Dünya bir parça toprak, iki damla su,
Gerisi boş ıvır zıvır ,teferruat doğrusu,
Asıl olan neyi nasıl, yaşadın sorusu,
Nereden geldik? Nereye gidiyoruz?
Tüm insanlık bir koşturma içinde,
Bilmiyorum ne haldesin,
Ne yaparsın, neredesin,
Seni görmek istiyorum,
Söyle hangi şehirdesin,
Bu ayrılık artık yeter,
Dertlidir bugün yine her gün ki gibi,
Sorsalar söyleyemez ne yapsın garip,
Yarını düşünürken bir umut var gibi,
Kovsalar gidemez ne yapsın garip…
Garibanın biriydin sen ne istediler,
Bir sevda uğruna ,ne hale düştük,
Dün gece onunla ,yine görüştük,
Yan yana gelince ah ne gülüştük,
Ne yaptın sen bana gönül hırsızı,
Gönlümde kapanmaz açtığın sızı.
Bir gün bile yeter, gelsen yanıma,
Bugun olmasa da olsun seneye,
Dileklerim sensin, ersem murada,
Nispet etsem yalnız, kara geceye…
Aklıma düştüğün, her anım mahsun,
Başım alıp ,gitsem nolur!
Diyar diyarb, gezsem nolur!
Seni çok sevmiştim ama,
Sevmiyorum desem nolur vay,
Sen beni çok yordum ,yarim
Bir karabulut, çöktü üstüme,
Gözlerim seni, hiç görmez oldu,
Bir garip sızı, düştü gönlüme,
Ellerim uyuştu, bak tutmaz oldu…
Karşıdan gelen kişi, sen olmalıydın,
Hayaller kurarken, görünce seni,
O anda sen benim, hayalim oldun,
Gözlerin kalbimden, vururken beni,
Karanlık dünyamda, fenerim oldun…
Geçerken her sabah, benim yanımdan,
Günler oldu gelmedi,
Gelmez diyen olmadı,
Ben sevdim o sevmedi,
Sevmez diyen olmadı.
Bir anlık kendine ,
Muhtacım ben sana, muhtacım sesine,
Olmadı olmadı bu baharda olmadı,
Gelmedin yanıma, girmedin gönlüme,
Olmadı olmadı bu bahar da olmadı...
Bekledim göğsüme, kara taşlar bağlayıp,
sitem dolu