Maziden Yansımalar ( Çocukluğum )

Muhammet Bora Candan
69

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Maziden Yansımalar ( Çocukluğum )

Korktum hayatın arasına karışmaktan,
Ya canım yanarsa diye.
Bilgisayar oyunlarının arasından çıkıp geldim şimdiye.
Çocuktum,
Mavi dağlara yürürdüm ve onlar hep mavi kalırdı.
Gökyüzünü elimle yırtardım,
Yine elimle atardım yolcu uçaklarını.
Güneşin önüne elimi getirirdim gece olurdu.
Yoldakilere bakmaktan kaybederdim yolu.
Yazın iple çekerdim yaz kitaplarını,
Kışın ise kar tatillerini.
Bir zeplinle dolaşmak isterdim tüm bir gezegeni.
Biriktirdiğim harçlıklarla,
Yapabileceğimden daha iyi bir uçurtma alırdım.
Bisikletten düşerdim
Ve herkes gidince utancımdan ağlardım.
Karanlık saçan bir gezegen hayal ederdim,
Uzayın karanlık oluşundan.
Karanlık bir renk ya da değil,
Önemli değildi dizimdeki yaramdan.
Bayramlarda erken kalkardım,
Uyandırırdım herkesi.
Okul pikniklerinde görebileceğime inanırdım perileri.
Derse mola verip oyun oynamaz
Oyuna mola verip çalışırdım ders.
Bayram harçlıklarıyla atari kasetleri alırdım,
Heyecandan takardım ters.
Henüz çocuktum
Ve para bana kağıttan oyuncak gelirdi.
A yolundan B yoluna giden bir aracın hızı değil,
Rengi önemliydi.
Güneşten bir tarafı solmuş polar hırkamla,
Adımlardım kaldırımları.
Sadece Mary Jane'e anlatabilirdim,
Süper güçlerimin varlığını.
Hayrandım Cüneyt Arkın’a.
Tam bir travma olmuştu Murat ile Nazlı
Ve tabi ki Toprak Ana.
Video oyunları ve filmler en büyük zevklerimdi.
Oyunlar bir gerçek,
Gerçekler ise birer oyun gibiydi...
Bugs Bunny, Cedric, Sünger Bob, Digimon…
Güzel zamanlardı.
Hayallerimde bitmek bilmezdi, Marvel vs DC savaşları.
Ablamla izlemiştik Jumanji’yi.
Düşünürdük Japonya’ya yerleşmeyi.
Severdim anime figür ve biblolarını.
Ablamdı en büyük Disney fanı.
Her yerde çalardı Lambada
Razıydım Şirinler köyünde bir hayata.
Arkadaşlarım bana Mami diye seslenirdi.
Su tabancasıyla ıslatırdım önüme gelenleri.
Afacan Dennis, Garfield, Evde Tek Başına…
Bir aralar çok popülerdi Hannah Montana.
Babam sobanın üstünde fındık kavururdu.
Bulmalıydım Alice’in harikalar diyarına gittiği yolu.
Symbian telefon, Windows 98,
Uzaktan kumandalı araba.
Heyecandan yerimde duramazdım, izlerken Tsubasa.
MSN, Pringles, Teletekst, Grup Hepsi…
Her bölümü ayrı bir heyecandı Hayat Bilgisi.
Salçalı ekmeği bölüşürdük arkadaşlarla.
Yardım etmeliydim Er Ryan’ı kurtarmaya.
Melodi kitapçığıyla telefona melodi girmek.
İsterdi onca çaba, sabır ve emek…
Ailem izlerdi Sinan ÇETİN ile Film Gibi.
Ben isterdim Jetgiller veya Taş Devri.
Sofraya gelmesem de annem ayırırdı tabak.
Eğlenceliydi, teyp kasetlerini kalemle sarmak.
Sevemedim hiçbir zaman cosplay etkinliğini.
Unutmam,
Palyaçoları görünce hissettiğim gerginliği.
İş Eğitimi dersinde yaptığım maket evler,
Gerçekten çok başarılıydı.
Arabalardan daha çok etkilerdi, eski bir uçan halı.
Şifreli kanallar ve karıncalı ekranlar,
Merakımı cezbederdi.
Az bilinen bir yeteneğim vardı: Origami.
Red Kit, Maske, Power Rangers, Hayalet Avcıları…
Gökdere’de kurulurdu, Muhacir Pazarları.
Ablam izlerdi Çılgın Bediş veya Sıdıka…
Bense futbolcu olmayı hayal ederdim,
2002 Dünya Kupasında…
Her şey güzel,
Her şey eğlenceli gelirdi o dönemlerde.
Büyük anlamlar yüklerdik,
Küçücük kapasiteli disketlere.
Çocuklar Duymasın, Olacak O Kadar, Polis Akademisi…
Ekrana bağlamıştır izleyen herkesi.
Akşam geç saatlere kadar dışarıda oyun oynardık.
Annem kızardı: “Ezandan önce gel artık”
Robbie Williams, Ratatouille, Richie Rich, Matrix…
Ne çok hatıram var çocukluğumla ilgili.
Hiç sevmezdim, dondurma sırası beklemeyi.
Brendan Fraser filmlerini severdim,
Götürürdü başka alemlere.
Şeker Kız Candy’e aşıktım,
Kararlıydım onunla evlenmeye…
Cesur Yürek, Exorcist, Karayip Korsanları…
Gerçekten istemiştim,
Tropikal bir adada mahsur kalmayı.
En sevdiğim oyun serisiydi Tekken serisi.
Bir an önce inşa etmeliydim görkemli bir uzay gemisi.
Mızıkamdan çıkan anlamsız sesleri bir ben beğenirdim.
Sepetli bisikletimle resmini çizdiğim yerlere giderdim.
CD doldururdum, sevdiğim müziklerden.
Tatlı Hayat, Dadı, Zeyna... İzlerdim her telden.
Hayatımdaki tek kaykayı bana babam yapmıştı.
Doktorlardan korkmazdım,
Yeter ki hastalığım engellemesin oyun oynamayı.
Orta Dünyada elfler, büyücüler, goblinler ve kaos var.
Sabah erken uyanma nedenimdi Ninja Kaplumbağalar.
Severdim animeleri ve mangaları.
Başaramıyordum Kenshin’in başından kalkmayı.
Annem çağırırdı sofraya.
Ben nasıl kıyardım Sega Mega Drive’ımı kapatmaya.
Beat’em up oyunlarda yaşadığım tarifsiz heyecan.
Bir kurtarıcıydım serüvenden serüvene koşan.
Çınar ağacına salıncak kurmak
Ve uçmak gökyüzüne.
Cadılara karşı yardım etmeliydim Oz Büyücüsüne.
Abilerim getirirdi Level Dergisi.
Rüyalarımda devam ederdi;
Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi.
Bruce Lee sevdirmişti dövüş sanatlarını.
Havuç suyu isterdim
Ama evde hep Nazo vardı.
Korku filmlerini severdim,
Ama çok da fark etmezdi filmlerin türleri...
Gladyatör filmi, diken diken etmişti tüyleri...
Neo Geo oyun makinalarında harcadığım jetonlar...
Mazimde çocukluğuma dair pek çok mutluluk var.
Arkadaşlarım Hugo oynardı,
Ben ise Resident Evil oynardım.
Oyunun bir bölümünde takılan,
Benden alırdı yardım.
Karanlıkta eşyaları hep bir şeylere benzetirdim,
Sabah horoz sesleri bölerdi uykularımı.
Peter Pan’ın en yakın arkadaşıydım,
Geçenlerde görmüştüm Tom Sawyer’ı.
Oyuncak bir piyano,
Define Adası kitabı,
Satranç takımım
Ve sarman bir kedi.
Çocukluğumun en güzel hediyeleriydi.
Hayallerimde mumyalar, vampirler…
Kurtarırdım dünyayı.
Her gün dünyayı kurtarmaktan
Durduramadım önlüğüme dökülen ayranı.
166 masal hattında bir prenstim
Ve sahiptim pembe bulutların üzerinde bir saraya.
Jurassic World’ü tercih ederdim Jurassic Park’a.
Bi başaramadım gökkuşağının altından geçmeyi.
Kopyacıların benden tek öğrendiği;
Çirkin yazı okuma yeteneği.
Kapı önüne kilim serip
Alırdık yanımıza cips, çekirdek, kola.
Çok meraklıydım
Arkadaşlarımdan korkunç hikayeler duymaya.
Bilmiyordum bile bitirdiğim video oyunlarının sayısını.
Samuraylardan öğrenmiştim,
Erdemdi hayatın anlamı.
Açmaktan ufacık kalırdı kalemim.
En büyük gerçeklerden daha huzurluydu
En küçük hayalim.
R. Kenshin'in saç rengine,
Oyun konsolumu boyatmıştım ben.
Erişemediğim erik dalları için boy atmıştım ben.
En önemsiz hayalim en mutlu yaşantımdan derindi.
Belki de kördüm
Ama rüyalarım gerçeklerden daha güzeldi.
Karanlık da olsa bir gökyüzü vardı,
Tek derdimdi dizimdeki yaram…
Çocuktum
Ve benle birlikte büyüyecek sanıyordum kareli şapkam.

Muhammet Bora Candan
Kayıt Tarihi : 29.3.2020 20:13:00