Sabahtan, erkenden kalkardık
Dağda koyun kuzu yayardık
Türkü söyler kaval çalardık
Unutur muyum köyüm seni
Köy çeşmesinde buluşurduk
Bir şehir düşünüyorum
Aç gezmiyor insanlar
Sokaklarında
Herkesin aşı var işi var
İhtiyacı kadar üretiyor
İhtiyacı kadar tüketiyor
Bir peri masalında
Rastlamıştım
Ya da bir efsanede
Belki içindeydin bir tarih hikayesinin
Yada mitolojik bir mitiydin
Sanırsam Uzakdoğu’nun.
Damla idim ben dere oldum
Kendimi denizde buldum
Boran ile ummana daldım
Seni de buldum ben kendimde
Dağa sordum taşlara sordum
Saldır, kopar, götür
Senin olsun aç göz
Yiye yiye bitir
Senin olsun aç göz
Tavuk, balık, biftek
Biliyorum
Sen olmasan da
Dönecek dünya
Yağacak yağmur
Kar, boran olacak.
Boşa geçirmedin sen bu çağları
Ses oldun, söz oldun Aşık Daimi
Aştın enginleri, yüce dağları
Ses oldun, söz oldun Aşık Daimi
Davut Sulari’den aldın dersini
Seni seviyorum hem de çok, aşkım
Benim her şeyimsin bir tanem, tatlım
Feda olsun sana benim hayatım
Selvi boylu, tatlı dilli sevdiğim
Uçan kuşlar şahidim olsun sana
Ölmemişti de sanki yaşıyordu
Gözleri uzaklara bakıyordu
Uyanın artık çocuklar diyordu
Rüyamda Attila İlhanı gördüm
Yüzündeki tatlı tebessümüyle
Arkandan da konuşulmaz ama
Böylesine güzel
Badem gözlerin olduğunu (!)
Bilmiyordum
Ne kadar iyi biriymişsin meğer(!)
Yeni öğreniyorum.
Teşekkürler-Şiir dostlarına saygı ve selamlar-İsmail Güngör