bir şairi en çok kelimeler öldürür
İ.
bağdaş kurup Beyazıt’ta ihtiyar bir çınarla
/ kaçamak bakışında şairin /
açıp açıp okuduğum şehrengiz
âh! ne yana baksam ben
ne yana baksam hatıralar yaprak yaprak dökülür
içim içime sığmaz nerde bir şair görsem
içimde bir merak
öyle bir merakki
ölümümden bir ay sonra
bir güncük yaşamak
ve
dostu düşmanı
Devamını Oku
öyle bir merakki
ölümümden bir ay sonra
bir güncük yaşamak
ve
dostu düşmanı




Neden tartışıldığını anlamıyorum açıkçası; sonuç önceden belli zaten; geçen yıl aynı şeyi yapmadılar mı; nasıl bir mantaliteye sahip olduğu belli adamlar kendi aralarında kendi yazdıkları şiirlere derece vermişler; dahası, sanatla uzaktan yakından alakası olmayan, sanatı tezhip ve hat sanan, modern sanatı (100 yılı aşkın bir süreç) şeytanca gören, kısacası sanat düşmanı insanların, hele hele AKPli bir belediyenin düzenlediği yarışmadan nasıl bir sonuç bekliyorsunuz? Mukaddesatçı muhafazakar insanlardan tarafsız bir sonuç beklemiyorsunuz herhalde; ben yarışmaya girmediğimi belirtiyim, ister inanın ister inanmayın; Arapça ve Farsça bilmiyorum çünkü; sadece şiirdeki ve yorumlardaki absütrlüğü görünce birşeyler yaziyim dedim; hepsi bu kadar, kimse kendini kandırmasın; en çok anlamadığım nokta ise, Hilmi Yavuz'un da jüride olması; geçen yılki sonuçtan sonra hiç beklemezdim doğrusu; belli bir yaştan sonra öbür tarafı daha çok düşünüyo insan herhalde... Neysem, herkese benden salam sosis...
Ben demiyormuyum her zaman.'Körler ile sağırlar.Birbirini ağırlar' diye.Bakınız sözde jüri üyelerine,bir tane hececi var mı? . Madem dereceye giren şiirlerin hepsi serbest angajmana tabi idiyse,niye baştan söylemediniz! .
Bu kadar insanı yanlışınızın ve keyfiliğinizin selinde sürüklemeye ne hakkınız var efendiler! .
Ha ben mi! .. Böylesi danışıklı döğüşün kurallarını çok iyi bildiğimden,tenezzül buyurup katılmadım bile...
Keşke sizde katılmasaydınızda,bu şikayetlere düçar olmasaydınız.Vesselam.
Şiir kalitesi görecelidir jüri kararına saygı duymak gerekir. Geçen sene yine Ümraniye Belediyesi'nin düzenlediği şiir yarışmasının ödül törenini izledikten sonra bu sene katılmak istemedim. Yarışma sonuçları gösteriyor ki haklıymışım. Jüri değişmiş fakat sonuç değişmemiş. M.Şamil Baş geçen sene de 2.lik ödülünü almıştı. Bu bana biraz garip geliyor doğrusu (hele de geçen sene ödül töreninde Belediye Başkanı Hasan Can'ın ödül alan bir şairin önünde durup 'hoşgeldin abi' diyerek elini öpmesi aklıma gelince).... Ben şike kokusu alıyorum.
NOT: Cevap verecek varsa boşuna buradan vermesin, geri dönüp bakmayacağım. Özel mesajım açıktır...
NOTUN NOTU: M.Şamil Baş rahatsız oluyorsa bu yorumdan rahatlıkla silebilir... Sözüm Sn.Baş'a değil Hasan Can'a dır.
Şiirler yarıştırılmamalı.
Öncelikle belirteyim ben yarışmaya katılmadım. Fakat yarışmaya katılan ve bu şiirin 1. seçildiğini gören tüm şairlerin hayal kırıklığını anlıyor vr aynen katılıyorum. Gerçek anlamda sanat ve zeka pırıltısı bulmak için iki defa okudum. Yazık... Jüri üyeleri adına çok üzgünüm. Şiire yeni başlayanların da şevkini kırdıklarına emin olsunlar.
Okudukça okuyasım geliyor. Sizi ve şiirinizi candan kutlarım. Tenkit eden arkadaşlara gelince, onlar, o uydurukça dilleri kınasınlar.Bize bu dille ve bu güzel gönülle yazılmış şiirler yakışıyor. Jüri gayet isâbetli bir seçim yapmış.Onları da kutluyorum. Hâlenur Kor
birinciğie yakışır bir şiir tebrik ederim yüreğina sağlık
BİR İSTANBUL DÜŞ GÖZLERİME
Mavi bir kartal tak kollarıma
Galata’dan, Üsküdar’a uçur beni
Hazerifan çelebi bile kıskansın
Geçerken kuş konmaz camisini
Kurt adımlarla yürürken
Aksaray’dan Topkapı’ya
Bir ihtilal yalnızlığı
Çökerken omzuma
Topal bir akşam üstü
Kesildi ayaklarım İstanbul caddelerinden
Bu bir masal değil küçüğüm
Süngülerle girdiler düşlerine
Süngülerle çıktılar şiirimden, SENE SEKSEN
Kum kapı’da evim kaldı, elimde bavulum
Bavulda İstanbul resimlerim kaldı
Dün siyah beyaz çektirdiğim fotoğraflardan
Seyrettim İstanbul’u
Ellerim kelepçeli geçerken
Bir mahkum arabasından
Balıkçıların ağlarına mı takıldı güneş
Her taraf zindan
ne zor şeymiş
senden ayrılmak,
böyle ansızın koparılmak,
götürülmek bir yerlere
oysa ne çok severmişiz seni İstanbul
Hani Üsküdar, hani kız kulesi
Nerde taksim, nerde Beşiktaş
Hani gezip dolaştığımız o yerler
Hani iğne atsan yere düşmez kalabalıkların
Hani surların, hani vapurların,
Mavi dalgaların, pis kokan halicin
Adaların, modaların nerde
Nerde o sahillerin,
Nerde saklanır martı çığlıkların
Hani portakal saçlı kızların
Sen yoksun İstanbul
Koca şehir yok
Her taraf taş duvar,
Önüm arkam, demir kapı,
Sahi İstanbul,sahi sen nerdesin
Gri kuşlar mı aldı götürdü seni
Yoksun ortalık yerde
Hangi rüzgara takıldın bilemiyorum
Hiç sormaz oldun halimi
Ne aradın ne sordun bunca yıl
Nerdeyim biliyor musun ey aziz İstanbul
Yırtık bir gökyüzünün kurşunlarla ıslatıldığı
Katil bir sonbaharın saçlarıma takıldığı
Senden uzak bir yermiş, işte burası
Eylüllerin adam astığı
Bekle bizi ey İstanbul
Bir gün bu ihtilal yalnızlığı giydiğim elbiseyi
Güz yağmurlarına asıp
Gece ay ışığında ceplerime doldurduğum
Güvercinlerle
Sana geleceğim
Şöyle oturup keyfimce
Boğazda bir çay bahçesinde
Bir sigara içeceğim
Biraz sana sitem edip
Eski albümlerden
dolmaya başlamış yüzümün tuvaline
Fırçamı dokundurup
Marmara’nın mavi sularına
Seni çizeceğim
Kalamış’tan kalkan bir gemiye binip
Ankara’ya gideceğim
Mesela yani
BİR İSTANBUL ŞİİRİDE BÖYLE OLSUN
BİZE GÖRE,HERKESE AYRI BİR İSTANBUL
TARİH BOYU...
ŞİİR YAZAN ARKADAŞLARI KUTLARIM
..
BİR İSTANBUL DÜŞ GÖZLERİME
Mavi bir kartal tak kollarıma
Galata’dan, Üsküdar’a uçur beni
Hazerifan çelebi bile kıskansın
Geçerken kuş konmaz camisini
Kurt adımlarla yürürken
Aksaray’dan Topkapı’ya
Bir ihtilal yalnızlığı
Çökerken omzuma
Topal bir akşam üstü
Kesildi ayaklarım İstanbul caddelerinden
Bu bir masal değil küçüğüm
Süngülerle girdiler düşlerine
Süngülerle çıktılar şiirimden, SENE SEKSEN
Kum kapı’da evim kaldı, elimde bavulum
Bavulda İstanbul resimlerim kaldı
Dün siyah beyaz çektirdiğim fotoğraflardan
Seyrettim İstanbul’u
Ellerim kelepçeli geçerken
Bir mahkum arabasından
Balıkçıların ağlarına mı takıldı güneş
Her taraf zindan
ne zor şeymiş
senden ayrılmak,
böyle ansızın koparılmak,
götürülmek bir yerlere
oysa ne çok severmişiz seni İstanbul
Hani Üsküdar, hani kız kulesi
Nerde taksim, nerde Beşiktaş
Hani gezip dolaştığımız o yerler
Hani iğne atsan yere düşmez kalabalıkların
Hani surların, hani vapurların,
Mavi dalgaların, pis kokan halicin
Adaların, modaların nerde
Nerde o sahillerin,
Nerde saklanır martı çığlıkların
Hani portakal saçlı kızların
Sen yoksun İstanbul
Koca şehir yok
Her taraf taş duvar,
Önüm arkam, demir kapı,
Sahi İstanbul,sahi sen nerdesin
Gri kuşlar mı aldı götürdü seni
Yoksun ortalık yerde
Hangi rüzgara takıldın bilemiyorum
Hiç sormaz oldun halimi
Ne aradın ne sordun bunca yıl
Nerdeyim biliyor musun ey aziz İstanbul
Yırtık bir gökyüzünün kurşunlarla ıslatıldığı
Katil bir sonbaharın saçlarıma takıldığı
Senden uzak bir yermiş, işte burası
Eylüllerin adam astığı
Bekle bizi ey İstanbul
Bir gün bu ihtilal yalnızlığı giydiğim elbiseyi
Güz yağmurlarına asıp
Gece ay ışığında ceplerime doldurduğum
Güvercinlerle
Sana geleceğim
Şöyle oturup keyfimce
Boğazda bir çay bahçesinde
Bir sigara içeceğim
Biraz sana sitem edip
Eski albümlerden
dolmaya başlamış yüzümün tuvaline
Fırçamı dokundurup
Marmara’nın mavi sularına
Seni çizeceğim
Kalamış’tan kalkan bir gemiye binip
Ankara’ya gideceğim
Mesela yani
BİR İSTANBUL ŞİİRİDE BÖYLE OLSUN
BİZE GÖRE,HERKESE AYRI BİR İSTANBUL
TARİH BOYU...
ŞİİR YAZAN ARKADAŞLARI KUTLARIM
BU ŞİİR YARIŞMAYA KATILMAMIŞTIR..
Evet İstanbul şiirleri içinde,sanırım İsranbulun tüm güzelliği ve geçmişini taa ki şanlı onmanlıya kadar anlatan,hemde Fetih`kutlamalarına yakın bir zamanlama da yerinde.Ve şiirlerde güzel olan İstanbulun birde diğer yanı var ki her şiirde göz ardı edilir nedense.Yinede hem yazılım dili hem anlatımı bence mükemmel.Başarılar diliyorum ve Allah CC Yardımcınız olsun her alanda.
Bu şiir ile ilgili 404 tane yorum bulunmakta