Dert düşer akşamlara
yola çıkar yağmurlar
Karaltısı gecenin sularda
Söylenip durur yalnızlar...
Solmuş çiçek günbatımı ayrılıklar
Her gece gözlerime damlayan kan damlacıkları
Senden midir ötelerden mi bilemedim gitti
Bir çocuk ağlar hergün içimde
Bir feryat çığlıklanır hep senden yana...
Acılara tutunmuş hasta yürekli çocuk
Sokaklarda bir kıvılcım gibi
Yanıp sönüşlerdeki nesil
Tarihin tükenmez türküsü
Uzayıp giden fasıl
Doru atlı süvariler delerken çağı
Tutuşur korlar yüreklerde
Köse dedemin dediği gibi
Akyazıda sular çığrından çıkmış
Bir de upuzun yollara düşmüş kara gözleri,
Çarşambasını kaybetmiş bir çocuk gibi...
İspirtolu cevaplar çarparken alınlara
Kahrına başkaldırdığım halay aşkına
Diz vurup döğüştüğüm meydan aşkına
Kahpece vurulmuş dostluk aşkına
Sevdaların yangın yeri bu meydan
Sulardan çağıran akşam aşkına..
Gün olup gittiğin gibi
Hatırlıyorum el sallamışlığını
Dönüpte saklamışlığını hüznü
Ağlamaklı gözlerinde...
İçten bir mırıldanış
Çizginin ötesinde bir yürek satılmış
Beride kan ağlarken perdeler
Telgrafın tellerinde bir yeşilli kuş...
Hüzün, sızdı yine dost mektuplarından...
...1985...
Belli belirsiz akış,ayrılın birleşin
Ruhuma akreplerle sokulan soluklar
Bir, tutkunun sömürgesi, bir karanlık düşün
O, zamanın önünde kıvrım, yol ayrımları...
Yazıda kırık kalem, mürekkep izimde
Yağmurun ve toprağın kıskacında ruhumuz
Yoğrulmuş ayrılıkla yoğrulmuş hamurumuz
Zannetme dönüşü olmayan yollara girdik
Toprağız suyuz pınarız günü geldikçe
Çiçeği büyüten çamurumuz
Solarız günü geldikçe...
Bazan seslenir de yollar derin derin
Bir selam gelir çıkıp ta uzaklardan
Şüphesi nedir yağmurlarla düğünden öteye
Korkak sancısı mıdır bu, yoksa gecelerin? ...
Sıralanmış katillerle geçildi hesabımız



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!