Her zor anımda yanımdaydın,
Gözümde mükemmel biri olurdun,
Bana o zor anları yaşatan sen olmasaydın.
Beni cebine koyma delerim cebini.
Bilirim ki senin cebin gönlünden çok daha iri.
Ne şeker kızsın sen, çürüttün tüm duygularımı.
Aptalı oynarken oyuna dal ve beni unut tamam mı?
Sürekli seni yazıyordum,
Kafamı bir an bile kaldırmadan yazdım hep.
Kafamı kaldırdım ve bir baktım,
Başından beri yokmuş mürekkep.
Artık güneşe sarılsam bile ısınamam sana.
İçime tükürme, içimde sen varsın düşer kafana.
Gel gıdıklayayım son gülen sen olmak istiyorsan.
Son gülen sen olacaksın ben ise unutmuş çoktan…
Kolum kopsa, senin yokluğundan daha az acıtırdı belki de.
Şimdi ise hiç umurumda bile değilsin,
İstersen kırk fırın ekmek değil, kırk fırın ye…
Yaşadıklarımız bir savaşsa sen kazandın,
Aşksa ikimiz de kaybettik.
Kim kazandı kim kaybetti de değil mevzu, ayıp ettik.
Şiirleri okuduğun ile kaldı, beyin adlı kadraja sığmadı.
“Fason imaj” da neyin nesi, nereden buldun bu lafı?
Sen haramdın da sensizken içtiklerim mi helal…
Hegel’in diyalektiğini anlatayım sana, beynini de yanına al.
İnanır mısınız, ampul gaza gelip güneşe sordu hesap.
Cahil çiftçi bilmez ne keser ne sap.
Sen aşkın kendisi değildin, aşk emülatörüydün o aralar.
Biz hayvanlar için dizginleyici kafes yerine din ve kurallar var.
Oysa, İnsan yüzde doksan sekiz hayvan, yüzde iki tanrı.
Aşk yüzde beş gerçek yüzde doksan yedi sanrı.
Kendi zekanda birini bulursun artık, bir ben daha gelmez.
İyi ki ayrılmışız, yoksa bir dehanın çocukları olacaktı melez.
İnsanı okumaktan, gezmekten ziyade insan geliştirir.
Karanlık her yerde karanlıktır ama aydınlık için göz gerekir.
Bu aşkın her zerresini bir bir yaktım.
Belki inanmayacaksın ama;
Ben hep en iyi hayatımı beni öldü sandıklarında yaşadım.
Gözyaşların şiir, kokun bahar, yürüyüşün dini ritüel…
Candy de zaten Terry’i seçmişti, hep aynı tel.
Belki beklerdim tekrar sevebileceğime inansaydım.
Sevemediğim her günü yüreğime attığım çiziklerle inan saydım.
Kaşıkla verdiğini kasıkla alır hayat, kandırır bizi.
Tuvalet taşına bak, görmek için hayata bıraktığın izi.
Benim sığım senin derinin, benim derinim sana der in.
Susmak haya mı hata mı, niye iki parmağın erin.
Al her şeyimi de kalbimi ve gözlerimi bırak bana.
Kalbim anlatadursun seni göz pınarlarıma.
Sormaktan gurur duyduğum sorularım var başıma bela açan.
İlgini çekemedim çünkü para değildi göz pınarlarımdan taşan.
Demagoji dersin duygularıma, ne de olsa değildim Red Pill erkeği.
Ne anlam ifade eder ki Porsche’a binmek varken uçurtma şenliği.
Bir ceviz kof çıktı diye ceviz ağacı yakılmaz.
Ben cennet gibi huzurun içindeyken, seni basmış ayaz.
Bir yandan korkuyorum diyorsun, bir yandan kapatın ışıkları.
Kapattım ışıkları, geçti mi korkun, bıraktın mı ağlamayı?
Beden içine aşk sokamazsın aşkın içine sokarsan beden.
Benim için artık bittin ister verem ol ister veren…
Sen tüm doğrularımla sevdiğim yanlıştın, anlamadın sevgimi.
Daha fotojenik olsun istiyorsan buradan terk et beni.
Derdini naftaline yatır bekle, benden artık sana yar olmayacak.
Gün gelecek anlayacaksın, gönlüne karalar düşecek saçlarına ak…
Bir masal yazdın,
Ben sadece fikir yürütüyordum kalem sendeydi.
Fikirlerimin hiçbirini beğenip geçirmedin hayata,
Aradın silgi.
Kendi yazdığın masalı da beğenmedin.
Yeni bir masal yazıp beni kötü kahraman ilan ettin.
Gökten üç elma düşmedi,
Konu acıydı yalnız.
Her yerde aradı beyaz jipli prensini siyah taytlı kız.
Haki yeşili, anlatırdım Dan Brown’ı ve Stephen King’i
What the fuck! Nasıl izlememiş olabilirsin Titanic’i.
Kehribar gözler, çengel burun, donuk surat bla bla bla...
Bedeni meraklıydı canhıraş şekilde yaşlanmaya.
Kendini değiştir dedin, seni değiştirdim.
Bilmez misin ben seni ben olduğum için sevdim.
Ben değişirsem seveceğim kişi de değişmez mi?
Aklın yoktu, ama galiba aklına bir fikir geldi.
Sevdim, öldüm, bittim, uğraştım; ama sen dönmedin.
Kanka dedim, ironi yaptım, küfrettim, yanına alyansla geldim...
Ve sen koşa koşa döndün,
Hem de gözyaşları içinde.
Demek seni alaya almam gerekiyormuş olman için asude.
Bana deneyim kazandırdın,
Git ve şimdi başkalarına deneyim kazandır.
Yüzsüzsün herkese yüz verirsin,
Aşk gidenler değil kalanlardır.
Duydum ki sen de bulmuşsun birini.
Çok yakışmışsınız, Banu ve Mehmet gibi.
16 Kasım,
Bitmez derdim ama bitti yasım.
Olgunlaşmakta son nokta yeryüzünde mevcut değildir.
Geçmişini ne kadar toyca görürsen gör,
Yarın bugünü toyca göreceksin.
Kendine en yakın derdi her zaman en büyük dert olarak görür insan.
Derdini, korkularını anladım ama çok saçmaydı inan.
Büyük ayıp ettin elini pamuğun altına bile koyamayarak.
Oysa ödüldü seni sevmem, bir kendine bir de bana bak.
Oysa ben masumca sevmiştim seni.
Sığınak başına yıkılır, aşk savaşında olursan acemi.
Başvurdum baş vurmaya, ağladıkça anladım hayatı.
Uyandım ve masumiyetimi yitirdim
Çünkü elimi tutan avucumu yokladı.
Sonsuz alem diye yakarıyor donsuz alem.
Düşündüm de bulamadım, niye bunları yazdı kalem.
Anne bedduası mı aldım, yoksa nazar mı?
Niye her istediğim oluyor da bir bunda dualarım nazlı?
Hangi yıldızdan sonra duam kabul olur,
İndireyim tüm yıldızları...
Her ilişki biraz çelişki.
Aşkın adresi:
Kavuşamama mahallesi,
Unutamama sokak,
Özlem duyma sitesi…
Dünde yürek, şu anda akıl, gelecekte bacak…
Ölünce pamuk değil para tıkanacak.
Cıvık cıvık değil cıvıl cıvıldı oysa.
Görmemiş ki sevgi, trene bakar gibi baktı aşka.
Çiçeği susuz bırakıp ondan koku beklemek hata olur.
Suyu fazla kaçırırsan çiçeği sarar çamur.
Ben her derde rağmen gözyaşları ile suladım bu aşkı.
Dert dediğin kimine bir bağımlılık kimine alkolsüz rakı.
Benim için matah olan her şey kendini terse çevirdi, hatam oldu.
Sana olan hislerim bakir, ama acılarım hep duldu.
Neden sanki daha hoş gelir ulaşılamayacak kadar uzaktaki.
Galiba uzaktaki bir davul, aşkı da o davulun sesi.
Köprünün altından akan sular köprüyü yıkmış;
Sen hala karşıya geçmek istersin ama yetmez son çırpınış.
Artık o köprülerin altından çok sular aktı,
Bitti sevgi bende.
Köprünün altından akan sular taşsa da boğulmam hasretinle.
Sevgi beni bitirmeden ben sevgiyi bitirdim,
Kurtuldum bu yaradan.
Kalbim yeni dikilmiş bir fidan,
Geçmişim ise karanlık bir zindan.
Seni bekledi bu yüreğim,
Etmedi kimseye tek bir kelam.
Sen geldin, ama bende ne aşk kalmıştı ne sevgi;
Bir hiçtin vesselam…
Muhammet Bora Candan
Kayıt Tarihi : 29.3.2020 20:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.