kizindan biri oldugu sebebiyle her tür ahaliye erisip ulasma kalabaligi ve bollugu icinde toplu her karakterde degisik insan cesitliligini ve bilhassa yasayip taniklik ettigi hayatin kalbirüstü tuzu kuru olan zümresini kolayca gözlemledigi imkanla taniklik ettigi hayatin dilinden damarindan romanlarinda da bolca tiplemelerine konu ettigi; ve babasi öldükten sonra da degisik sehirlere göcerek kiz kardesi ve annesiyle beraber yasamaya `hic evlenmemeyi ` kendi hayatiyla dünya yasantisini sonlandirmis.. Emma`da bu hic evlenmeme kaygi vekesin kararliliginin roman konusu kizinda kendinden de isaretlenmis ip uclari veris Jane Austin.
Gelelim EMMA`ya…:
Eylül / 22
Kayıt Tarihi : 26.9.2022 18:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!