Bir gün balık, 
Bir gün ormanda mantar toplarken,
Bir yeşil ördeğin peşinden günlerce koşarken,
Dere, tepe, bataklık dinlemeden...
Özgürken yüreğim...
Bir yere bağlanıp kalmaktan korkarken,
Çoğu zamanları...
Evlenip çoluk çocuğa karışıp ta:
Esiri olmak geçim derdinin.
Kalakalmak tek  bir  şehirde...
Denizden uzak...
Ormandan uzak...
Ufuklardan uzak...
İyot kokularından uzak sabahları.
Ve şimdide 
Alışmak, kanıksamak bu şehri...
Bağlanmak hiç gitmemecesine,
Ağaçsız da...
Denizsiz de...
Ufuksuz da olsa,
Kömür kokularıyla bile...
Önce memleketim gelir aklıma,
Denizi özledikçe.
Sonra  İstanbul.
Ah İstanbul! nerden düşer fikrime 
Hiç hesapsız..
Özgür yüreğim.
Özgür yanım...
Kırılan bir cam gibi.
Hala parçalanır içimde 
05.01.2009
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Ah bu gitmeler olmasa hep var zorunluluklar, gitmek isteyip de kalmak zorunda olmaklar, özlemi iyot kokularını imge ve düşlerle sarıp sarmalayıp dizelere dökmek de olmasa nasıl dayanılırdı ki uzak yolculuklara. Teşekkür ve saygılar içten, buruk bir o kadar da akıcı dizelere.
Özgür yüreğim.
Özgür yanım...
Kırılan bir cam gibi.
Hala parçalanır içimde
İÇİNDE ÖZGÜRLÜK GEÇEN HER ŞEY GİBİ,ACIYARAK VE ACITARAK GEÇER ANLAR...SAYGILAR SAYIN ŞAİR.
Bir yanı sıla, diğer yanı Istanbul; iki yanı da dert sevda...
Ne güzel anlatmış şair.
Kutluyorum sayın Karadağ.
+
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta