İşte geldim dizlerine telaş ile
Her adım takatımdan baaş ile
Ki ben kervanında bir garip eloğlu
Gurup eylenemem handa gardaş ile
Kutlu pınarım kuruttun bir kaş ile
başka bahçelerde açar artık güneş
gibi benim olan bakışlar
alıp vururum başımı taşlara
atılmaz
atılmaz savdan sinemde kışlar
yanar durur
Sadace sevmesini becerebildim
Kalıba dökmeden, sınırlamadan
Koştuk, ıslandık, yürüdük
Her adımında sevdim seni
Resmini kazıdım çay bardağına
Sadace sevmesini becerebildim
Sapho gibi uçurumdayım
Rimbaud kadar genç
Bir hayalim var Fikret gibi
çok uzaklarda...
Veli gibi anlatamıyorum
Yüzün görmek için çıkar güneş dağa
Gözlerin düşerse; düşer gökyüzü
Geceler senin için varır sabaha
Çiçekler açar
Senin için acı topladım dün gece kaldırımlardan,
en parke taşı arasında kalmışlarını seçtim.
Hepsini toplayıp biriktirdim, en siyahlarını.
Sana yıldızlar toplamak isterdim,
en “ sen” olanlarını.
sen toprak...
ben deniz...
senin yüzünde çiçekler,
bende ışıklar...
içimde balıklar,
sende böcekler...
Sen dur...
Ben giderim...
Sen gitmesini de bilmezsin
Gittin mi adam gideceksin
Arkanda tek bir açık kapı
Yürekte bir damla umut
Toprağından aldığım güçle dururum ayakta.
Tutunurdum ellerine, kollarına.
Koşuşurduk seninle mutluluğa,
İnsanlardan saklanarak.
Bakışlarından hayat akardı,
Bedenimdeki damarlara, gözlerime.
medet beklemem ellerinden
sevgi dilemem gözlerinden
senin olsun tatlı sözlerin
yeter ölüm gelsin peşimden
yüzün gonca güllerle dolsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!