Kirli geçmişi zihninde dolaşan
Memleketin en ücra köşelerinde
yüreği sütliman
bir serseri gelsin gözlerinin önüne…
aklına getir işte bir şekilde
sevilen her zaman,
aranan her yerde…
ya da bir sevgili getir
sevmesini beceremiyorsan bile!
Bilirsin…
Sene dört mevsim hayra yorulmaz yalnızlık!
Ve bir acısı vardır içinde;
Gelirse ayrılık,
Oturur adamın içine!
Gerisi; say ki ele ayağa düşmüşlük!
Öyleyim işte!
Savrulup duruyorum yalnız akşamlarda,
o sokak senin, bu cadde benim
arıyorum içimdeki sevda şehrinde
gelinliğinle seni; KAHROLUYORUM!
Gözlerinin önüne getir beni…
Çocuk olayım…
Sırf düşünmek için bir kez beni
okul ayakkabılarıyla top oynayan
bir kez değişiklik olsun diye değil;
BİR KIZI SEVMİŞİM FORMAMDAN ÇOK,
NE YAPAYIM!
Sonra istersen Savcı, istersen Hakim ol sen,
‘halimi arz ediyorum efendim’ demişim;
‘el hareketi yapmadan konuş ulan! ’
Korkmuşum çoğu kez hayatı anlatırken bile
Sensizim ya bir de,
Nasılsam; işte öyleyim…
BİR GAZETECİYİM SAY!
BOMBALARLA YIKILAN BİR ŞEHRİN İÇİNDE,
DEPREMDE, SAVAŞTA YARALI ÇEKMİŞİM!
ÖLÜ ÇEKMİŞİM, KAN ÇEKMİŞİM!
SENİ GÖRMÜŞÜM SONRA,
FOTOĞRAFINI ÇEKMİŞİM GÜLLERİN İÇİNDE,
MAKİNEYİ KIRIP, İSTİFA ETMİŞİM;
SEVDAN ÇEKMİŞİM!
beni
en çılgın halinde,
beni kanlı nevresimini beklerlerken dışarıda!
Beni en buruk anımda,
destansı güzelliğinle
bir satılmış serseri gibi gözlerinin önüne getir!
Nasılsam işte öyleyim!
İÇİME HOYRAT KALMIŞ BİR ŞEHRİN
BANA NELER ETTİĞİNİ GÖZLERİNLE GÖR!
Bıçkın bir kaldırım delikanlısı,
serseriliğin doruğunda bir yalnız adam,
asayişin bile zor sağlandığı
sokak ve caddelerde bitirim bir filinta,
ya da
gümrüksüz, damsız
adamsız girilmeyen mekanlarda
yeleğiyle teke tek
efkar dağıtmış bir zorba diye
andılarsa da seni sevdim!
Külhanbeyi sandılarsa da seni sevdim,
‘ince kabadayı’diye tanıdılarsa da!
Oysa ben sazından başka sırdaşı olmayan bir şairdim,
Seni sevmekten başka kendime zarar vermedim!
(kasığından bıçaklanmışı
atıp hastaneye götüremeyecek kadar meteliksiz,
bir çırpıda halini anlatamayacak kadar utangaç,
Ve kaçarlarken şehrin isim babaları;
kavgalara olur olmaz yerde yüreğini koyacak kadar
serseriydim ama seni sevdim!
sevdim işte neyleyim! neyleyim…neyleyim…
Kişilerarası ilişkilerin
En sağlam olduğu ailelerden birinin
En küçüğüyüm üçten sonra…
Bu kadar düşmedim kendime,
Bu kadar hırçınlaşmadı asi yüreğim;
Böyle enselemedim nefreti kendi içimde!
Ne umudum, ne neşem kaldı sayende!
Artık ne olarak gözlerinin önüne
getirirsen getir; suçlusun!
Artık ne yaparsan yap; düşmanımsın!
Nasılım diye sorma!
Ne yapmaktayım…
Ne iyiyim ne de kötü
Hissetmiyorum; o kadar!
İşte öyleyim!
Vur elime al değil mi ekmeğimi!
Ya da öl de öleyim!
İŞTE ÖYLEYİM…
İŞTE ÖYLEYİM…
BİR ÇOCUK NASIL SEVERSE
OYUNCAĞINI,
ALIRLAR ELİNDEN SONRA;
BENDE ÖYLEYİM…
ÜZÜLMEKTEYİM…
AĞLAMAKTAYIM…
NE İYİYİM NE DE KÖTÜ
HİSSETMİYORUM…
VAZGEÇMİYORUM…
HEP BEKLİYORUM…
İŞTE ÖYLEYİM…
BEN İŞTE BÖYLEYİM! ! !
25.09.2003/KIRIKKALE
Halil İbrahim ÇimendağKayıt Tarihi : 9.2.2009 17:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)