Ey gönlüm;
Hangi söz kurşun olup saplandı yüreğine.
Hangi gece sebep oldu gözlerinin rengine.
Neden bir türlü hayata dönmezsin.
Nasıl olur da bunca renk varken,
Siyahtan başkasını görmezsin.
***
Ey gönlüm;
Hangi güzelin aşkı gelip geçti başından,
Hangi bakışlardı, delip geçti bağrından.
Neden artık göz yaşını silmezsin,
Giden gitti gönlüm,
Gayrı vuslat mahşeredir.
Sen bunu nasıl bilmezsin.
***
Ey gönlüm;
Nedir böyle seni senden alan,
Nedir seni bunca derde salan.
Güzellikse muradın inan ki yalan,
Kim var ki sürekli güzel kalan.
O da bir gün yaşlanmayacak mı?
Güzel dediğin o ten,
Gün gelip buruşmayacak mı?
Sanki o da sen gibi,
Bir gün toprağa karışmayacak mı?
***
Ey gönlüm;
Alan sen misin ki dileyince veresin,
Kalan sen misin ki isteyince gidesin.
Kaderi sen mi yazdın ki,
Olmamış diye silesin.
Bu sebepten ben derim ki;
Halin her ne ise,
O haline şükredesin...
***
Ey gönlüm;
Aslında düştüğün sevdayı da,
Çektiğin cefayı da görürüm.
Sanma ki sana;
Sadece teselli veririm.
Çünkü her ne desem boş.
Ne söylesem anlamsız bilirim.
Ne acın diner,
Ne hasretin biter.
Lakin isterim ki;
Sen yine de isyan etmeyesin.
Zira isyan edersen vuslatın,
Vuslatın mahşerde de olmaz bilesin...
Kayıt Tarihi : 25.3.2017 18:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ey gönlüm; Hangi söz kurşun olup saplandı yüreğine. Hangi gece sebep oldu gözlerinin rengine. Neden bir türlü hayata dönmezsin. Nasıl olur da bunca renk varken, Siyahtan başkasını görmezsin.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!