Duydum annen Hak'ka yürümüş
Allah çok çok rahmet eylesin
Emir büyük yerden Gelmişse
Faniler artık ne söylesin.
Deniz suskun, gemiler suskun
İstanbul'un ağzını bıçak açmıyor
Garip bir suskunluğa büründüm
Sesim soluğum çıkmıyor
Ya içim?
Bir duyabilsen içimdeki
Ben Alaycı Zürafa'yım
Herkesle alay ederim
Eller giderken Mersin'e
Ben tersine giderim.
Gecem gündüzüm makara
Ensemden yukarı doğru
Acayip başım ağrıyor
Allah'ım bu nasıl ağrı?
Acayip başım ağrıyor.
Tarif edilmez ki kanki
Hiç kimse göründüğü gibi değildir
Ne hüzünler biriktirir
Küçücük yüreğinde
Her hüzün alnında çizgi olur
Tabanında yarık
Avuçlarında nasır olur
Gel otur kardeşim karşıma şöyle
Sana neler neler anlatacağım
Bir insan kadersiz olur mu böyle
Sabahlara kadar ağlayacağım.
Neyleyim talihim yoksa neyleyim
Aşkın yolu çalı, diken
Aşkla yanan gülde acı
Aşk uğruna çile çeken
Sevdalı gönülde acı.
Sevdiğini söylediysen
Ne güzeldir Bodrum evleri
Beyazı göz kamaştırır
Maviye açılır mavi kapıları
Renklerin en güzeli
Bahçedeki, duvardaki
Begonvil çiçeklerinin moru, pembesi
Tavşan kanı sanki, vay vay
Harika olmuş siyah çay.
Hayat onsuz geçer mi hiç
Otur da güzel bir çay iç.
Kadere ağıt yakmıyorum
Dönüp arkama bakmıyorum
Güçlüyüm şükür korkmuyorum
Boşverdim artık takmıyorum.
Kırmamak için yoruldukça
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!